İş işten geçtikten sonra karantina kararı!
Bugün KKTC’de 26 pozitif vakaya rastlandı. Dün ise 10 pozitif vakaya rastlandı. Yalnız yurtdışından gelen yolcularda değil, ülkede ikamet eden vatandaşlarda da Covid-19 virüsü saptanmaya başladı.
Yani ülkemizde artık iç bulaş baş gösterdi. Yani anlayacağımız hükümet yetkilileri ve Sağlık Bakanlığı KARANTİNASIZ gelen vakaları kontrol edemedi. Edemedi ki, yurt dışından Kuzey Kıbrıs’a bu virüs bulaştı.
Yani hükümet edenler ve Sağlık Bakanlığı yetkilileri bu işi kotaramadılar. Demek istediğim şu ki, yönetenlerimiz bu işi eline yüzüne bulaştırdılar.
Birkaç saat önce Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi’nin aldığı kararları, Başbakan Ersin Tatar ve Sağlık Bakanı Dr. Ali Pilli basın aracılığıyla açıkladılar.
Başbakanımız, “dünya ülkelerinde bu virüsün kontrol altına alınmasını bekliyorduk açıkçası” derken, Sağlık Bakanımız ise, “beklediğimiz bir durumdu, geç kalınmış bir karar yoktur, dünyada varsa elbette ki bizde de olacaktı” tarzında bir şeyler söyledi.
Biri farklı gelişmesini beklediklerini söylerken; öteki gelişmelerin beklenildiği gibi geliştiğini anlatmaya çalıştı. Esasında, karantinasız girişler sonucu bunun yaşanacağını hekimler, uzmanlar, sivil toplum örgütleri ve biz dahil gazeteciler defalarca söylediler. Fakat karantinasız girişlere rağmen, çift pcr testleriyle yalnız pozitif vakaları karantinaya alarak ve tedavi ederek, yerel bulaşı önleyecekleri iddiasındaydılar.
Bugünse pozitif vaka sayısının günlük 26’ya çıktığı ülkemizde yeni kararlar alınıyor ve Türkiye ile İngiltere dahil 7 günlük karantina kararı alındığı açıklanıyor. Yani iş işten geçtikten sonra karantina kararına geri dönülüyor. Dönülürken de “biz bu işi kotaramadık, hastaneler, yataklar, karantina merkezleri doldu taştı, ülke bir baştan bir başa virüs tehlikesinde bırakıldı. Bu tehlikeli ve çok bulaşıcı virüs artık her yerde. Halk ölümcül virüsle yani ölüm riskiyle burun buruna artık” demek yerine yine bir övünme, bir ciddiyetsizlik şeklinde gidiyorlar.
Başbakan Tatar, “benim talimatımla, Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi toplandı ve kararlar alındı” da demez mi az önceki basın açıklamasında. Ölümcül virüs üzerinden bile seçim propagandası yapma çabası hissettim.
Yanında oturan Sağlık Bakanına rağmen, ülkeyi dört koldan sarmak üzere olan virüs konusunda bizim Başbakanı’mız kendisi talimat vermiş diye de vurguluyor.
Karantinada tedavi gören pozitif vaka olan insanlardan ise bahseden yok. İnsanımız artık facebook hesapları üzerinden isyan ediyorlar. Tedavi merkezlerinde yatakların tükendiğini; kendileriyle ilgilenilmediğini; test sonuçlarının zamanlamasındaki laçkalıkları; ambulans sevklerinde yaşanan kaosları; pozitif ve temaslıların aynı ambulanslara doldurularak taşındıklarından bahsedense yok.
Daha önce “pandemi hastanesi diye tutturdunuz, dünyaya rezil ettiniz bizi” diyerek, dünyaya zaferimizin havasını atmamız gerektiğini söyleyen Başbakanımız; şimdi de ülkemizde yerel bulaş hızla artarken, günlük vaka sayımız 26’yı bulurken halen başarılarıyla övünüyor az önceki basın açıklamalarında.
Karantina kararının kaldırılmasıyla birlikte, vaka sayısının bir- iki olduğu günlerde tıklım tıklım dolan hastaneler, acaba vaka sayısının 26 olduğu ve yarından itibaren belki de her geçen gün katlanarak artacağı düşünülürse, insanlar nerede ve nasıl tedavi edilecek?
Sağlıkçılarımızın tüm uyarılarına rağmen, bu virüsün net bir tedavisi olmadığı bilinmesi rağmen, aşı henüz dünyada olmadığı bilindiği halde, karantina kuralı kaldırıldı, hastaneler ve merkezler dolduruldu. Şimdi ki yerel bulaş baş gösterdi, Başbakanımız ve Sağlık Bakanımız az önceki basın açıklamasında, “ülkemize B grubu ülkelerden gelen kişiler (Türkiye ve İngiltere dahil) arasında vaka saysının giderek artması ve yerel bulaşın da buna bağlı olarak artış göstermesi ve sağlık sistemimizin yükünü artırmamak adına kararlar aldık” denildi.
Sağlık sistemimizin yükünü artırmamak içinmiş. Demiyorlar ki, sağlık sistemimiz çöktü çöküyor, yakında vakalara müdahale bile edilemeyecek.