Devrim’den Anadol’a Türkiye’nin yerli otomobil serüveni

Yıl 1929… Genç Cumhuriyet ekonomik büyüme için ilk adımlarını atıyordu.

Önem verilen sektörlerden biri de otomotivdi. Ancak yabancı ortaklar olmadan hareket etmek mümkün değildi. 

Ford firması işin içine girdi; ilk otomobil montaj hattı İstanbul serbest bölgesinde kuruldu. Ancak dışa bağımlı bu girişim Amerika Birleşik Devletleri’ndeki büyük ekonomik buhran nedeniyle kısa süreli oldu. 

3 tekerlekli yerli otomobil projesi başarılı olmadı

1950’li yılların ortasında yine yabancı sermayeli otomobil, kamyonet ve kamyon üretim tesisleri kuruldu. Çalışanların çoğu yabancıydı. 1958’de İstanbul Şişli’de Türk girişimciler yerli üretim heyecanıyla küçük bir atölye açtı. Burada Nobel 2000 adlı 3 tekerlekli küçük bir otomobil üretildi. Girişim sınırlı kaldı.

1961’de Türk mühendis ve işçisi Devrim otomobilini üretti

Türkiye yerli bir otomobil üretmek istiyordu. 1961 yılı dönüm noktalarından biri oldu. Dönemin Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel, ilk yerli otomobilin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalarına yetiştirilmesi talimatını verdi. Üretim için adres Eskişehir Demiryolu Fabrikası’ydı. Zaman kısıtlıydı. Türk mühendisler ve işçiler gece gündüz demeden çalıştı.

Yaklaşık 4 buçuk ayda tamamen Türk sermaye ve Türk mühendisliği ürünü otomobil hazırdı. Adı Devrim’di.

Devrim yolda kaldı

Ancak Cumhuriyet Bayramı töreninde bir talihsizlik yaşandı. Devrim bir süre yol aldıktan sonra benzini bitti ve durdu. Cumhurbaşkanı Gürsel “Garp kafasıyla otomobil yaptık, şark kafasıyla benzin koymayı unuttuk” dedi.

Cumhurbaşkanı o gün alanda bulunan Devrim 2 adlı diğer yerli otomobille geçit törenine katılsa da gündemde hep benzini biten Devrim kaldı. Bu olay yerli otomobile karşı olumsuz propaganda aracı olarak kullanıldı. Yerli otomobile bakış değişti. Devrim’den sadece 4 adet üretildi ve yerli otomobil girişimi sona erdi.

OYAK bünyesinde kurulan Türk Otomotiv Endüstrileri de yerli üretim için hevesliydi. Yabancı firmalarla işbirliği girişimleri yapıldı; ancak “Zafer” ismiyle planlanan yerli otomobil projesinden daha sonra vazgeçildi.

Türkiye, yabancı firmaların üretim için tercih ettiği ülkelerden oldu

Türk Otomotiv Sanayi 1967 yılında Anadol markasının yabancı ortaklıkla seri üretime başlamasıyla başka bir evreye geçti.

O tarihten itibaren dünyanın önde gelen otomobil markaları ile ortaklıklar kuruldu. Türkiye, otomotiv endüstrisine kendini kanıtladı. Kaliteli iş gücü ve araç sevkiyatı için uygun konumu tercih nedeniydi. Ancak “Devrim” gibi bir yerli otomobil üretimi hep hayal olarak kaldı.

Türk iş dünyası güç birliği yaptı, yerli otomobil için kolları sıvadı

2011 yılında dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çıkışı, yerli otomobil hamlesi için yeni bir işaret fişeği oldu. 

İlk harekete geçen Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı oldu. 2015’te, TÜBİTAK öncülüğünde, İsveçli SAAB firmasından bir modelinin fikri mülkiyet hakları satın alındı ve yerli otomobil geliştirme çalışmaları başladı. İki yıl sonra yerli sanayicilerden oluşan konsorsiyum kuruldu. Anadolu Grubu, BMC, Kıraça Holding, Turkcell Grubu ve Zorlu Holding işbirliği protokolünü imzaladı. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği de şirkete ortak oldu.

Yerli otomobil hayali gerçeğe dönüştü

2018’de Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu Sanayi ve Ticaret A.Ş. ismiyle şirket kuruldu. Yönetimine Mehmet Gürcan Karakaş getirildi. Çalışmalar Gebze’deki Bilişim Vadisi’ne taşındı. Vatandaşlarla da anketler yapıldı, araç modelleri belirlendi. Nihayet elektrikli yerli otomobilin prototipi tamamlandı ve 100 yıllık serüvende mutlu sona gelindi.

Kaynak: TRT Haber

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir