Evde koronavirüs hastası varsa nelere dikkat edilmeli?

Evde koronavirüs hastası varsa nelere dikkat edilmeli?

Pandemiyle mücadele dünyanın dört bir yanında devam ediyor. Aşı çalışmalarıyla ilgili her ne kadar önemli gelişmeler yaşansa da hastalığa karşı en önemli silah hala tedbir… Maske, mesafe ve el hijyeni bu nedenle fazlasıyla önemli.

Hastalığı hafif geçirenlerin tedavisi evlerinde sürdürülüyor. Bu da evde yaşayan aile fertlerinin hastalığa yakalanmaması için bir dizi önlem almasını gerektiriyor. Sağlık Bilimleri Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Ertek, bu konuyla ilgili olarak, “Evin fiziki durumu, aile bireylerinin sağlık durumu ve yaşları büyük önem taşıyor” diyor. 

Hasta ayrı bir odada kalmalı

“Evde COVID-19 tanısı alan biri varsa hemen izole edilmesi gerekiyor” diyen Prof. Dr. Mustafa Ertek çok önemli uyarılarını peş peşe sıralıyor:

“Hasta kişiye mümkünse ayrı bir oda ve tuvalet tahsis edilmeli. Odasından dışarı çıktığı zaman maske takmalı. Aynı şekilde odaya biri girdiği zaman -ki tavsiye etmiyoruz ama girmek durumunda kalınırsa- her ikisi de maskeli olmalı. Günde 3-4 defa pencereler açılarak odalar havalandırılmalı. Hasta tuvalete giderken yine maskesini takmalı. Tuvaleti ve banyosu günde iki-üç defa çamaşır suyuyla silinmeli. Yemeklerini de kendi odasında yemeli.” 

Evin fiziki koşulları uygun olmadığı için bazen hastaya ayrı bir oda verilemiyor. Bu gibi durumlar için Prof. Dr. Ertek şu tavsiyelerde bulunuyor:

“Hastayla 1,5 metrelik mesafe korunmalı ve evde herkes maske takmalı. Hasta, hijyenine dikkat etmeli. Temas ettiği yerlerde bulaş olmasın diye el temizliğine önem vermeli. Yine aile bireyleri de hastanın temas ettiği yüzeylere dokunduktan sonra ellerini yıkamalı. Onun dışında ekstra bir önlem almaya gerek yok.” 

Aile içi bulaşa dikkat 

Türkiye’de özellikle aile içi bulaşın hayli fazla olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Ertek, “Bu işi aile içinde yapabilmek belli bir disiplin istiyor. Maalesef tedbirlere uyulmuyor ya da uyulamıyor” diyor. 

Evde 65 yaş üstü veya kronik hastalığı olan, yani risk grubundan biri varsa daha da dikkatli olmak gerekiyor. Prof. Dr. Ertek bu konuda bir öneride bulunuyor: 

“O zaman hassasiyetimizi 2-3 katına çıkarmalıyız. Mümkünse risk grubundaki kişinin başka bir eve gitmesi ya da COVID-19’lu hastanın bir sağlık kuruluşunda kalması daha iyi olabilir. Bu riski göze almamak lazım” şeklinde konuşuyor.

Aile bireylerinden biri koronavirüs olduğu taktirde evde yaşayan herkes 14 gün boyunca karantinada kalıyor. Hastaların bu sürenin sonunda bir semptom göstermemeleri halinde PCR testi yaptırmalarına gerek olmadığını ifade eden Prof. Dr. Ertek şöyle konuşuyor: 

“Test hemen yapılırsa, bir saat ya da bir gün önce bulaştıysa negatif çıkacaktır büyük ihtimalle. Bu da yanlış bir algıya sebep olur. Zaten hasta ve yakınları filyasyon ekiplerinin takibinde kalacağı için bir semptomu olursa o zaman örnek verip tedavisinin yapılması gerekiyor.” 

14 gün izolasyon yeterli oluyor

Koronavirüs geçiren birinin 14 gün boyunca kendini izole etmesi yeterli oluyor. Bu süreçte gördüğü tedavi sayesinde virüs saçılımının azaldığını belirten Prof. Dr. Ertek, “Genellikle 10 günde artık bulaştırıcı olmuyor. Ama daha emniyetli olması için semptomlar başladıktan veya PCR’ı pozitif çıktıktan sonra 14 gün süreyle izolasyonda tutuyoruz” diyor. 

Prof. Dr. Ertek sözlerini bir uyarıyla noktalıyor: 

“Bir COVID-19 hastası iyileştikten sonra her şey bitti artık, aile bireyleri rahat edebilir diye düşünülmesin. Herkesin bu yeni normlara alışması lazım. Fiziki mesafemizi mutlaka koruyacağız. Evde, ofiste, markette her yerde dikkatli olmakta fayda var.”  

TRT

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir