İngiltere’nin başkenti Londra’da “Cemal Kaşıkçı Suikasti: Aşikar Sır” konulu panel düzenlendi.
Uluslararası Af Örgütünde yapılan panele Birleşmiş Milletler (BM) Yargısız ve Keyfi İnfazlar Özel Raportörü Agnes Callamard, Kaşıkçı’nın nişanlısı Hatice Cengiz, Washington Post Uluslararası Görüş Sayfası Editörü Karen Attiah ve Suudi Arabistanlı insan hakları aktivisti Yahya Assiri katıldı.
Callamard, yaptığı konuşmada cinayetin işleniş şekline dikkati çekerek, “Kaşıkçı’nın Suudi devlet imkanlarını kullanan Suudi devleti ajanları tarafından öldürüldüğü dışında bir sonuç yok. Dolayısıyla Kaşıkçı’nın öldürülmesi bir devlet cinayeti.” dedi.
“Özür dilemeyi reddetti”
Riyad’ın cinayete ilişkin sorumluluğunu reddettiğine işaret eden Callamard, “Suudi Arabistan bir devlet olarak kurbanın ailesi ve Türkiye’den özür dilemeyi reddetti.” diye konuştu.
Suudi Arabistan’ın Kaşıkçı cinayetine ilişkin BM raporunun hazırlanması aşamasında iş birliğine yanaşmadığını vurgulayan Callamard, Suudi yetkililerle birçok kez irtibata geçtiğini, prosedür kapsamında rapor öncesi mektup gönderdiğini ancak bunlara cevap verilmediğini anlattı.
Yaptırım çağrısı yaptı
Cinayetin sorumlularına karşı harekete geçilmesinin önemine değinen Callamard, “Eğer adım atılmazsa Suudi Arabistan ve diğer devletlere gazeteci cinayetinin ardından bir kızgınlık oluşacağı ancak daha sonra işlerin hızlıca eskiye döneceğine dair mesaj göndermiş oluruz. Bazı devlet liderlerinin göndermek istediği mesaj bu.” değerlendirmesini yaptı.
Callamard, sorumlulara karşı yaptırım mekanizmasının da işletilmesi gerektiğini söyledi.
“G20 hayalkırıklığı oldu”
Japonya’daki G20 Liderler Zirvesi’nde Kaşıkçı cinayetinin sorumlusu olarak gösterilen Suudi Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman’ın herhangi bir olumsuzlukla karşılaşmamasına ilişkin Callamard, “G20 hayalkırıklığı oldu. Görüşmeler sırasında ne olduğunu bilmiyorum ancak zirve sonundaki aile fotoğrafı çok şey söylüyordu. Donald Trump ve Muhammed Bin Selman’ın tokalaşması bana göre hiç hoş değildi.” değerlendirmesini yaptı.
Hatice Cengiz gözyaşlarını tutamadı
Callamard’ın cinayetin nasıl planlanıp işlendiğini anlattığı sırada Kaşıkçı’nın nişanlısı Hatice Cengiz ağladı. Callamard’ın elini tutarak teselli etmeye çalıştığı Cengiz, dışarı çıkarak bir süre kaldı.
Daha sonra salona dönen Cengiz, yaptığı konuşmada sorumlulara karşı daha ciddi adımlar atılması çağrısında bulundu.
Raporun daha ciddi tepkilere neden olması gerektiğini kaydeden Cengiz, “Tüm Avrupa ülkelerini, özellikle de İngiltere’yi siyasi açıdan raporu daha ciddiye almaya ve daha ciddi eylemlerin takip edeceği adımlar atmaya çağırıyoruz.” dedi.
“Sizi korkutmuyor mu”
Raporun yayımlanmasının ardından cinayeti işleyenlere karşı ciddi olarak bir adım atılmadığını söyleyen Cengiz, BM Güvenlik Konseyi üyelerine “Bu rapora ve cinayete dair sessizliğiniz, böylesine bir eylemin gelecekte de devam edeceği konusunda sizi korkutmuyor mu? Hiçbir şey olmamış gibi davranmak çok tehlikeli.” diye seslendi.
Callamard Washington Post için makale yazdı
Callamard, Washington Post gazetesi için “Suudi Arabistan, dünyayı adalet yanlışı suçuna ortak ediyor” başlıklı bir makale kaleme aldı.
Suudi Arabistan’ın Kaşıkçı cinayetine ilişkin 11 şüpheliyi yargıladığını ancak burada adaletin sağlanacağına inanmadığını ifade eden Callamard, cinayete ilişkin üst düzey Suudi yetkililerin soruşturulmadığını ya da herhangi bir cezaya çarptırılmadığını vurguladı.
Callamard, geçen ay yayımladığı raporunda da belirttiği gibi Suudi Arabistan’ın Kaşıkçı cinayetinin sorumlusu olduğunu vurgulayarak, “Kaşıkçı cinayeti Suudi Arabistan’ın iç meselesi değil. Kaşıkçı, ABD’de yaşayan ve Türkiye topraklarında yargısız bir şekilde infaz edilen bir gazeteci. Suudi Arabistan, kendi sınırları dışında hukuksuz, ifade özgürlüğünü hedef alan, konsolosluk ilişkilerinin kutsallığını tehdit eden ve uluslararası toplumun çıkarlarına müdahale eden bir eylemde bulundu” görüşünü paylaştı.
