Geçtiğimiz hafta İstanbul merkezli 32 ilde Fetullahçı Terör örgütü’nün üst düzey yöneticileriyle HTS kayıtları ortaya çıkan adliye çalışanlarına dair bir operasyon düzenledi. Aralarında zabıt katibi, infaz koruma memuru, yazı işleri müdürü, mübaşir ve icra memurlarının da bulunduğu 83 kişi hakkında gözaltı kararı çıkarıldı.
TRT Haber, İstanbul Organize Şube müdürlüğü ekipleri’nin düzenlediği operasyonun detaylarına ulaştı.
Operasyon 17-25 Aralık’tan sonra da irtibatı devam eden zanlılara yönelikti
Operasyonda dikkat çeken en çarpıcı ayrıntılardan bir tanesi, bugüne kadar adli işlem görmemiş zanlıların 17-25 Aralık kumpas sürecinden sonra dahi örgütle bağlantılarının devam ediyor olmasıydı. Emniyette ifadesi alınan zanlılardan bazıları etkin pişmanlık yasasından faydalandı.
Şüpheliler göreve başladıktan sonra kendilerine kalacak yer temin etme, işlerinde yardımcı olma, dini duygular gibi gerekçelerle örgütün üst düzey yöneticileri tarafından aranarak, buluştuklarını itiraf etti. Polis ekipleri, bu ifadeler sonucunda yöneticilerin haricinde başka isimlere ulaşmayı da başardı.
Zanlılar ifadesinde; örgüt üyelerinin ”maç var” denilerek sohbete çağrıldığını söyledi
Zanlılar ayrıca, hücre evlerinde sohbetlerin gerçekleştirildiğini, örgüte tamamen bağlı olmayanların ise çağrılmadıklarını ifade etti. Sohbete zamanı geldiğinde ise örgüt üyelerinin “maç var” denilerek telefonla arandığı öğrenildi. Üst düzey yöneticilerin ayrıca adliyelerde çalışan muhafazakar görüşü personeller hakkında da bilgi talep ettiği öğrenildi.
Adliye çalışanlarını fişleyerek yaşam şekline göre derecelendirdiler
Örgütün adliyedeki herkesi, 1-2-3-5 ve 5A şeklinde ”tarak yapmak” adı verilen derecelendirmeye tabi tuttuğu, bu işlemi de 5A ya da 5 puanlık statüde bulunan örgüt üyelerinin gerçekleştirdiği öne sürülüyor. Eğer bu bölgede 5 derecesinde örgüt üyesi yoksa, genel sohbet havasında bilgiler alındığı iddia ediliyor. 5 seviyesindeki şahısların ise, örgüte sorgusuz bağlı kalanlar ve itaat edenler olduğu belirtiliyor.
Örgütün hakim, savcı dahil tüm adliye personellerinin sosyal medya hesaplarının dahi takip ederek raporladığı, tarak işlemlerinde elde edilen bilgilerin de kimsenin ulaşamayacağı şekilde saklandığı iddiası söz konusu.
Öte yandan Örgütün tabanda erimeye tahammülü olmadığı, irtibatını koparanların farklı numaralardan aranarak geri döndürülmeye çalışıldığı ifade ediliyor.
Zanlılar ifadelerinde; Örgüte kazandırılmaya çalışılan şahıslar için halı saha maçı, gezi, havuz, sauna, hamam, restoranda yemek gibi etkinlikler düzenlendiği belirtti. Örgütü güçlü göstermek adına ise adliye yapılanmasındakilerin HSYK, Danıştay, Yargıtay gibi yüksek makamlara tayin olmaları yönünde teşvik edildikleri dile getirildi.
En çarpıcı iddiaların başında ise; örgütün para toplarken kullandığı yöntem geliyor. Örgütün üst düzey yöneticilerinin, alt tabakadakilerin maaş ve banka promosyonlarına istediği iddia ediliyor.
İfadelere yansıyan bilgilere göre; bu promosyonların üyelerden toplanarak, örgütün yeni açacağı kurumlar için rüşvet parası olarak verildiği öne sürüldü.
Şüpheliler ifadelerinde ayrıca; örgütün yayın organlarına abone yaptırıldıklarını, hatta açık kimliğini gizlemek isteyenler için, başkasının adına abonelik açıldığını söylediler. Üst düzey yöneticilerin örgütün verdiği patates hat olarak bilinen, kime ait olduğu belirsiz 2’inci bir cep telefonu üzerinden zanlılarla irtibat kurduğu ortaya çıktı.
Operasyonda üst düzey yönetici sıfatıyla gözaltına alınan 1 kişi de tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Haber: Murat Can Öztürk
Kamera: Mustafa Oğuz