Tarım ve Orman Bakanlığının hazırlayarak kamuoyuyla paylaştığı “Kamuoyunda Gündeme Gelen Asılsız İddialar ve Gerçekler” kitapçığında, tarımsal desteklerden saman, buğday ve tohum üretimine, orman yangınlarından patates ekim alanlarına kadar çeşitli konulardaki iddialara cevap verildi.
Kitapçığın ön sözünde, vatandaşın bakanlıktan beklentilerine değinilerek, “Bakanlığımızla ilgili öne sürülen gerçek dışı iddiaların vatandaşımızın algısını bilinçli olarak yönlendirmeye yönelik olduğu aşikardır. Fakat bu asılsız iddiaların, üreticinin motivasyonunu düşürmekten, tüketicinin yanlış bilgilerle aklının karışmasına neden olmaktan başka bir sonucu yoktur.” ifadeleri kullanıldı.
Kitapçıkta yer alan bilgilere göre, tarımsal gayrisafi yurt içi hasılada iddiaların aksine düşüş yaşanmıyor. 2002’de 24 milyar lira olan söz konusu değer, yüzde 83 artışla geçen yıl 44 milyar liraya yükseldi. Tarımsal ihracat bu dönemde 3,8 milyar dolardan 17,7 milyar dolara ulaştı. Tarımsal destekler ise 2002’de 1,8 milyar lira iken bu yıl 17 milyar liralık nakit destek ödemesi yapılacak. 2002’de 83 milyon lira olan hayvancılık destek ödemeleri de geçen yıl itibariyle 3,7 milyar lira oldu.
Tarımsal desteklerin kırsala ulaşmadığı iddialarına da cevap verilen kitapçıkta, kırsal kalkınma alanında gerçekleştirilen 25 bin proje ve 10 milyar liralık hibe ödemesiyle 200 bin kişiye istihdam sağlandığı belirtildi.
Bakanlığın gıda denetimlerini önemsemediği iddiasına karşın, geçen yıl itibarıyla 1 milyon 124 bin denetim yapıldığı bildirildi. Söz konusu sayının 2002’de 39 bin olduğunun altı çizildi.
2002-2018 döneminde bitkisel üretimin düşmediği, aksine artarak 98 milyon tondan 117 milyon tona ulaştığı bilgisi verildi.
“Türkiye saman ihracatçısı oldu”
Kitapçıkta, son dönemde yoğun olarak tartışılan saman üretimine ilişkin veriler de paylaşıldı.
Buna göre, Türkiye, saman üretiminde kendisine yeter durumda bulunuyor. Türkiye’nin yıllık saman üretimi ortalama 25 milyon ton civarında iken, hayvancılıkta 15 milyon ton saman tüketiliyor. Geri kalan miktar, kağıt endüstrisi, mantar yetiştiriciliği ve hayvan altlığı olarak kullanılıyor. 2019 yılı itibarıyla ithal edilen saman sadece 150 kilogram oldu. Türkiye, bu yıl itibarıyla saman ihracatçısı konumunda olurken, yıl içinde şu ana kadar yurt dışına 7 bin 370 ton saman satışı gerçekleştirildi.
Bakanlık, üreticiyi korumaya yönelik müdahale araçlarını da kullanırken, ürün alım fiyatları hasat öncesinde açıklandı. Söz konusu fiyatlar, enflasyon oranının üzerinde belirlendi.
Tohum ithalatı tartışmalarına da yanıt verilen kitapçığa göre, Türkiye 85 ülkeye tohum ihracatı yapıyor. Geçen yıl 152 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi.
“Yangına müdahalede lider”
Yaz aylarında yoğunlaşan orman yangınları da kitapçıkta cevap verilen bir diğer konu oldu. Buna göre, Türkiye, orman yangınlarına müdahalede Akdeniz ülkeleri arasında lider konumda bulunuyor. Türkiye, Orman Yangın Yönetim Sistemi ile insan gücü, kara ve hava araçlarını tek merkezden yöneterek, orman yangınlarında çevre ülkelere de her an yardım edebilecek güçlü bir yapıya kavuştu. Yangına birinci derece hassas bölgelerde ortalama ilk müdahale süresi geçen yıl 12 dakika olarak gerçekleşti.
Son 16 yılda yapılan ağaçlandırma çalışmalarıyla orman varlığı yüzde 8,6 arttı.
Türkiye’nin un ithal eder duruma geldiği iddiasına da “Sektörde 2003 yılından bu yılın temmuz ayına kadar 58 milyon tonluk ithalat yapıldı, ihracat miktarı ise 72 milyon ton olarak gerçekleşti. Değer olarak da 16 milyar dolarlık ithalat ve 28,6 milyar dolarlık ihracat yapıldı.” bilgisi verildi.
“Hayvan varlığında AB’de birinci”
Kitapçığa göre, Türkiye’nin hayvan varlığında önemli artışlar sağlandı. Büyükbaş hayvan sayısı 2002’de 10 milyon iken bu yıl 18 milyona ulaştı. Bu dönemde küçükbaş hayvan sayısı 32 milyondan 50 milyona çıktı. Kanatlı sayısı da 251 milyondan 359 milyona ulaştı. Türkiye, büyükbaş hayvan varlığında Avrupa Birliği’nde ikinci, küçükbaş ve toplam hayvan varlığında ise birinci sırada yer alıyor.
Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ) arazi varlığının azaldığı iddiaları da kitapçıkta yer buldu. Buna göre, kamuoyunda yer alan iddialar, 1983 yılına kadar çıkarılan çeşitli kanunlarla AOÇ mülkiyetinden çıkmış alanları kapsıyor. Bu alanlarla ilgili işlemler tasarruf sahiplerince yapılıyor. Bu nedenle medyada, AOÇ arazileri olarak tanımlanan alanlar, çiftliğin mülkiyetinde ve sorumluluğunda bulunmuyor.
Kitapçıkta, üreticinin fiyat dalgalanmalarına karşı korunması için et ve süt piyasasına müdahalede bulunulduğu belirtilerek, besiciye verilen kesim hizmeti kapsamında eylül ayı itibarıyla 203 bin büyükbaş kesimi yapıldığı da kaydedildi.
Kaynak: AA