ABD’nin eski Riyad Büyükelçisi Chas Freeman, Çin’in küresel enerji politikalarına ilişkin değerlendirmede bulundu.
1996-2009 yıllarında ABD Çin Politikaları Vakfı Eş Başkanı olarak da görev yapan Freeman, Çin’in, Orta Doğu’da petrol arz güvenliğinden endişe duyduğunu söyledi.
Çin’in, Körfez’deki petrol ve doğal gaz kaynaklarına erişiminin sürdürülebilirliği için diplomatik ilişkilere önem verdiğini belirten Freeman, “Hürmüz Boğazı’ndaki petrol gemilerine yapılan son saldırılar ve ABD’nin Körfez’de artan Çin etkisine karşı düşmanca tutum benimsemesi, Çin’in kendi gemilerini korumak için gerekirse askeri yöntemlere de başvurması olasılığını kuvvetlendiriyor.” dedi.
Freeman, Çin’in petrol arz kırılganlığının Orta Doğu’daki endişelerle ABD yaptırımlarından kaynaklandığına dikkati çekerek şöyle devam etti:
“Bu kırılganlık 14 Eylül’de yaşanan Saudi Aramco saldırılarıyla belirginleşti. Çin, uzun zamandır Orta Doğu’daki jeopolitiğini enerji güvenliği önünde engel olarak görüyor. Saldırı, Çinli alıcılarda endişelere yol açıp petrol fiyatlarının yükselmesine neden olmuştu. Aramco’nun Çin’e petrol arzı güvencesine devam edeceğini açıklaması, petrol fiyatlarını saldırı öncesi seviyesine getirdi.”
Freeman, petrol ticaretini kendi tankerleri ve para birimiyle yapmak isteyen Çin’in, ABD’nin yaptırımlarıyla karşılaştığını dile getirerek, “Çin, ABD’yi enerji güvenliği endişelerinin kaynağı olarak görüyor. Deniz ticaretiyle uğraşan Çinli firmalara uygulanan yaptırımlar da ABD politikasının bir parçası” ifadesini kullandı.
“Çin, ticari ilişkilerinde taraf tutmuyor”
Suudi Arabistan petrolünün en önemli alıcısı Çin’in, yaptırımlara rağmen İran’dan petrol ithal ederek İran-Suudi Arabistan arasında denge politikası izlediğini belirten Freeman, “Çin, İran-Suudi Arabistan rekabetinde dengeleyici konumda. Çin, ticari ilişkilerinde taraf tutmuyor. Körfez’de her iki tarafla da ilişkilerini geliştirerek çıkarlarını azami seviyeye taşımak istiyor. Bölgede yaşanabilecek sıcak bir çatışma, Çin’e akan Körfez petrolünde kesintilere ve petrol fiyatlarında istikrarsızlığa yol açabilir.” değerlendirmesinde bulundu.
Freeman, “Pekin’in, ABD’nin yaptırımlarına rağmen Tahran ile flört etmesi Körfez hükümetlerinin hoşuna gitmiyor. Körfez ülkeleri en önemli müşterilerinden Çin’i kaybetmek istemiyor” diye konuştu.
Çin’in Güney Pars’tan ayrılma sebebi: ABD yaptırımları
Dubai merkezli enerji danışmanlık şirketi Qamar Enerji’nin Üst Yöneticisi Robin Mills de Çin Ulusal Petrol Şirketinin (CNPC) dünyanın en büyük doğal gaz sahası olarak bilinen Güney Pars’tan ayrılmasının Saudi Aramco saldırılarıyla bağlantısı olmadığını söyledi.
Çin şirketlerinin bazı İran petrol ve gaz projelerinde çalışmayı sürdüreceklerini belirten Mills, “CNPC’nin Güney Pars’tan ayrılması, ABD’nin yaptırımları dolayısıyla projeyi uygulama zorluğundan kaynaklanıyor. Çin, bölge politikalarında bazı projeleri kaybetmek pahasına temkinli hareket ediyor” dedi.
Çin’in günlük yaklaşık 9 milyon varil olan petrol ithalatının yüzde 50’si, Suudi Arabistan başta olmak üzere Körfez’den yapılıyor.
Kaynak: AA