Durum vahim…

Durum vahim…

Rana Sarro/ Köşe yazısı

 

Artık geri dönüşü olmaz bir noktadayız…

Ülkenin kısmi kapanma kararı esnafı batırmaktan başka bir işe yaramayacak. Kısmi sokağa çıkma ve esnaf ile kamu kurum ve kuruluşlarının bir haftalık kapanması nasıl ki bir amaca hizmet etmemişse, bu bir haftalık uzatma da hiçbir amaca hizmet etmeyecek.

Hükümet bir yandan evlere kapanılsın diye, kamu ve özel sektörün faaliyetlerini durduruyor, esnaf kepenk indirmek zorunda bırakılıyor; diğer yandan da farklı farklı bölgelerde PCR testi kuyruklarına ve bankaların önlerindeki yığılmalara müsaade ediyor.

Halbuki, kapanma kararlarında amaç insanların mümkün mertebe bir araya gelmemesi ve virüsün hızla yayılmasını önlemek iken, birçok bölgelerde pcr kuyrukları oluşması ve faaliyetlerine devam eden bankaların önlerinin tıklım tıklım dolmasının mantığı nedir? Marketler ve süpermarketlerin içerisi insan kaynıyor. Ben Güzelyurt bölgesinde örneğin bir tek denetim görmedim. Esnaf, sanayi, tüm dükkanlar kepenk indirdi, ama yollar, sokaklar ve marketler insan kaynıyor.

Peki bu kapatma uygulaması yalnız esnafın, işyerlerinin, dükkan sahiplerinin iflasından başka ne işe yarayacak?

Şimdi bir haber okuyoruz, “aşırı yoğunluk ve talepten dolayı, kapasitenin üzerine çıkılması sebebiyle, ülke genelinde yapılan PCR testleri ikinci bir duyuruya kadar durdurulmuştur.”

Hayret bir şey. Daha düne kadar Sağlık Bakanlığı ve tüm yetkililer, halka sıklıkla test yaptırmaları çağrısı yapıyordu. Daha dün canlı yayın konuğu olan Cumhurbaşkanı Tatar’ı dinledim, insanlara sık sık test yaptırmaları çağrısı yaptı.

Bir anda pcr testleri mi tükendi, yoksa o denli patladı ki artık rakam tutulmaması için mi bu karar!

Ürkütücü! Vahimin de ötesi!

Sağlık Bakanı Ali Pilli bugün, vakaların hız kesmeden arttığını açıkladı ve halka evlerinde izole olmaları çağrısında bulundu.

Kapatma kararlarının hiçbir amaca hizmet etmediğini fark ettiler demek ki. Ama bunu geç fark ettiler.

Kapatma kararı ve sokağa çıkma yasağı alınacaksa,  tüm polis, zabıta, güvenlik görevlileri, özel güvenlik şirketlerinin ekipleri sokaklara dökülmeliydi.

Bizde ise tam tersi oldu denetimsizlik yüzünden. Bu süreçte halk sokağa döküldü.

Yine PCR kuyruklarına asla ve asla müsaade edilmemeliydi. Buna izin verildi, sanki pcr testi yaptırıp eve döndükten sonra aşılanmış olacaklar gibi. Halbuki sağlıklı bir birey pcr kuyruğunda virüsü kapabilir ve test negatif çıktıktan birkaç gün ya da bir hafta sonra pozitifleşebilir.

Hükümetin hatası, kapatma kararlarını korkarak yarım yamalak aldı. Böylelikle esnafı batırdı, virüsü patlattı. Ve hükümetin diğer bir telafisi artık imkansız hatası ülkeyi denetimsiz bıraktı. Yani kararları aldı ve denetleme görevini yapmadı.

Herkes işyerini kapatacak dedi ama yollarda bir kontrol yapılmadı. İş yerini kapatmayan torpilli iş yerlerinden ise hiç bahsetmek istemiyorum.

Şimdilerde ise bugün itibariyle Sağlık Bakanlığı’nın açıklamasından şunu anlıyoruz. Bundan sonra herkes kendisinden mesuldür. PCR testi de artık yok, kim hasta kim değil belli değil. Ve diğer taraftan zaten sağlıkçılar açıklıyor, yoğun bakım doldu, sağlık sistemi çöktü çöküyor. Artık hastanelere de kaldırılamayacak hastalar. Ölen ölecek kalanlar devam edecek.

Bu nedenle temas edeceğimiz insan sayısını minimuma düşürelim, marketlerde kimsenin sosyal mesafeyi aşmasına müsaade etmeyerek hemen uyaralım, market sahiplerinin içeriye aynı anda çok sayıda insan almasına karşı çıkalım, maskesiz hiçbir ortama girmeyelim mümkünse.

Çünkü artık geri dönüşü olmaz bir noktadayız.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir