Fevzi BEYAR
Altmış yıldır futbolun içerisindeyim, birkaç yılı hariç Kıbrıs Türk futbolunun tam göbeğindeyim. Çok şey yaşadım, duydum ve gördüm. Kendini futbola adamış çok insan tanıdım çok kişiyle tartıştım. Birçoğu kendi ikballeri için futbolun içerisinde görünürken bazıları gerçek kulüp sevgisi, doğdukları bölgeye eser bırakma aşkıyla, yanıp tutuştu. Bazıları ise bölgeciliği bir tarafa bırakarak ülke futbolunun ayakta kalması gayretiyle didindi durdu. İsmini canı gibi sevdiği Top’tan aldı, önemli bir eser bırakarak aramızdan ayrıldı gitti…
Ülke futbolunun içerisinde debelendiğim geçmiş yıllarını şöyle bir anı süzgecimden geçirip anımsamaya çalışıyor; Kimler bu ülkeye ve/veya camialarına kalıcı eserler bıraktı diye hafızamı yokladığımda; Parasını harcayanları çok gördüm. Ancak günlük işler reklam veya siyasi ikbal peşinde olduklarına şahit oldum. Mevkilerini siyasi çıkar için kullananlar ise gırla! Saymakla bitmez. Futbol yetenekleriyle hizmet edenleri saygıyla karşılıyorum ama sınırlı bir çizgide kaldıkları da bilinen bir gerçek.
Futbol kulüplerimizin bugününe bakıyor, kimler kalıcı eser buldu diye araştırıyorum, darmadağın olduklarını, günlük yaşadıklarını bazen zirvede bazen dipte çaresizlik içerisinde debelendiklerini görüyor, kaybolan yıllara yanıyorum…
Bugün etrafıma bakıyor Mağusa Türk Gücü Başkanı Koral Bozkurt’un hem sportif hem de kalıcı eserler bırakma peşinde koştuğunu görüyor izliyorum. Futbolumuzun geleceği için umutlanıyor, nasıl olsa Sayın Bozkurt’un bırakacağı eserler diğer camialara örnek olacak, onlar da bu yolda yürüyerek kulüplerimizin yarınlarını kurtaracaklardır diye düşünüyor, seviniyordum…
Ancak soyumuzun hastalığı olan birbirimizi aşağı çekme uğraşımız bu alanda da kendini göstermiş, Sayın Bozkurt’un şevkini kırma gayretleri su yüzüne çıkmıştır. Hayret ve üzüntü içerisinde gelişmeleri izlerken takdirle izlediğim bir başka gelişme de yaşandı. Mağusa bölgesinin hemen hemen tümü başkanlarına sahip çıkma erdemini gösterdiler. Çeşitli etkinliklerle Başkanlarının yanında olduklarını, ona moral verme yarışına girdiklerini gördüm, ülkem adına gurur duydum.
Bu arada Sayın Koral Bozkurt’un böylesine küçük bir zümrenin davranışlarını önem vererek “artık bundan sonra yok-um” demesine de hayret ettiğimi söylemeliyim. İdealist insanlar birkaç kişi ileri geri söz etti diye ideallerinden döner mi diye kendi kendime sormaktan da geri duramadım!
Son gelişmeleri dikkate alarak, birbirinize sahip çıktığınıza, daha gidecek çok yolunuz olduğuna göre, yola devam kararını beklemek, sporseverlerin beklentisidir.
Ne dersiniz Sayın Başkan?