Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yeni yasama yılı açılışı dolayısıyla Meclis’e geldi.
Erdoğan, TBMM Başkanvekili Celal Adan tarafından törenle karşılandı.
Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı Onur Kıtası’nı selamlayan Erdoğan, daha sonra Genel Kurul Salonu’na geçti.
Erdoğan, Genel Kurul’da 27. Dönem 4. Yasama Yılı açılış konuşmasını yapıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkanlar:
“Mücadelenin kıyamete kadar süreceğini bilerek daima hazırlıklı olacağız”
Bin yıldır üzerinde yaşadığımız bu toprakların vatan haline dönüştürülmesi için cansiperane mücadele veren aziz şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmetle, minnetle, hürmetle anıyorum. Halen sınırlarımız içinde ve dışında bu mücadeleyi sürdüren güvenlik ve istihbarat güçlerimize başarılar temenni ediyor, Rabb’im hepsini muhafaza etsin, muzaffer eylesin diyorum. Bu mücadelenin kıyamete kadar süreceğini bilerek daima hazırlıklı, daima güçlü, daima tedbirli olacağız.
Ülkemizin terörle mücadelesinde net tavır sergileyen TBMM’nin tüm üyelerine teşekkürlerimi sunuyorum.
Cumhuriyetimizin 100. kuruluş yıl dönümünü tarihimize yakışır kutlamalarla karşılayacağız.
Meclisimizin yeni yasama yılında çok önemli çalışmalar gerçekleştireceğine inanıyorum. Yeni dönemde meclis çalışmalarına katkı verecek her partiden milletvekillerine şimdiden teşekkür ediyorum.
Kıbrıs ve Azerbaycan Türklerinden Balkanlar ve Kuzey Afrika’ya kadar her yerde kardeşlerimize samimi destek veren Meclisimiz, milletimizle birlikte tüm dostlarımızın da umut kaynağı olduğunu göstermiştir.
Türkiye’yi demokrasiye bedel ödemeden sahip olmuş bir ülke diye itham edenler, umarız 15 Temmuz gecesi bu bühtanlarından dolayı utanç duymuşlardır.
“Azerbaycanlı kardeşlerimizin yanlarındayız”
Azerbaycanlı kardeşlerimizin işgal altındaki topraklarını kurtarma mücadelelerinde yanlarındayız. Türkiye olarak, kendimizi ‘iki devlet tek millet’ olarak gördüğümüz Azerbaycanlı kardeşlerimize tüm imkanlarımızla ve tüm kalbimizle destek vermeyi sürdüreceğiz. MINSK üçlüsü 30 yıldır sorunu ihmal ediyor. İşgalciler topraklardan çıkmalı, o zaman sorun çözüme ulaşır. Ermenistan yönetimini, her şeyi bir kenara bırakıp ısrarla Türkiye’ye iftira atma gayreti de kurtaramayacak. Azerbaycanlı kardeşlerimiz topraklarına geri dönecekleri günü hasretle bekliyorlar. Azerbaycan kendi göbeğini kendi kesti.
“Haydut devlet Ermenistan’a destek verenleri ikaz ediyorum”
Ermenistan’ın Dağlık Karabağ’ın işgaline karşı sağır olanlar bugün de ikiyüzlüdür. Bu haydut devlete (Ermenistan) destek verenleri, kendilerine insanlığın ortak vicdanı önünde hesap sorulacağı konusunda ikaz ediyorum. Bu bölgede kalıcı barışın yolu, Ermenilerin işgal ettikleri her karış Azerbaycan toprağından geri çekilmelerinden geçiyor.
“Türkiye sınırlarını güvenlik altına almak için her yolu ve yöntemi kullanacaktır”
Irak sınırındaki terör yuvalarını tamamen bitirene kadar operasyonlarımız devam edecektir. Türkiye’nin 40 yıllık terörle mücadelesinde Suriye her zaman kritik bir konumda yer almıştır. Her kim Türkiye’nin Suriye’de ne işi var diyorsa ya bölgeyi bilmiyor ya da kafasında başka hesaplar vardır. Türkiye sınırlarını güvenlik altına almak için her yolu ve yöntemi kullanacaktır. Sınırlarımızı terör örgütlerine ve onları maşa olarak kullananlara teslim etmedik, etmeyeceğiz.
“Gerilimi tırmandırmak da çatışma çıkarmak da karşımızdakilerin tercihidir”
Türkiye olarak Akdeniz’de çatışma, gerilim, hukuksuzluk peşinde değiliz. Haklarımıza sahip çıkıyoruz. Akdeniz’deki siyasi ve ekonomik potansiyelin paylaşımıyla ilgili anlaşmazlıkların hakkaniyet temelinde çözülmesi öncelikli tercihimizdir. Meseleyi görüşmeler vasıtasıyla çözmek de gerilimi tırmandırmak da çatışma çıkarmak da karşımızdakilerin tercihidir.
“Tüm ülkeleri barış mücadelemizi desteklemeye davet ediyoruz”
Avrupa Birliği, Yunanistan ve Kıbrıs Rum kesiminin şımarıklıklarının esiri olarak, etkisiz, ufuksuz, sığ bir yapı haline dönüşmüştür. Bölgemizde ortaya çıkmış olup da, Avrupa Birliği’nin inisiyatifi ve ağırlığı ile çözüme kavuşmuş tek bir sorun yoktur. Tam tersine, Birliğin müdahil olduğu her kriz, yeni boyutlar kazanarak büyümüştür. Bizi sahilimize hapsetmeye çalışanlar şantaj dilini kullandı. Biz diyalog kanallarını açık tutan duruşumuzu daima koruyacağız. Türkiye olarak tek talebimiz haklarımıza saygı gösterilmesi. Tüm ülkeleri barış mücadelemizi desteklemeye davet ediyoruz.
“Kudüs bizim şehrimizdir, bizden bir şehirdir”
Birinci dünya savaşında, gözyaşları içinde terk etmek zorunda kaldığımız bu şehirde, hala Osmanlının direniş izlerine rastlamak mümkündür. Yani Kudüs bizim şehrimizdir, bizden bir şehirdir. Mazlum Filistin halkının her platformda haklarını dile getirmeyi, ülkemiz ve milletimiz adına bir şeref kabul ediyoruz.
“Amacımız v tipi bir toparlanma”
Türk ekonomisi, yaşadığı bunca saldırı ve şok ardından kırılganlıklara karşı daha dayanıklı, krizlere karşı daha hazırlıklı yapıya kavuştu. Salgın sürecinde öncelikle milletimizin sağlığını koruyarak ekonomimizi de koruduk. Amacımız v tipi bir toparlanmayı sağlayıp bu yılı artı büyümede kapatmaktır.
Türkiye kendi aşısını üretme konusunda yoğun bir gayret içerisindedir. Yarın Konya’da şehir hastanesinin açılışını yapacağız.
“100 bini aşan vatandaşımızı ülkemize getirdik”
Gelişmiş ülkelerin dahi vatandaşlarını kendi hallerine terk ettiği salgın döneminde, Türkiye içeride ve dışarıda erdemli bir duruş ortaya koydu. Dünyanın 141 ülkesinde yaşayan 100 bini aşan vatandaşımızı ülkemize getirdik.
TRT