Yöneticilere eleştiri
Bugüne kadar uluslararası toplumun bu cinayete karşı etkili bir adım atamamış olmasının “korkunç” olduğunu belirten Callamard, “Tüm dünyada kamuoyu Kaşıkçı için adalet istedi. Mahkemeler, Suud’a silah ihracatının normal bir şekilde yürütülmesine karşı çıktı. Milletvekilleri Suudi Arabistan’a yaptırım uygulamak için adımlar attı ama tüm bunlar yöneticilerin politikalarına neredeyse hiç yansımadı hatta bazı yöneticiler bu adımları iptal etti” eleştirisinde bulundu.
Callamard, Osaka’da yapılan G-20 Zirvesi’nde de Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’a karşı tavır konmadığını belirterek, bazı ülkelerin Suudi Arabistan ile ilişkilerini normalleştirme adımlarına da tepki gösterdi.
Suudi Arabistan’ın insan hakları ihlallerinin sürdüğünü vurgulayan Callamard, “Uluslararası eylem olmadan benzeri suçların tekrarlanacağı aşikar” değerlendirmesinde bulundu.
FBI’a çağrı
Bundan sonra uluslararası toplumun Kaşıkçı cinayeti konusunda etkili bir soruşturma, bu cinayetin elebaşları ve sorumlularının da yargılanması için adım atması gerektiğini vurgulayan Callamard, “Cemal Kaşıkçı için adalet, Suudi Arabistan’ın çatlak adli takibine bırakılmamalı. Bu cinayet ABD’nin çıkarlarını etkilediği için FBI bu davayı soruşturabilir ve soruşturmalı da” çağrısı yaptı.
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in Kaşıkçı cinayeti konusunda ceza hukuku uzmanlarını görevlendirmesi ve uluslararası bir soruşturma yapılması gerektiğini belirten Callamard, “BM’nin Kaşıkçı davasındaki kaçamak yanıtları, yalnızca bu kurumu zayıflatmaya yarar” ifadesini kullandı.
Callamard, Kaşıkçı cinayetinin hesabının sorulmasının, bireysel özel raportörlerin ya da tek başına bir ülkenin sorumluluğu olmaması gerektiğinin altını çizerek, “Suudi Arabistan’ı ve üst düzey yöneticileri bu cinayetten sorumlu tutmanın jeostratejik ve ekonomik çıkarlara zarar vereceği argümanına karşı çıkmalıyız. Adalet aramak, tüm ülkelerin daha iyi çıkarınadır” değerlendirmesinde bulundu.
G-20 Zirvesi’nin Riyad’da yapılmaması çağrısı
Suudi Arabistan’dan insan haklarına uymasının istenmesinin diğer ülkeleri daha güvenilir bir ortak haline getirdiğini belirten Callamard, “Bu aynı zamanda Riyad’da G-20 Zirvesi’nin yapılmamasını da gerektiriyor” ifadelerini kullandı.
Callamard, İkinci Dünya Savaşı’nın ardından uluslararası toplumun insan haklarını korumak ve barışın sürdürülmesi için bir araya geldiğini anımsatarak, “Kaşıkçı cinayeti, gazeteciler, insan hakları savunucuları ve siyasi aktivistlere yönelik küresel trendin bir simgesidir” görüşünü paylaştı.
Devlet ve devlet olmayan aktörlerin, muhaliflerini susturmak için agresif taktiklere başvurmasının arttığını belirten Callamard, makalesinde “Uluslararası toplum, bu düşmanca ortamı enine boyuna tartmalı. Sessizlik, eylemsizlik ya da daha kötüsü üstü kapalı veya aşikar suç ortaklığı, sadece daha fazla adaletsizlik ve küresel istikrarsızlığa yol açar. Şimdi harekete geçme zamanı” ifadesine yer verdi.
Kaşıkçı cinayeti ve BM raporu
Suudi gazeteci Kaşıkçı, evlilik işlemleri için 2 Ekim 2018’de gittiği Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu’nda öldürülmüştü.
BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği (OHCHR), tarafından geçen ay açıklanan 101 sayfalık raporda Suudi Arabistan, Cemal Kaşıkçı’yı kasten ve taammüden öldürmekten sorumlu tutulmuştu.
Raporda, aralarında Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın da bulunduğu üst düzey yetkililerin soruşturulması için güvenilir kanıtlar olduğuna işaret edilmişti.
Raporda ayrıca BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Kaşıkçı’nın öldürülmesine ilişkin tamamlayıcı kriminal soruşturma başlatmaya davet edilmiş, Kaşıkçı’nın öldürülmesine ilişkin yaptırımların Veliaht Prens ve onun yurt dışındaki kişisel mal varlıklarını da kapsaması gerektiği vurgulanmıştı.
Kaynak: AA