Çevre (Değişiklik) Yasa Önerisi oy birliği ile kabul edildi

Çevre (Değişiklik) Yasa Önerisi oy birliği ile kabul edildi

Meclis Genel Kurulu’nda Çevre (Değişiklik) Yasa Önerisi oy birliği ile kabul edildi.

Komite Başkanı Oğuzhan Hasipoğlu, yasa önerisi hakkında bilgiler vererek, çevre kirliliği nedeniyle ülke doğa güzelliklerinin yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını, bunun içine hava ve deniz kirliliği girince de sağlığı yakından ilgilendirdiğini söyledi.

Geçmişte en fazla cezanın asgari ücretin 6 katı olduğunu ifade eden Hasipoğlu, yasa önerisiyle, tesislere birinci denetimde yüz, ikinci denetimde asgari ücretin 200 katına kadar ceza öngörüldüğünü, üçüncü denetimde ise tesisin kapatılmasıyla ilgili düzenlemeler yapıldığını kaydetti.

Hava kirliliğinden dolayı dünyada her yıl ölüm oranlarının arttığını, havadaki azot oranın artması nedeniyle denizlerde, deniz analarının görüldüğünü anlatan Hasipoğlu, ülkede artan kanser vakalarına da dikkat çekti.

Yasada, sağlıklı bir çevrede yaşamak, sağlıklı ve temiz bir çevrede yaşamanın amaçlandığını belirten Hasipoğlu, yasa önerisinde ses kirliliği konusunda da çalışmalar yapıldığını söyledi.

YDP Genel Başkanı Erhan Arıklı konu hakkında yaptığı konuşmada, önerinin önemine değinerek, çevre kirliliğinin insan sağlığını ciddi şekilde tehlikeye atar duruma gelindiğini kaydetti.

Özellikle Lefkoşa’da yaşayanların ses kirliliğinden de muzdarip olduğuna işaret eden Arıklı, gece gençlerin ralli yapar durumda olduğunu, egzoz seslerinden insanların muzdarip olduklarını söyledi.

Yasa tasarısının gerçekten önemli olduğunu, ülkede çevre kirliliğine yol açan iki santralin, Teknecik ve Aksa olduğunu ifade eden Arıklı, filtre takılmadığı için bunların ciddi kirliliğe sebep olduklarını belirtti.

Kamu kuruluşu olan Teknecik’in gerekli düzenlemeyi yapabilecek durumda olmadığını, 3 yıllık bir zaman istediğini, ancak yasa önerisiyle bunun için 1 yıllık zaman tanındığını söyleyen Arıklı, benzer bir durumda olan Aksa’ya 1 yıllık zaman verileceğini, diğerine 3 yıl verilebilecek olmasının adaletli olmadığını belirtti.

“Daha fazla ceza kes ama ikisine de kes, devlet adalet üzerine kurulur” diyen Arıklı, devletin kendi kurumuna da aynı uygulamanın yapılmasını, eşit ve adaletli uygulama yapılması gerektiğini söyledi.

KKTC’nin çevre kirliliğinin iç acıttığını ifade eden Arıklı, bunun için çok ağır cezaların verilmesi gerektiğini kaydetti.

Arıklı, taksicilerin çok ciddi sıkıntıları olduğuna değinerek, sorunlarının çözümlenmesini istedi.

DP Genel Başkanı Fikri Ataoğlu da, yasa önerisi için katkı koyan herkese teşekkür ederek, ceza arttırılması konusunun doğru bir uygulama olduğunu dile getirdi.

Yapılan çalışmanın daha geniş kapsamlı olmasını önerilerini dile getirten Ataoğlu, denetimlerin arttırılabilmesi bakımından yetki paylaşımı konusunun genişletilmesinin daha uygun olabileceğini düşündüklerini söyledi.

Personel sayısının yetersiz olması nedeniyle ceza yazma yetki alanının geliştirilmesi düşüncesini aktaran Ataoğlu, kendi dönemlerinde başlatılan, tarihi geçmiş ilaçlar ve tehlikeli atıkların bertaraf tesisinin çalışmasına olanak sağlanamadığını anımsattı ve eleştirilerde bulundu.

Sürekli atık izleme sistemin hayata geçmemesi konusunda da eleştirilerde bulunan Ataoğlu, yasayla ilgili çalışmaların bir daha üzerinden geçirilmesi gerektiğini söyledi.

HP Milletvekili Hasan Büyüükoğlu da, ülkenin doğal güzelliklerinin ciddi bir çevre kirliliği ile karşı karşıya olduğuna işaret ederek, mevcut çevre yasasında uygulanan bazı para cezalarının yetersiz kaldığını söyledi.

Bu para cezalarında ciddi artışlar yapılarak tedbirler alınmaya çalışıldığını ifade eden Büyükoğlu, mevcut yasalar ve denetimlerin yeterince uygulanamadığına değindi.

Bir çok sivil toplum örgütünce temizlik çalışmalarının yürütülmeye çalışıldığını anlatan Büyükoğlu, yasa çalışmalarına katkı koyanlar teşekkür etti.

TDP Milletvekili Zeki Çeler de konu hakkında yaptığı konuşmada, komiteyi yaptığı çalışmadan ötürü teşekkür etti.

