Babasının Taliban tarafından öldürülmesinin ardından Afganistan’ı terk etmek zorunda kalan Paris Saint-Germain’in (PSG) kadın yıldız futbolcusu Nadia Nadim, mücadelelerle dolu hayatı ve başarılı futboluyla uluslararası spor dünyasının ilgisini çekiyor.
Nadim’in geçen yıl ocak ayında Manchester City’den PSG’ye transfer olması dünya ve özellikle Fransız basının yoğun ilgisine neden oldu.
1988’de Afganistan’ın Herat kentinde dünyaya gelen Nadim, erken yaşta hayatın zorluklarıyla mücadele etmeye başladı. Nadim, Afganistan ordusunda görev yapan babası Taliban tarafından öldürüldüğünde henüz 12 yaşındaydı.
Bunun üzerine annesi ve kardeşleriyle sahte pasaportla İtalya’ya giden Nadim, burada bir süre kaldıktan sonra Danimarka’ya geçti ve bu ülkede aylarca mülteci kamplarında kaldı.
Bu kamplarda futbolla tanışan Nadim, birçok zorlukları aşarak yerel kulüplerde başladığı futbol hayatına PSG’de devam ediyor.
Nadim, aynı zamanda Danimarka vatandaşı ve 2009 yılından bu yana Danimarka Milli Takımı’nda oynuyor.
Kulubün tesislerinde yapılan antrenman sonrası soruları yanıtlayan Nadim, “Babam öldürüldüğünde de kaçakçılar yoluyla Afganistan dışına çıkarıldık ve bir şekilde Danimarka’ya getirildik.” diye konuştu.
Nadim, futbola nasıl başladığına ilişkin soru hakkında şunları söyledi:
“Futbolla ilk kez tanışıp ‘evet bunu oynamak istiyorum’ dediğimde Danimarka’daki mülteci kampında yaşıyorduk. Kampta bir futbol kulübü vardı. Kızlar da dahil çocukların futbol oynamasını izlerdim. O dönemde futbola ilgim başladı. İşte bunu yapmak istiyorum dedim. Önce kampta çocuklarla birlikte top peşinde koşmaya başladım. Daha sonra cesaretimi topladım ve antrenörden beni de takıma almasını istedim. O noktadan sonra futbol benim için bir tutkuya dönüştü. Kendimi geliştirmeye, televizyonda örnek aldığım futbolcuları taklit etmeye başladım ve şimdi buradayız.”
“Zlatan Ibrahimovic hayranıydım”
Futbola başladığında idolü Brezilyalı Ronaldo olduğunu anlatan 32 yaşındaki Nadim, “Onun gerçekten mükemmel olduğunu düşünüyorum. Zlatan Ibrahimovic’in de büyük bir hayranıydım. Sahadaki tutumunu her zaman çok beğenmişimdir. Ancak genel olarak sahada kendileri olmaya cüret eden tüm oyuncuları her zaman imrenerek takip ettim.” diye konuştu.
“Hayallerim gerçek oldu”
Nadim, fünyanın en iyi kadın futbol takımlarından birinde oynamanın inanılmaz bir duygu olduğunu söyledi.
“11-12 yaşlarımda şu noktada olacağımı hayal dahi edemezdim. Çocukken seyirciler önünde oynamayı hayal ediyorsunuz, hayallerim gerçek oldu. Bunun için çok şükür ediyorum, her gün uyanıyorum ve bu noktada olduğum için şükür ediyorum. Tanıştığım herkese de bunu söylüyorum, ilk etapta imkansız görünebilir ancak hayal kurarsan ve büyük hayaller kurarsan ve bunu elde edersen çok büyük bir başarıya imza atmış oluyorsun. Bu kulüpte oynadığım için çok mutluyum, mükemmel bir kulüp, etrafımdaki herkes çok profesyonel ve çok büyük hedeflerimiz var.”
Hayatında unutamadığı birçok anın olduğunu, bunlardan birinin de kızların ilk kez futbol oynadığını görmek olduğunu ifade eden Nadim, çok tutku duyduğu konulardan birinin kendisine verilen imkanları başkalarına da sağlamaya katkıda bulunmanın ve yardım etmenin olduğunu söyledi.
“Umudunuzu yitirmeyin, her şey değişebilir”
Nadim, bu konuda bazı girişimleri bulunduğunu ve sivil toplum kuruluşlarıyla çalıştığını anlattı.
“Herkese şunu söylemek istiyorum, zor bir durumdaysanız, bunu değiştirmenin mümkün olduğunu bilin. Tünelin sonunda bir ışık var, bunu keşfetmeniz gerekiyor. Önce hayal edip bunun mümkün olduğuna inanıp sonra bunu hedefe dönüştürüp çok çalışmanız gerekiyor. Umudunuzu yitirmeyin, her şey değişebilir, ben bu açıdan çok iyi bir örneğim. Hiçbir umut olmadığında, çok zor durumda olduğunuzda bile kafanıza koyarsanız ve çok çalışırsanız her durumu değiştirmek mümkün.”
Futbol hayatı devam ederken tıp eğitimini tamamlayarak doktor olmak istediğini kaydeden Nadim, geçen yıl kızların eğitimine ilişkin yaptığı çalışmalarından dolayı UNESCO Büyükelçiliği görevine seçildiğini belirtti.
“Bu göreve seçilmiş olmaktan büyük gurur duyuyorum, büyük bir sorumluluk olduğunu düşünüyorum. Bu alanda daha fazla çalışma yürütmek için sabırsızlanıyorum.” diyen Nadim, bu görev kapsamında birçok çalışma yaptığını aktardı.
“Haydi Türkiye”
Bu sezon PSG formasıyla 19 maçta 10 gol atan Nadim, “Bir gün Türkiye’de oynamak ister misiniz?” sorusuna yanıt olarak ise şu ifadeleri kullandı:
“Birçok kez İstanbul’a gittim, teyzem orada yaşıyor. İstanbul’a bayılıyorum. Başka şehirleri de ziyaret ettim ancak İstanbul’a aşığım. Ortamı çok farklı. Türk taraftarların da inanılmaz olduğunu düşünüyorum. Avrupa’da Türkiye Milli Takımı oynadığında, örneğin Danimarka’da oynadığında stadaydım ve maç Danimarka’da olmasına rağmen sadece Türk taraftarların sesi duyuluyordu. O yüzden belki bir gün, çok isterim. Türk kültürünü, Asya ve Avrupa sentezine bayılıyorum. Her İstanbul’a gittiğimde ne kadar muhteşem bir şehir olduğunu düşünüyorum.”
Türk takımları içerisinde Avrupa’da oynadıkları için Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş’ı bildiğini kaydeden Nadim, “Haydi Türkiye” tezahüratı yaparak sözlerini bitirdi.