Avrupa’da kitlesel gösterilerin başını çeken Fransa’da bu yıl sokaklar bir hayli hareketli geçti. Fransa’ya damga vuran sarı yeleklilerin gösterileri, ülkede en uzun süren eylemler oldu. Zaman zaman şiddete dönüşen; polisle eylemcilerin arasında arbedelerin yaşandığını gösteriler 2019 yılında dünya gündemini de uzun süre meşgul etti. Eylemlerle ilgili en çok tartışılan konu, polis şiddeti oldu.
İran’da benzin zammını protesto gösterilerinde çıkan olaylar nedeniyle taraflara itidal çağrısı yapan Fransa, polis şiddetinden vazgeçmedi. Son 1 yılda düzenlenen gösterilerde polis müdahalesi sonucu 1 kişi öldü, 26 kişi gözünü kaybetti, 5 kişinin eli koptu ve yaklaşık 500 kişi yaralandı.
Demokrasi, ifade ve toplanma özgürlüğü ile insan hakları savunucusu rolünü üstlenen Avrupa’nın, Fransa’daki polis şiddetine sessiz kalması dikkatlerden kaçmadı.
2019’un son günlerine damga vuran bir başka hadise de Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un emeklilik reformuna karşı başlatılan grev ve gösteriler oldu. Tarihinin en önemli grevini yaşayan Fransa’da 27 gündür devam eden grevler 1995’tekinden daha uzun sürdü. 1995’te 3 hafta süren grevler nedeniyle dönemin Başbakanı Alain Juppe emeklilik reformunu geri çekmek zorunda kalmıştı.
Macron yönetiminin emeklilik reformundan vazgeçmemekte ısrarcı olması, sendikaların ise reformun geri çekilmesini istemesi nedeniyle grevler bir süre daha devam edecek.
Aslında bu tablo Fransa’nın içinde bulunduğu sosyal krizin boyutunu gösteriyor. Protestoların doğurdu sosyal kriz ekonomik krizi beraberinde getirdi. Sarı yeleklilerin gösterilerinin sebep olduğu ekonomik sorunları hala atlamamış esnaf, grevlerin de eklenmesiyle mali krizi daha derinden hissediyor.
Zira özellikle Paris’te restoranlar, mağazalar ve oteller, grevler nedeniyle yüzde 30-40 ciro kaybı yaşadı. Fransa Ulusal Demir Yolları Şirketi (SNCF) ise grevlerin ilk 20 gününde 400 milyon euro zarar etti.
ABD ile Fransa arasında vergi gerilimi
Fransa Ulusal Meclisi; Google, Apple, Facebook, Amazon gibi küresel internet şirketlerinin ülkede elde ettiği gelir üzerinden vergilendirilmesini öngören yasa tasarısını 11 Temmuz’da onayladı. Yasaya göre, bu şirketler, Fransa’da elde ettiği gelir üzerinden yüzde 3 vergilendirilecek. Bunun üzerine Fransa ile ABD arasında başlayan gerginlik derinleşti.
Her ne kadar Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve ABD Başkanı Donald Trump, düzenledikleri ortak basın toplantılarında diplomatik dil kullansalar da gerginliğin azalmayacağı belirtiliyor.
Bu mesele, iki ülkenin bakanları arasında sert açıklamaların yapılmasına da neden oluyor.
İtalya ile diplomatik kriz
Şubat ayında İtalya Başbakan Yardımcısı Luigi Di Maio’nun Fransa’da sarı yeleklilerle buluşmasının ardından iki ülke arasında diplomatik kriz başladı. Bunun üzerine Paris yönetimi, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana ilk kez İtalya’daki Fransız büyükelçisini geri çağırdı.
Fransa Cumhurbaşkanı Macron ile İtalya Başbakan Yardımcısı Luigi Di Maio ve İtalya İçişleri Bakanı Matteo Salvini arasında sert ve suçlayıcı ifadeler kullanıldı.
Macron, “İtalyanlar çok büyük bir halk ve bizim dostumuz. Onlar tarihine yakışan liderler hak ediyor.” dedi. Bunun üzerine Salvini, “İlk önce Fransa, yıllardır ağırladığı teröristleri ve katilleri iade etsin, daha sonra Macron’la konuşuruz” yanıtını verdi.
