DAÜ’ye darbe

DAÜ’ye darbe

KKTC yüksek öğrenim sektörünün amiral gemisi Doğu Akdeniz Üniversitesi yine karıştı. Rektörü Prof. Dr. Necdet Osam, ekibiyle birlikte düzenlediği basın toplantısıyla istifasını açıklayarak, hükümetin büyük ortağına ağır suçlamalarda bulundu

SİYASİ ALGI OPERASYONU: Prof. Dr. Osam: Vakıf Yöneticiler Kurulu’nun göreve gelmesinden sonra, rektörün, öğrenci sayısını düşürdüğü, üniversiteyi mali krize sürüklediği ve hükümet karşıtı olduğu gibi gerçek dışı söylemlerle, olumsuz algı yaratılması süreci başladı. Bunun sebebi açık ve net. Bu bir siyasi algı operasyonudur

210 MİLYONLUK KAVGA: Prof. Dr. Osam: Üniversitenin kimseye borcu olmamakla birlikte kasasında 210 milyon 798 bin 776 lira 63 kuruş nakit vardır. Yapılan üniversiteyi batırma operasyonudur. Çünkü bu sıcak paranın bir şekilde buradan gitmesi demektir. Kıbrıs Türk Hava Yolları’na yaptıkları gibi DAÜ’yü de bitirme çabasına girilmiştir

“ONURUMUZLA GİDİYORUZ”: Prof. Dr. Osam: İstedikleri gibi olmadık ve gözden çıkarıldık. Çünkü biz bu profesörlükleri yerden toplamadık. Onurumuzla görevimizi yaptık, onurumuzla ve kasada para bırakarak, aynı Özay Oral gibi gidiyoruz. Özay Oral da görevden ayak oyunları ile götürülürken kasada para bırakarak gitmiştir

 

Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Rektörü Prof. Dr. Necdet Osam, hükümet değişikliği ve mevcut Vakıf Yöneticiler Kurulu’nun (VYK) Temmuz 2019’da görev başına gelmesinden sonra, Rektörün, öğrenci sayısını düşürdüğü, Üniversiteyi mali krize sürüklediği ve hükümet karşıtı olduğu gibi gerçek dışı söylemlerle, olumsuz algı yaratılması süreci başladığını kaydetti.

Vakıf Yöneticiler Kurulu ile bugüne kadar hiçbir eş güdüm sağlanamadığını kaydeden Prof. Dr. Osam, bunun nedeninin bir siyasi algı operasyonu olduğunu kaydetti.

Prof. Dr. Osam, yönetimde dikkat ettiği en önemli şey üniversitenin mevzuatı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin yasaları ve Doğu Akdeniz Üniversitesi’nin sahip olduğu toplu iş sözleşmesinin yanında insani ilişkiler ve insan odaklı bir yönetim anlayışı olduğunu belirtti.

Bu anlayışı 4 Vakıf Yöneticiler Kurulu süresince süregeldiğini kaydeden Prof. Dr. Necdet Osam,  5’inci Vakıf Yöneticiler Kurulu ile de bu anlayışı sürdürdüğünü kaydetti.

KKTC’de her hükümet değişiminde DAÜ’nün en üst yönetim organı olan Vakıf Yöneticiler Kurulu’nun da değiştiğini anımsatan Prof. Dr. Osam, “Mevcut Vakıf Yöneticiler Kurulu ile çalışmak için her zaman yaptığımız gibi yola çıktık ve 8 aydır bu çalışmalar ne yazık ki istediğimiz biçimde gelişmemiştir. Diğer Vakıf Yöneticiler Kurulu ile çalıştığımızın tam aksine, burada hiçbir eş güdüm ne yazık ki sağlanamamıştır” dedi.

Prof. Dr. Osam, “bunun sebebinin açık ve net olarak bir siyasi algı operasyonunun olduğunu bugün itibari ile biliyoruz ve bunu da Kıbrıs Türk halkı ile paylaşıyoruz” dedi.

 

 

“Umarım DAÜ’nün sonu da KTHY gibi olmaz”

Prof. Dr. Osam, yaptığı açıklamada VYK tarafından sürekli engellenip, DAÜ’yü bir nevi Kıbrıs Türk Hava Yollarına yaptıkları gibi bitirme çabasına girdiklerini belirtti ve “Umarım DAÜ’nün sonu da KTHY gibi olmaz” diye konuştu.

