Hızal:Test oranı yetersiz ama bazı doktor ve basının testlerle ilgili sürekli güvensizlik aşılaması da doğru değil

Hızal:Test oranı yetersiz ama bazı doktor ve basının testlerle ilgili sürekli güvensizlik aşılaması da doğru değil

TDP Genel Sekreteri Halil Hızal, koronavirüsle mücadele süreci ile ilgili BRT’de Levent Kutay’ın sorularını yanıtladı.

Global krizin boyutlarını değerlendiren Hızal, “ Başından beri bunun ülkelerarası  bir savaş olduğuna inanmadım… Olsa aşısını bulurlardı” dedi.

Hızal, Bilim insanlarının ilk günden virüsün tehlikesine işaret ederken, dünyanın önde gelen siyasi güçlerinin konuyu ilk başta popülist yaklaşımla ciddiye almadığını, sonucun ortada olduğunu söyledi.

KKTC’de ise gelinen noktada konunun, Başbakan ya da Sağlık Bakanı’na eleştiri üzerinden gittiğini belirten Hızal, “ Aslında bunu çok doğru bulmuyorum. 1974’ten günümüze bir sağlık sistemi kuramadık. Biz sistem üzerinden değil, kişiler üzerinden konuları yürütmeye alıştık.” Dedi.

Bulaşıcı Hastalıklar Yasası’na göre bir kurul kurmak gerekirken bunun kurulmadığını kaydeden Hızal, “ Devlet bu işi anlamakta çok geç kaldı. Avrupa karantinaya başladığında, 8 Mart’ta bize oralardan turist getirttik. Rum Tarafı’ndan turist kabul ettik. İlk açıklamalarda asla OHAL ilan etmeyeceğiz, sokağa çıkma yasağı koymayacağız dediler ” diye konuştu.

Soru üzerine Güney Kıbrıs’ın uçuşları durdurmada geç kaldığını belirten Hızal, “ Herkes Anastasiadis’e tepki gösterirken ben göstermedim. Hatta kolkola gidip sınır kapılarında eylem yapıldı” ifadelerini kullandı

 

 

Hızal “İlk günden neyi önlememiz lazımdı. Son 14 gün Çin ve Avrupa geçmişi olan herkesi evinde tutmak zorundaydık. Sağlık Bakanlığı da ilk neyin geldiğini anlamadı. Virüsün rakamsal yayılma değerleri belli. Bizde ikinci vaka çıktığı gün, Adaya 4 Bin kişinin de geldiğini hesap edince, o gün dehşete düştüm. Bu ülkede 50-80 arası insanın pozitif olduğunu düşündüm. BU 50-80 hasta büyük olasılıkla evde kalıp, hastalığı evde geçirdiler ve topluma bulaştırıcı olmadılar. Her yer açık olsaydı, bu insanlar yaymaya yol açacaktı. Sağlık Sistemimiz bunu önleyemezdi” dedi.

Cumhurbaşkanı Akıncı’nın da ortaya koyduğu bilimsel verilerle konunun önemine işaret ettiğini kaydeden Halil Hızal, “ Bakanlar Kurulu’ndan bir gün önce 12 Mart’ta Sayın Cemal Özyiğit ile kendisini ziyaret edip ve durumu anlatmıştık. Grafiklerle, verilerle durumu izah ettik. Kendisi çok erdemli davrandı. Seçimin önemi kalmadığını söyledi; liderleri toplantıya çağırdı ve OHAL önerdi. Asla kabul etmeyiz yazıldı. 25 gün herkesin kapanması lazımdı. Belki de o gün o karar alınsa, bugünlerde açılma gündeme gelebilecekti” ifadelerini kulandı.

Normalleşme için hesaplama değerlerinin mutlaka 1’in altına düşmesi gerektiğini belirten Hızal, şu anda yayılma değerinin 2 olduğunu anlattı.

Nüfus başına test oranının yetersiz olduğunu savunan Hızal, ancak testler konusunda,  bazı doktorlar ve medyanın sürekli güvensizlik aşılamasının da son derece yanlış olduğunu söyledi.

Hızal, test konusunda Lefkoşa ve Gazimağusa arasındaki tartışmaların da son derece gereksiz olduğunu ifade etti.

Tıbbi yöntemlerin ve testin çeşidinin, halk arasında konuşulan tek yerin KKTC olduğunu kaydeden Hızal, “ Bunları hekimler tartışır. Ama nerede tartışır. Makalelerde, bilimsel yayınlarda. Sokakta değil” şeklinde konuştu.

Vakaların yüzde 35-55 arası semptom görülmeyen hastalar olabileceğini belirten Hızal, acil olarak tüm sağlık çalışanlarına, market çalışanlarına, belediye çalışanlarına, basın çalışanlarına PCR testi yapılması gerektiğini söyledi.

Hızal, günlük 1000 PCR olması gerektiğini, bunun için gerekli cihaz ve insani yatırımın yapılması gerektiğini ifade etti.

Koronavirüsün, KKTC’deki çarpık sistemi ortaya çıkardığı yorumu yapan Hızal, geleceği konuşurken, üreten bir yapının kurulması gerektiğini sözlerine ekledi.

 

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir