Tehdit ettiler, yalan söylediler, zorla içeri girdiler. Ellerindeki silahların namlularını TRT çalışanlarına çevirdiler.
15 Temmuz gecesi darbecilerin ilk hedeflerinden biriydi Ankara Oran’daki TRT Yerleşkesi. Yaşananların FETÖ’cülerin bir kalkışması olduğu bilinmiyorken saat 22:00 sularında TRT’ye geldiler.
DEAŞ’ın sızdığı yalanı ile TRT Genel Müdürlüğü’ne girdiler
Darbeciler TRT çalışanlarının bu kanunsuz eyleme karşı çıkacaklarını biliyordu. İşte bu yüzden DEAŞ sızıntısı yalanını kullandılar. Teröristlerin binada eylem yapmak üzere olduğunu, bunu engellemek için geldikleri yalanını söylediler.
Yerleşkede her kapıdan içeri daldılar, korku saçtılar. Silahlarını doğrultup, çalışanları rehin aldılar.
TRT rejisini basıp, çalışanları kelepçeleyip odaya kilitlediler
Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı’ndan çıkan 124 üniformalı darbeci artık TRT koridorlarındaydı. Yanlarında 4 de sivil bilişim uzmanı vardı. Görevleri TRT çalışanlarının yapmaya direnecekleri işleri yapmaktı. Darbeciler en hassas noktaya yani yayınların yapıldığı stüdyonun rejisine girdiler.
TRT Haber Programlar Sorumlusu Mehmet Kancı o geceyi şöyle anlattı:
“Darbeci askerlerin ilk hedefi rejiydi. Önce oradaki arkadaşlarımızı etkisiz hale getirdiler, daha sonra hızla merdivenlerden yukarı çıkıp silahlarını üzerimize doğrulttular ve hepimizi yere yatırdılar. Bizi kelepçelediler yüzüstü olarak bir süre yerde bekledik. Başımızda bir nöbetçiyle beraber bir odada bizi saatlerce tuttular.”
Darbeciler TRT’nin Harbiye ve Ulus’taki binalarına da girdiler
Aynı dakikalarda darbeciler, İstanbul’da TRT Harbiye ve Ulus binalarına da girdi. Güvenlik görevlilerine bomba ihbarı olduğunu söyleyen darbeciler, görevlilerin silahlarına da el koydu.
Darbeciler nöbetçi spikere silah zoru ile bildiri okuttular
Saatler 12’yi geçtiğinde geriye artık sözde darbe bildirisini okutmak kalmıştı. Bildiriyi darbecilerin başındaki yarbay Ümit Gençer okuyacaktı. Gençer, kamuflajlı üniformasıyla stüdyoya girdi, soyundu, bildiriyi okuyacağı tören üniformasını giydi. Ancak tam da o sırada kendisine bir telefon geldi. Telefonda bildirinin spiker tarafından okutulması emredildi. İşte o andan itibaren de silahlar masada oturan spikere çevrildi.
TRT Haber Kameramanı Mustafa Doğan o anları şöyle anlattı:
“Tijen buraya görevli olduğu yere sözde bildirinin okunduğu yere geldi. Bende kameramın başına geldim. Stüdyonun girişinde 3 silahlı asker bekliyordu. Üst katlarda da askerler vardı.”
Yaşlısı, genci TRT’ye koştu, hainlere geçit vermedi
Tüm bunlara rağmen TRT çalışanlarının direnci sayesinde sözde bildirinin okutulması 70 dakika geciktirildi. Darbecilerin planları sekteye uğratıldı. Sözde bildiri okutuldu, ancak darbeciler hedefine ulaşamadı. Türk halkı 55 yıldır sesi olan TRT’yi yalnız bırakmadı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısına kulak verip sokağa çıkanların yüzlercesi TRT’ye koştu.
Darbeciler TRT’ye girmeye ve kendilerini ikna etmeye çalışanların üzerine ateş açtı. Kalabalık daha da büyüyünce helikopter ve uçaklarla korkutmaya çalıştılar. Ancak bu da sonuç vermedi. Saatler sabaha karşı 3’ü gösterdiğinde millet kendi sesini kısmaya çalışanları bastırmış TRT’ye girmişti.
Dirençleri kırılan darbeciler silahlarını teslim etti, polis tarafından tek tek kelepçelendi. TRT hainlerden tamamen temizlendi, milletin sesi tekrar yayına döndü.
Milletin sesini kesmek isteyenlerin elinden yine millet tarafından geri alınan o stüdyonun ismi artık 15 Temmuz Millet Stüdyosu olarak anılmaya başlandı.
Haber: Doğancan Aksoy
Kamera: Bülent Uzun