 

“Siyasi irade, istediğini, istediği ortamda yapabiliyor”

DAÜ Rektörü Prof. Dr. Necdet Osam, 2017 yılından beri bir stratejik plan uyguladıklarını ve bu güne kadar bu planın en az üçte ikisini uygulamakta başarıya ulaştıklarını kaydetti.

Bu bağlamda DAÜ’nün bir dünya üniversitesi olduğunu kaydeden Prof. Dr. Osam, “ancak gelinen nokta ne yazık ki siz uluslararası hukukun içerisinde yer almıyorsunuz. Yani istediğiniz yere istediğiniz imzayı atın ama siyasi irade, istediğini, istediği şekilde ve istediği ortamda yapabilmektedir” dedi.

 

“VYK sürekli bir aşağılayıcı tutum içinde oldu”

Prof. Dr. Necdet Osam,  VYK ile işlerin hiçbir zaman yoluna girmediğini, VYK’nın kendilerine karşı sürekli bir aşağılama tutumu içerisinde olduğunu ifade etti.

Prof. Dr. Osam, “ayrıca rektörlüğü sürekli yalan yanlış bilgilerle donatan gazetecilere bu vakıf tarafından reklam parası bağlanmıştır. Bunların tümü belgelidir. Bu belgeleri biz VYK’na da yazılı olarak bildirdik ve ‘lütfen yapmayınız. Bu tür insanlar bize zarar veriyor, üniversiteye zarar veriyor. Lütfen vermiş olduğunuz bu kararı geri çekin’ dedik. Hiç dikkate alınmadı” diye konuştu.

Üniversitenin icrasının başındaki kişi olmalarına rağmen VYK’nın kendilerini görmemezlikten gelerek, DAÜ’nün sendikaları ile masalara oturduğunu, Rektörlüğün hiçbir görüşünü almadan üniversitenin geleceği ile ilgili kararlara imza attığını kaydeden Prof. Dr. Osam, “Üniversitenin icrası yok, önemli değil. Çünkü siyasi irade var ve siyasi irade ‘boş verin siz rektörü bildiğiniz gibi devam ediniz’ diyor. Rektörlüğü muhatap almıyorlar. Sürekli kötü bir rektörlük yönetimi söylemi, rektörlüğü küçültücü laflar ve bunu hem üniversitenin içerisinde hem de üniversitenin dışında yaymak çabası” dedi.

Rektörlük aleyhindeki “Üniversiteyi batırdı” şeklindeki söylemlerin de tümüyle yalan olduğunu dile getiren Prof. Dr. Necdet Osam, DAÜ’nün 2014 yılında batmış vaziyette olduğunu ancak bugün mali, idari, teknik ve akademik bağlamda hiçbir sıkıntısının bulunmadığını kaydetti.

 

“DAÜ’nün kimseye borcu yoktur”

DAÜ’nün kimseye borcu olmadığını ifade eden Prof. Dr. Osam, “DAÜ, Maliye Bakanlığı’na borcunu ödemiştir. Biz yükümlülüklerimizi yerine getirdik.  Maliye Bakanlığı yükümlülükleri yerine getirmemiştir. VYK da bunun üzerine gideceğine ‘DAÜ’yü rektör batırdı’ diyor. Hal bu ki VYK’nın görevi, rektörün icra yapabilmesine olanak tanımaktır. Rektörün yetkilerini kısıtlamak, üniversitenin içerisinde birimleri dolaşarak rektörlük aleyhine çeşitli, bilgiler vererek senatonun yalan yanlış bilgilerle galeyana getirilerek toplanmasını sağlamak değildir” diye konuştu.

 

“DAÜ’nün kasasında 210 milyon 798 bin 776 lira 63 kuruş var”

Prpof. Dr. Necdet Osam, DAÜ’nün kasasında şuanda 210 milyon 798 bin 776 lira 63 kuruş nakit para olduğunu ve 2021 yılının neredeyse sonuna kadar DAÜ’nün önünün açık olduğunu kaydederek şunları belirtti:

“O ‘battı’ denen üniversitenin bu sabah (dün)  itibari ile borçsuz, harçsız 210 milyon 798 bin 776 lira 63 kuruş nakit sıcak parası vardır. KKTC devleti, anavatanımızdan 137 milyon beklemektedir. Ama DAÜ’nün 3 bin çalışanı, benim ekiplerimle birlikte yapmış olduğum insani ve doğru yönetim sonucunda bütün borçlarını ödemiştir. Güney kampusunun arazisi Vakıflar İdaresi’nindir. Güney kampusunun 400 bin sterlinden fazla olan borçlarını dahi Necdet Osam ve ekibi ödemiştir. Eski yönetimlerin bir gecede haksız yere işten attığı insanların 12, 13 milyon TL olan tazminatını da Necdet Osam ve ekibi ödedi. Bu işten atılanlar benim zamanımda tedricen biçimde yavaş yavaş işlerine döndürülmüş ve hakları da elimizden gelebildiğince verilmiştir.”

 

“Başbakan da beni muhatap almadı”

Prof. Dr. Necdet Osam, “Siyasi algı operasyonu” nedeni ile Başbakan Ersin Tatar’ın bile kendisini hiçbir şekilde dinlemediğini, muhatap almadığını kaydetti.

“Üniversite batmadı, bu bir üniversiteyi batırma operasyonudur” diyen Prof. Dr. Osam, şunları kaydetti: “Çünkü bu sıcak paranın bir şekilde buradan gitmesi demektir. Sayın Başbakana da bunu buradan saygı ile iletiyorum. Kendisi de bunu bilsin. Ben Sayın Başbakanımızla bir kez bile konuşamadım, çünkü beni o da muhatap almıyor. Kendisi çocukluk, mahalle ve üniversitede okul arkadaşımdır. Üniversiteyi idare eden adamla Sayın Başbakan bir kez konuşmamış ve bir siyasi kriz haline getirmiştir. Benim bugüne kadar hiçbir siyasi ile oturup yemek yediğimi bulamazsınız. Hiçbir siyasetçi ile ne yakın ne de orta ilişkim oldu. Bütün siyasetçilere makamlarından, taşıdıkları sıfattan dolayı saygım sonsuzdur. Bütün makamlara her zaman için saygılı davranmasını bilmişimdir. Ama hiçbir siyasetçinin, kolunun altında, arkasında gitmemişimdir. Zaten bunları yapmadığım içindir bütün ayaklar.”

 

“İstedikleri taşları oynatamadıkları için gözden çıkarıldım”

Prof. Dr. Necdet Osam, 2014’te DAÜ’nün 74 binasının tümü tek tek ipotek edilerek, öğretim üyelerinin maaşlarının yarım yarım ödenerek bırakılıp gidildiğini kaydederek, “2014’ten bugüne inanılmaz süreç geçirdik. Her hükümetle savaştık ama hiçbir zaman iletişimsizlik olmadı. Ben birçok Başbakan ile çalıştım. Hiçbir zaman randevu isteyip de alamamışlığım olmadı. Bu hükümet randevu vermedi. Çünkü siz gözden çıkardığınız birisi ile muhatap olmamaya çalışıyorsunuz” dedi.

“İstihdam yapmadığım için, istedikleri gibi burada istedikleri hareketi yapıp, istedikleri taşları oynatamadıkları için gözden çıkarıldım” diyen Prof. Dr. Osam, “halktan çok özür dilerim. Biz bu profesörlükleri yerden toplamadık” dedi.

 

“Akademik durumumuzda da bir sıkıntı yok”

Üniversitenin akademik durumumuzda da bir sıkıntısı olmadığını ifade eden Prof. Dr. Osam, “Akademik yayınlarımız çıkabilecek en yüksek seviyeye çıkarılmıştır. Bunun sonucu şu demek: DAÜ, dünya listesinde kalmaya devam edecek” dedi.

Prof. Dr. Osam, “Akademik bağlamda neler yapıldı? Roma Üniversitesi ile Bolonya Üniversitesi ile anlaşmalar yapıldı. Bugün benim Fransa’da olmam gerekirdi. 4 senedir çalıştığımız bir projenin imza törenine katılmam gerekirdi. Fransa’daki bir üniversite ile DAÜ’nün 2 yıl burada, 2 yıl Fransa’da eğitim almak üzere mühendislik alanında bir anlaşmayı imzalayacaktık. Bunu ben Sayın Başbakanıma gidip anlatamadım. Gurur duysun diye, çünkü kendisi milliyetçi birisidir. Bundan daha önemli bir olay mı vardı? Yoktu” diye konuştu.

“Cumhurbaşkanlığını ve Cumhurbaşkanının taraflarını alkışlatmakla suçlandık”

Prof. Dr. Necdet Osam, 13 Eylül 2019’da, DAÜ’nün 40’ıncı kuruluş yıldönümünde, 40’ıncı Yıl Onur Konseri etkinliği düzenlediklerini ve bu etkinliğe tüm devlet yetkililerinin davet edildiğini, çoğunun da davete icabet ettiğini kaydetti.

Prof. Dr. Osam, “Salamis Antik Tiyatro’da Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası ile Türkiye’nin çok önemli bir gurubu ile birlikte o mutlu günü kutlamak istedik. Ama o mutlu gün inanılmaz spekülasyonlara neden oldu. Tören bittikten sonra ben ve ekibim ile birlikte Cumhurbaşkanlığını ve Cumhurbaşkanının taraflarını o mekana toplayıp alkışlatmakla suçlandık” dedi.

 

 “Sayın Özersay beni uyardı”

Etkinlik sonrası, Başbakan Yardımcı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay’ın kendisini telefon ile arayarak, “‘Hocam üzerinize gelinecek, çünkü böyle böyle durum yarattınız. Algı budur. Sizi savunuyorum, savunmaya da devam edeceğim’ dediğini ifade eden Prof. Dr. Osam, bu etkinin Türkiye’de külliyeye kadar taşındığını kaydetti.

Prof. Dr. Necdet Osam,  “Necdet Osam, Cumhurbaşkanını, Cumhurbaşkanının seçim çalışmasına elvermekle suçlandı. Ben cumhurbaşkanıma, kim isterse olsun, orada oturan herkes saygındır, herkesin bir dünya görüşü vardır ve biz bu toplumda yaşıyorsak ona saygı duymakla yükümlüyüz. Nasıl ki şuanda Sayın Başbakana tutuğu konumdan dolayı saygı duyuyorum. Cumhurbaşkanıma da aynı şekilde saygı duyuyorum” diye konuştu.

Prof. Dr. Osam, “Biz Sayın Cumhurbaşkanına konuşma yapsın diye platform ayarlamışız da diğeri konuşamamış. En yüksek mevkiinin sahibi bir yerde konuşma yaptığı zaman zaten diğer insanlar konuşmaz. Dünyada siyasi literatürdeki edep bunu gerektirir” dedi.

 

“Bütün sıkıntı, DAÜ Saray Önü’nde politika yapmıyor”

Prof. Dr. Necdet Osam, 25 Ekim 2019’da Malta’da UNESCO’nun bir kurumu olan Akdeniz Üniversiteler Birliği toplantısına katıldıklarını belirterek, “Oraya giderken niyetim o toplantıyı buraya getirebilmekti. Biz vatanımız ve memleketimiz için çalışıyoruz. Bunu gerçekleştirmek için genel kurul toplantısında son derece önemli konuşmalar yaptık ve Güney Kıbrıs’ın tüm engellerini ortadan kaldırdık ve oylama yaptırarak bu bir sonraki yılın toplantının DAÜ’de toplanmasını başardık. Başkan Mısırlı olmasına rağmen başardık. DAÜ bunları yaptı” dedi.

DAÜ’nün memleketin yurt dışında varması gereken noktalara varabilmesi için uğraşan bir üniversite olduğunu kaydeden Prof. Dr. Osam, şunları kaydetti: “Bu üniversite Saray Önü’nde politika yapmıyor. Bütün sıkıntı odur. 25 ülkenin rektörü Güney Kıbrıs’ın olumsuz çağrılarına rağmen DAÜ’ye geldi. Cuma günü senato odasında toplantı yapıyorum, önüme bir mesaj geldi. ‘Vakıf Yöneticiler Kurulu aşağıda, toplantı yapıyor, sizi görevden almak üzere’ ve bana bir belge gönderiliyor olağanüstü toplantı, rektörün davranışlarını değerlendirip, gereğini yapmak üzere. Ne davranışı yapmışım ben? Art niyetli bir kuruluş. Bunlar olmamış gibi ben o toplantıyı başarı ile yönettim, sonucu da yayınlattı. DAÜ’nün ve tanınmamış KKTC’nin tescilini burada yapılan toplantı ile dünyaya ilan ettik, UNESCO bağlamında.”

 

 “Bazı insanlar hala 1980’de yaşıyor, mesnetsiz konuşuyorlar”

Prof. Dr. Necdet Osam, VYK tarafından sürekli olarak üniversitenin öğrenci sayısını düşürmekle de suçlandığını ifade ederek, “Biz akademik bir ortamda eğitim veren bir üniversiteyiz’ dedim. Benden, piyasaya iş gücü getirmemi beklerler. Bunu yapmadık, yapmayacağız. Gelecek olan yönetime de yaptırtmayacağız. Burası diploması dünyanın her yerinde bizlerin sayesinde tanın bir üniversitedir. Öğrenci azalıyor evet ama böyle devam etmesi söz konusu değildir. Biz de çalışma yapıyoruz. Türkiye’den gelen öğrenci sayısı bellidir. Her sene bir miktar azalacaktır. Bunun sebebi açıktır. YÖK’ün koyduğu kurallar vardır. Bu kurallar KKTC’deki üniversiteler için de geçerlidir. O zaman o kurallardan kaynaklanan sonuçlarda buraya da öğrenci az gelecektir. Bu benim elimde olan bir şey değil” dedi.

“Bazı insanlar hala 1980’de yaşıyor” diyen Prof. Dr. Osam, “Türkiye’de 2016 üniversite var. Ulaşımı bizimkiyle mukayese kaldırmaz. Biz üniversite öğrencilerimizi Ortadoğu coğrafyasından alıyoruz. Suriye şimdi normal bir hayat mı var ki öğrenci akışı mükemmel olsun. Ürdün’de şartlar nedir? Yemen’de ne oluyor, Lübnan’da ortalık karışmış vaziyettedir. Libya’da devrimler olmuş askeri yönetimlerin kol gezdiği bir durum var. Mesnetsiz konuşuyorlar” dedi.

 

 “Onurumuzla gidiyoruz, Özay Oral gibi”

Prof. Dr. Necdet Osam, istifasını açıklarken, “İstifamızı bugün veriyoruz ama onurlu bir şekilde, kasada para bırakarak, aynı Özay Oral gibi gidiyoruz. Özay Oral da görevden ayak oyunları ile götürülürken kasada para bırakarak gitmiştir. Sonraki 2 yılda üniversitenin kasası borç batağında seyretti. Şuanda siyasi darbeyi akademik ortama taşımaya çalışıyorlar bunu da senatoyu kullanarak yapıyorlar” dedi.

 

DAÜ Rektör Vekilliğine Hasan Demirel getirildi

DAÜ Senatosu Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölüm Başkanı Profesör Doktor Hasan Demirel’i Rektör Vekili olarak VYK’ya önerdi.

Rektör Osam’ın istifası sonrasında olağanüstü toplanan DAÜ Senatosu, Vakıf Yöneticiler Kurulu – VYK’ya Rektör Vekili olarak atanmasını önereceği isim için seçim gerçekleştirdi.

 

Yapılan seçimde, Profesör Doktor Hasan Demirel 43 oy, Profesör Doktor Metin Gürkanlar 10 oy alırken 1 oy da boş çıktı.

Yapılan seçim sonrasında toplanan DAÜ VYK’sı da Profesör Doktor Hasan Demirel’i DAÜ Rektör Vekilliğine getirdi.

BRT’ye açıklama yapan DAÜ VYK Başkanı Dr. Erdal Özcenk, yapılan atamanın sonrasında rektörlük için münhal sürecinin başlatılacağını söyledi.

Rektörlük için aday olmayacağının teminatını vermiş iki isim arasında yapılan seçim sonrasında Profesör Demirel’in Rektör Vekili olarak göreve getirildiğini ifade eden Özcenk, DAÜ rektör seçiminde son derece şeffaf ve adil bir süreç yürütüleceğinden herkesin emin olmasını istedi.

 

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir