Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı geçiş noktalarıyla ilgili açıklama yaptı.
Akıncı’nın açıklaması şu şekilde:
“Geçiş kapıları konusunda atılacak her adım hem toplum sağlığını koruyacak hem de toplum yararına olacak şekilde bilimsel veriler esas alınarak gerekli koordinasyon ve karşılıklı makul düzenlemelerle hayata geçirilmelidir.
İşin başından beri geçiş kapılarına ilişkin rotayı sağlığın çizmesi, siyasetin de bunu takip etmesi gerektiğini söyleyerek geçişlerin kademeli ve kontrollü bir şekilde başlaması, Hükümet’in bu husustaki tavrını sağlık ve bilimi esas alarak netleştirmesi gerektiğini vurguladım. Geçişler konusunda hem Rum tarafı hem de BM ile sağlıklı bir işbirliğine gidilebilmesi ve karşılıklı makul tedbirler alınabilmesi için İki Toplumlu Sağlık Teknik Komitesi ve ilgili Bilim Kurullarının rehberliğinde kendi içimizde eşgüdüm sağlamamızın ne kadar önemli olduğu hepimizin malumudur. Hal böyleyken, Hükümet’in böylesi bir dönemde bile ortak akıl ve bilimsel temelde hareket etmek yerine gereksiz siyasi inatlaşmalarını sürdürdüğünü üzülerek belirtmeliyim.
Rum Lider Nikos Anastasiadis ile 21 Mayıs’taki telefon görüşmemizde 8 Haziran itibariyle ilk aşamada belirlenmiş öncelikli grupların aşamalı ve koordineli bir yaklaşımla geçişlerinin başlayabileceği hususunda bir anlayış birliğine varmamıza ve İki Toplumlu Sağlık Komitesi’nde bulunan uzmanların mevcut epidemiyolojik verilerle geçişlerin başlayabileceği yönünde olumlu görüşü olmasına rağmen, Hükümet’in tutumu nedeniyle bu anlayış birliği hayata geçirilememişti. Dahası Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu’nun da görüşü olumlu olmasına rağmen Hükümet bunu da ne yazık görmezden gelmiş ve hatta Kurul görüşünü çarpıtma yönüne gitmişti.
Sonrasında Hükümet aldığı kararları yine değiştirerek ilk önce 14 Haziran tarihinden itibaren ekmek parası için Güney’de çalışan insanlarımızın geçişlerine izin verileceğini, ancak geri dönerlerse 14 gün karantinaya alınacaklarını dolayısıyla geri dönmeyip orada kalmaları gerekeceğini açıkladı. Bilahare, Babalar Günü münasebetiyle sözkonusu çalışanların karantinasız geri dönmesine izin verilmiş, ardından da 22 Haziran tarihinden itibaren, Rum lider ile prensipte mutabık kaldığımız kesimlerin geçişlerine izin verildiği Hükümet tarafından açıklanmıştır.
Gelinen aşamada, Rum tarafı geçişler ile ilgili 21 Haziran’dan itibaren bazı koşullara bağlı olarak 9 geçiş kapısının 8’inden geçişlerin başlayabileceğini açıklamıştır. Hükümetimiz ise KKTC ve Güney Kıbrıs vatandaşlarının geçişleri için daha önce açıklamış oldukları 1 Temmuz kararını 22 Haziran tarihine alarak ancak 5 kapıdan geçişlerin yapılabileceği yönünde yeni bir karar üretmiştir.
Hükümetin içinde bulunduğumuz ortamda yıllardan beridir geçiş kapıları ile ilgili konuların koordinasyonunu sağlayan Cumhurbaşkanlığı ile koordineli gitmekten kaçınması tam bir kaosa neden olmuştur. Rum tarafı Lokmacı geçiş kapısını açmazken, Kıbrıs Türk tarafı Lokmacı’yı açmış, Kıbrıs Türk tarafı Ledra Palace geçiş kapısını açmazken, Rum tarafı sözkonusu kapıyı açmıştır. Hükümetimiz Mağusa bölgesi için son derece önemli olan Derinya geçiş kapısını açmazken, Beyarmadu ve Akyar kapılarını açtığını açıklamıştır. Rumlar için insani açıdan son derece önemli olan Yeşilırmak geçiş kapısının açılması yönünde Hükümet tarafından adım atılmazken, Rum tarafı da Kıbrıslı Türk esnaflar için çok önemli olan Lokmacı kapısını kapalı tutmuştur.
Seçim atmosferi içerisinde Cumhurbaşkanlığı’nı dışlamak için yapılan tüm bu yanlışlar, toplumumuza zarar veren bir noktaya gelmiştir. Seçim konusunun bir an önce temize havale edilmesinin ne kadar gerekli olduğu da bir kez daha ortaya çıkmıştır.
Gelinen aşamada, bilimsel veriler dikkate alınarak gerekli tedbirleri almak suretiyle iki taraf arasında tüm geçiş kapılarının çalışır hale getirilmesi en uygun çözüm olacaktır. Verilere bakıldığında, her iki tarafın da en ciddi tedbirleri adaya girişlerde alması gerektiği ortadadır.
Geçişler ile ilgili alınacak tüm kararların bilime dayalı olması gerektiğinin altını bir kez daha çizerek, herkesi izledikleri siyaseti yeniden gözden geçirmeye davet ederim. Bilimsel gerçeklikten uzak, işbirliği ve koordinasyonu gözetmeyerek atılacak her adımın hem toplumumuza hem de toplumlararası ilişkilere zarar vereceği aşikardır.”
(BRT/CB)