Luigi Di Maio da Fransız Cumhurbaşkanı’nın sözlerine karşılık, “Macron, benim ve Salvini’nin üst düzeyde olmadığımızı söylüyor. Bunun kararını İtalyan halkına bıraksın.” ifadelerini kullandı. Di Maio, ayrıca Fransa’yı sömürgeci bir politika izleyerek Afrika’yı fakirleştirmekle suçlayıp sarı yeleklilere açık destek verdi.
İran ile büyük bir krizin eşiğinde
Fransa, İtalya’nın ardından İran ile büyük bir krizin eşiğine geldi. Fransa, Fransa-İran vatandaşı kadın akademisyen Feriba Adilhah ve Paris Science Po Üniversitesinde görevli Roland Marchal’in haziran ayında İran’da tutuklanması nedeniyle birkaç gün önce İran’ın Paris Büyükelçisi Behram Kasımi’yi Dışişleri Bakanlığına çağırdı. Paris yönetimi, söz konusu iki akademisyenin derhal serbest bırakılmasını istedi.
Fransa’nın diğer Avrupa ülkeleriyle nükleer anlaşmayı korumak için çabalarını yoğunlaştırdığı dönemde Fransız vatandaşlığına sahip iki akademisyenin gözaltına alınması, Tahran-Paris ilişkilerini gerginleştirme riski taşıyor.
Notre Dame Katedrali alevlere teslim oldu
Fransa’da 2019’daki önemli gelişmelerden biri de 15 Nisan’da Notre Dame Katedrali’nde çıkan yangın oldu. Fransa’nın sembolü olarak gösterilen ve savaşlara rağmen ayakta kalan dünyaca ünlü 856 yıllık yapı büyük ölçüde zarar gördü.
Victor Hugo’nun eseriyle ünü ölümsüzleşen tarihi yapının inşasının 5 yılda tamamlanabilmesi için hükümet yasa tasarısı hazırladı ve Fransa Ulusal Meclis’te onaylandı.
Eski Cumhurbaşkanı Chirac hayatını kaybetti
Fransa’nın eski Cumhurbaşkanı Jacques Chirac, 26 Eylül’de 86 yaşında hayatını kaybetti.
Eski cumhurbaşkanları François Mitterand ve Charles de Gaulle ile Fransa’nın yakın dönem siyasetine yön vermiş önemli cumhurbaşkanları arasında gösterilen Chirac, merkez sağın mühim figürlerinden biriydi.
Chirac, siyasi kariyerine il genel meclisi üyeliğiyle başladı, Paris belediye başkanlığının ardından iki dönem cumhurbaşkanlığı yaptı.
Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) üyeliğine destek veren ve 2003’teki Irak işgaline karşı çıkan Chirac’ın 1996’daki Kudüs ziyaretinde Filistin halkıyla yakın temasını engelleyen İsrailli güvenlik güçlerine kameralar karşısında gösterdiği sert tepki de tüm dünyada büyük yankı uyandırdı.
Fransa G7 Zirvesi’ne ev sahipliği yaptı
Öte yandan Fransa, 24-26 Ağustos tarihlerinde, Biarritz kentinde “45. G7 Zirvesi”ne ev sahipliği yaptı. Zirveye, İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cavid Zarif’in “sürpriz” ziyareti ile Macron ile ABD Başkanı Donald Trump ile arasında vergi konusunda yaşanan fikir ayrılığı damga vurdu.
UNESCO 40. Genel Konferansı Başkanlığına Türk büyükelçi
Diğer yandan, 2019’da Paris’te Türkiye adına güzel bir gelişme yaşandı. Birleşmiş Milletler (BM) Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu (UNESCO) nezdindeki Türkiye Daimi Temsilcisi Büyükelçi Ahmet Altay Cengizer, UNESCO 40. Genel Konferansı Başkanlığına seçildi.
Bu görevi iki yıl yürütecek Büyükelçi Cengizer, UNESCO Genel Konferansı Başkanlığına 53 yıl sonra seçilen Türk büyükelçi oldu.
Kaynak: AA