Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığından yapılan açıklamaya göre, görüşme, Pakistan Başbakanı İmran Han’ın, Pakistan ile Hindistan arasında Keşmir konusunda yaşanan son gelişmelerle ilgili bilgi vermek için aramasıyla gerçekleşti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, taraflara diyalog sürecinin güçlendirilmesi çağrısında bulunduğu kaydedildi.
Keşmir’e ilişkin tarihsel süreç
Hindistan, 1947’de bağımsız olana değin, İngilizler tarafından doğrudan yönetilen (1857 sonrası) ve 562 prenslik tarafından kontrol edilen bir hakimiyet altındaydı.
Bağımsızlıktan sonra İngilizlerin kontrolü altında yaşayan Müslümanların yoğun olduğu bölgeler, Pakistan’a dahil oldu.
Ülkedeki prensliklerden üç tanesi Cammu Keşmir, Junagarh ve Haydarabad ise bağımsız kalmak istedi.
Cammu Keşmir, Hindu lider Hari Singh tarafından yönetilen ve Müslüman nüfusun çoğunlukta olduğu bir eyaletti.
Junagarh ve Haydarabad ise Müslüman liderler tarafından yönetilen ancak Hindu nüfusun çoğunlukta olduğu bir yapıya sahipti. Junagarh ve Haydarabad, Hindu nüfusun daha fazla olduğu gerekçesiyle Hindistan tarafından ülke topraklarına dahil edildi.
Hari Sing Hindistan’dan yardım istedi
Keşmir’in Poonch bölgesinde çıkan isyan ve Pakistan’ın kuzeybatı şehri Peşaver’deki kabilelerin saldırıları nedeniyle, Hindu kral Hari Singh Hindistan’dan yardım istemek zorunda kaldı.
Singh, Keşmirli siyasetçi Şeyh Muhammed Abdullah’ın rızasıyla Hindistan’la katılım anlaşması imzaladı. Anlaşmaya göre, Hindistan, yasayı ve düzeni sağlamak için birlikler gönderecek ve katılım konusu için halka başvurulacaktı.
Hindistan, Pakistan’ın “isyancıları” desteklediği şikayetiyle Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’ne başvurdu. BM, bölgenin “istilacılardan” temizlenmesini ve her iki ülkeye de referandum yapmasını önerdi. İki ülke de BM’nin önerisini kabul etti.
370. madde ve Keşmir’in geçici statüsü
Hindistan, Cammu Keşmir’de Kurucu Meclis oluşturdu ve Şeyh Abdullah’ı başbakan olarak atadı.
Hindistan Anayasası’na, Cammu Keşmir’in demografik yapısını ve kimliğini korumak amacıyla “370. madde” eklendi. Yasaya göre, Cammu Keşmir’de yabancıların mülk edinmesine ve eyalet hükümetinde iş sahibi olmalarına izin verilmedi.
Bu durum, katılımın tam anlamıyla gerçekleşmesine değin geçici bir karar olarak kaldı. Ancak hiçbir zaman katılım kararı verilemediğinden, 370. madde, Yeni Dehi yönetiminin Keşmir’le ilişkisini tanımlayan kalıcı bir düzenleme olarak kabul edildi.
BJP Keşmir’in özel statüsüne karşı
Alınan kararda, bölge, Cammu ve Keşmir Birlik Toprağı ile Ladakh Birlik Toprağı şeklinde yeniden düzenlendi. Karara göre, Cammu Keşmir bölgesinde sınırlı yetkilere sahip yerel bir meclis bulunacak ancak Ladakh’ta meclis olmayacak.
Bugüne kadar, anayasanın 370. maddesi gereği, Cammu Keşmir bölgesi tamamıyla otonom bir yapıya sahipti. Eyalet Meclisi, iletişim, savunma, finans ve dış ilişkiler alanları dışında kendi yasalarını düzenlemekte serbestti. Hükümetin aldığı kararla, bu otonom yapı ortadan kaldırıldı.
Bölgenin demografisi
Hindistan hükümeti tarafından 2011’deki son nüfus sayımına göre, Cammu Keşmir’in toplam nüfusu 12,5 milyon. Bölgedeki nüfusun, yüzde 68,3’ü Müslüman, yüzde 28,4’ü Hindu ve yaklaşık yüzde 1’i Budistlerden oluşuyor.
Keşmir Vadisi yüzde 94,4 Müslüman nüfusa sahipken, Cammu bölgesi yüzde 62,5 Hindu ve yüzde 33,4 Müslümanlardan oluşuyor.
Cammu, yüzde 60’ının Müslüman olduğu Chenab Vadisi’ni oluşturan iki bölge ve yüzde 74,5’inin Müslüman olduğu Pir Panchal’ın dahil olduğu üç alt bölgeye sahip.
Soğuk çöl olarak bilinen Ladakh’ın nüfusu 274 bin. Bölge nüfusunun yüzde 46,42’si Müslüman ve yüzde 39,6’sı Budist.
370. madde
Hindistan 1947’de İngiltere’den bağımsızlığını ilan ettikten 2 ay sonra Cammu ve Keşmir’in yöneticisi Hari Singh, bölgeyi Hindistan ile birleştiren Katılım Anlaşması’nı imzalamıştı. Bu anlaşma, Hindistan anayasasının 370. maddesiyle resmiyet kazanmıştı.
Madde, başkanlık emriyle iptal edilebiliyor. Öte yandan, böyle bir emrin, Cammu Keşmir’in kurucu meclisine sunulması gerekiyor.
Kurucu meclis 1957 yılında dağıtıldığından, bazı uzmanlar maddenin iptali için bölge milletvekillerinin onayının gerektiğini, bazıları ise başkanlık emrinin yeterli olduğunu savunuyor.
Keşmir sorunu
İngiltere 1947’de Hindistan’dan çekilirken, prenslik şeklinde yönetilen Keşmir’i Hindistan ya da Pakistan ile birleşme konusunda serbest bıraktı.
Nüfusunun yüzde 90’ı Müslüman olan Keşmir halkı, 1947’de Pakistan’a katılmaktan yana tavır alsa da dönemin prensi, Hindistan ile birleşmeye karar verdi.
Karara, Müslüman Keşmir halkı karşı çıktı. Pakistan ve Hindistan’ın bölgeye asker göndermesiyle taraflar, 1947’de ilk kez savaştı. İki ülke arasında yine aynı nedenle 1965 ve 1999’da savaş çıktı.
Keşmir’in yüzde 45’i Hindistan’ın, yüzde 35’i Pakistan’ın kontrolünde ve bölgenin yüzde 20’sine ise Çin hakim bulunuyor. Hindistan ele geçirdiği bölgeleri “Cammu Keşmir” eyaleti adında kendine bağladı. Cammu Keşmir, şu anda Hindistan’da Müslüman nüfusun çoğunlukta bulunduğu tek eyalet durumunda.
Pakistan ise kendi kontrolündeki Keşmir’e “Azad Keşmir (Bağımsız Keşmir)” ve “Gilgit Baltistan” olarak iki özerk bölge statüsü verdi.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), 1948’den itibaren aldığı kararlarla Keşmir’in askerden arındırılmasını ve geleceğinin halkoyuyla belirlenmesini öngördü.
Hindistan halk oylamasına sıcak bakmazken, Pakistan BMGK kararlarının uygulanmasını istiyor.
Kaynak: AA