Ülkede cezalar düşük olduğu için kirletirim öderim mantalitesiyle hareket edildiğine işaret ederek, bu tür cezai müeyyidelerin arttırılması gerektiğini düşündüğünü ifade eden Çeler, başkalarının kirlettiklerini temizleyen gönüllüler olduğunu, ancak başkalarının kirlettiğini neden onların temizlemek zorunda olduğunu sordu.

Yasaların uygulanmasında yürütmenin ne kadar başarı olacağını ve “denetimlerin yapılacağından emin olabilecek miyiz” diye soran Çeler, hayvanları korumak konusunda Meclis’te da gerekli çalışmaların yapılması yönünde milletvekillerine çağrıda bulundu.

Çevre katliamının sadece kirlilikle olmadığını, hayata dokunan tüm canlılar da olduğunu ifade eden Çeler, bu konuda da belli noktalarda ciddi cezalar getirilmesi gerektiğini vurguladı.

Yürütme ve denetimin yasaların uygulanmasında çok önemli bir konu olduğuna işaret eden Çeler, suyun idareli kullanımı konusunda da çalışmalar yapılması gerektiğini kaydetti.

TDP Milletvekili Hüseyin Angolemli de, geçmişte sahillerden turizm bakanının sorumlu olduğunu ancak şimdi sahillerin bakımının ilgili belediyelere bırakıldığını anımsatarak, kaplumbağaların yumurtladığı yerlere motorlu araçların girişinin yasak olmasına rağmen, araçların o bölgelere girdiğini söyledi.

Angolemli, Turizm ve Çevre Bakanı’nın o konuda gerekeni yapması gerektiğini belirterek, yasaların neden uygulanmadığını sordu.

Çevre konusunda ülkenin sahipsiz olduğunu ifade eden Angolemli, AKSA’nın filtreleri  konusuna değinerek, Teknecik’i serbest bırakarak, AKSA’ya yaptırım uygulanmasının kabul edilebilir olmadığını söyledi.

Devletin Teknecik konusunda adım atmaması, yasa önerisine süre konusunda konulan sınırlandırma konusunda eleştirilerde bulunan Angolemli, tüm kurallara devletin örnek olması gerektiğini vurguladı.

Uygulanmayacaksa yasa yapmaya gerek olmadığını ifade eden Angolemli, bir çok yasaya rağmen çevre kirliliğinin önüne geçilemediğini belirtti.

Angolemli, sahillerin temizlik işlerinin tekrar Turizm ve Çevre Bakanlığı uhdesine alınması önerisinde bulundu.

Komite Başkanı Oğuzhan Hasipoğlu yeniden söz alarak, AKSA ve Kıb-Tek’e neden farklı uygulama yapılacağının sorulduğunu, AKSA’nın havaya verdiği zararın limitlerin 3 katı üstünde  olduğunu söyledi.

Kıb-Tek’e bir yükümlülüğün yıllardır sağlanamadığını ifade eden Hasipoğlu, ikisi arasındaki farkının Kıb-Tek’in hiç filtre uygulamadığını, AKSA’nın ise 2016 yılında filtre taktığını ancak 2 ay kadar çalıştırıldığını ve sonra çalıştırmadığını kaydetti.

AKSA’ya 26 milyon dolar para ödendiğine, günün sonunda ise AKSA’nın sadece 6 asgari ücret ceza ödediğine dikkat çeken Hasipoğlu, ikisi arasındaki en büyük farkın bu olduğunu söyledi.

Yasada Kıb-Tek’e 1 yıla kadar yükümlük getirildiğini, kamu kurumu olan Kıb-Tek’in vereceği paranın günün sonunda herkesin cebinden çıkacağını belirten Hasipolu, gerek Kıb-Tek, gerek AKSA için işe bir yerden başlamak gerektiğini vurguladı.

Hasipoğlu, “Kirletirim öderim anlayışına son vermek istedik” dedi.

UBP Milletvekili Menteş Gündüz de yaptığı konuşmada, komite üyelerine yaptıkları çalışma nedeniyle teşekkür etti.

Çevre konusunun bütün dünyanın ciddi bir sorunu olduğuna işaret eden Gündüz,  sadece deniz değil, hava ve ses kirliliğinin bir bütün olarak düşünülmesi gerektiğini kaydetti.

Cezaların önemli olmasıyla birlikte, kirliliğin olmaması için tedbir alınmasının daha elzem bir konu olduğunu vurgulayan Gündüz, buna bağlı olarak benzer yasaların da hayata geçirilmesinin önemine işaret etti. Gündüz, yetki karmaşasının önlenmesinin önemine de işaret etti.

Gündüz, CMC’de yeniden bir maden arama işleminin söz konusu olmadığını sözlerine ekledi.

Gündüz, çevreye herkesin bilinçli olarak sahip çıkması çağrısında bulundu.

Konuşmaların ardından çevreyle ilgili yasa önerisi oy birliği ile kabul edildi ve Meclis Genel Kurulu’nun bugünkü olağanüstü birleşimi tamamlandı.

Gruplar arası mutabakat gereği bir sonraki olağanüstü birleşim 13 Temmuz Pazartesi günü saat 10.00’da gerçekleştirilecek.

 

(BRT/TAK)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir