Önceki gece yarısı El-Sen’in grevi nedeniyle elektrikler kesildiğinde, ülkenin birçok bölgesinde eş zamanlı olarak elektrik kesintisinin personel tarafından kasti yapıldığını öğrenmiş ve “El-Sen rezilliği” başlıklı bir haber yayınlamıştım.
Halk ilk etapta, El-Sen gece yarısı grev kararı aldı yarım saat sonra ülkenin birçok bölgesinde aynı anda arıza meydana geldi, grevde oldukları için de arızalara müdahale etmediler sanıyordu.
Halbuki, grev etkili olsun diye elektrikler kasıtlı kesilmişti. Bunu öğrenip yazdım.
Sabah saatlerinde ise, “El-Sen’den sabotaj” başlıklı bir haber yayınladık.
Gün içerisinde baktık ki vakit akşam saatlerine geliyor, elektriğe bağlı yaşlı ve hastalar zor durumlar yaşamaya başlayacaklar, El-Sen Başkanı Kubilay Özkıraç’ı aradım.
Daha soru sormaya yetişmedim ki, “Demek El-Sen rezilliği ha. Bu gece senin evinin sayacı kökten çökertilecek” dedi. Tabi şaka yapıyordu. Ciddi değildi. Zaten hiç ciddileşmedi ki. İşin dalgasındaydı. Ne soru sormama müsaade etti ne de konuşmama.
“İzin verin bir soru sorayım” diyorum, “Sen polis misin” diyor. Ardına kahkaha atıyor.
Yaşlıların elektrik ihtiyacından bahsediyorum olayın ciddiyetinde değil adam. “Ara Güzelyurt Elektrik Dairesi Şube Amiri Ceyhun Bey’i de söyle açtırsın senin elektriğini” diyor. “Benim elektriğimi bağlamasınlar istemiyorum, yaşlı ve hastaların elektriğini açtırın” diyorum.
“Yaşlı, hasta ve felçli insanlar elektriğe bağımlıdırlar ve onlar için acil ihtiyaçtır. Bunlara yatağı elektrikle dolan yatalak anneannem de dahil”
Kendi bölgemde bildiğim eğer bir gece daha elektrik gelmezse zor durumda kalacak olan hasta yaşlıcıkların adını veriyorum. “Bunların elektriğini derhal bağlayın. Yakınlarımdırlar yoksa sizi dava edeceğim” diyorum.
Kendilerinin ülkenin birçok bölgesinde elektrikleri kasıtlı kestiklerini söylüyorum. İnkar ediyor tabi ama beni bastırmak için de lafı ağzıma tıkıyor ve olmadık şakalar yapıyor. Örneğin, “gazeteciler hepsi adidir, sen hariç” gibi ardı ardına şaka şaka şaka.
Ama günün sonunda şaka oldu kaka!
Yaşlıların ve hastaların söz konusu olduğu bir konuda bir sendikanın başkanının, telefon konuşmasında kendisine soru sorulmasına müsaade etmemesi ve şakayı abartması hoşuma gitmedi.
Güzelyurt Elektrik Dairesi Şube Amiri’nin iki otelin elektriğini bağlattığını söylüyor. Güzelyurt Elektrik Dairesi Şube Amiri Ceyhun bey ise, “Güzelyurt’ta otel mi var, ne alaka saçmalık bu. Eğer elektrikleri personele kestirmişlerse o zaman biz de El-Sen’den davacı olacağız” dedi.
Bunun üzerine bir yazı yazdım, “Yaşlı ve hasta insanlar ölüme terk edildi” başlıklı.
Yarım saat sonra, Haber Kıbrıs’ta da bir haber çıktı. “Lefkoşa’da sakin Hasan Basri isimli yaşlı adam, El-Sen’in sürdürdüğü grev nedeniyle yaşam savaşı veriyor.” “Lefkoşa’da sakin Hasan Basri isimli yaşlı amca, oksijen almakta zorluk çekiyor” denilen haberde, grev nedeniyle elektrik kesintilerine müdahale edilmediği yazıyordu. Daha da bilmiyorlar ki, elektrik kesintileri arıza kaynaklı değil, Kıb-Tek personelinin sabote-siydi.
Haberi görünce El-Sen Başkanı’na gönderdim messengerdan o haberi ve “haklı çıktım” diye de ekledim.
Mehmet Ekin Vaiz’in facebook paylaşımını gördüm az önce… Şöyle yazmış: “Dün yakın zamanlarda bir cafe açan genç girişimci bir arkadaşımla konuştum. “Elektrik kesintisi sebebiyle günlük ürettiğimiz ve buzlukta olan bütün malzemeyi çöpe atmak zorunda kaldık. Bütün gündür elektrik kesik. 1 Günlük zararımız 20,000 TL abi…” dedi. Benim içim acıdı. Bu gençlerin ne suçu var? Halkı karşısına alan bir hareket başarıya ulaşabilir mi? Bir rivayete göre Türkiye’nin Eski Büyük Elçilerinden Halil İbrahim Akça’ya görev süresinin sonunda KKTC’deki Sendikaların durumunu sormuşlar… O da cevap olarak demiş ki: “Buradaki sendikalarla mücadele etmek çok kolay. Çünkü Strateji bilmiyorlar…” Halkı karşımıza almaya devam…”
Yani anlayacağınız tepki büyük.
Elbette ki, grev anayasal bir haktır. Grev iş bırakmaktır. Grev çalışmayan personelin arızalara müdahale etmemesidir. Ama grev hakkı, halkın elektriğini kasten kesmek değildir.
Grev halkın elektriğini keserek yapılmaz. Grev eğer yüreğiniz varsa, muhataplarınızın önünde ateş yakıp günlerce oturup ya da ya da yürüyüp slogan atarak yapılır.
Bu defaya sessiz sedasız, gece yarısı grev başlatıp elektrikleri keserek yatıp uyumayın. Ateş yakın, gazetelere de haber verin de, bu halka olanı ve olacak olanları anlatın. Halkı da yanınıza alıp kurumun geleceğini ve iddia ettiğiniz gibi varsa oynanan oyunları halka açık açık anlatın.
Şimdi oturun da dua edin, bir gün boyunca elektriksizlikten oksijen tüpü kullanamayan o yaşlı amca vefat etmesin!