‘’Şu an İdil çıktı geldi çok şükür. Buradan o çocuğumuza da Allah’tan rahmet diliyoruz, ailesine tekrar tekrar teşekkür ediyoruz. Onların sayesinde İdil’e sarılmış oturuyoruz. Dilerim herkes bağışta bulunsa, organ nakli çoğalsa. Toprakta çürüyeceğine bir insana can olur, kan olur, göz olur, her şey olur.’’
Organ nakli her yıl çok sayıda insanın hayatını kurtarıyor. Her yıl ortalama 4 bin kişi ise nakil için organ bulunamaması nedeniyle hayatını kaybediyor. Bu konudaki en büyük sorun bağış sayısındaki yetersizlik.
İşte organ naklinin daha hayatının başındayken ölümle karşı karşıya kalan bir çocuğun geleceğini aydınlatma hikayesi…
Mucize gerçek, 26 Kasım bayram oldu
İdil, henüz 3 aylıkken tanıştı hayatın zorluklarıyla. Minik bedeni dünyaya kalp yetmezliğiyle gelmişti. 2 defa açık kalp ameliyatı, defalarca anjiyo yapıldı, 3 kez de kalp pili takıldı. Ancak hiçbir tedavi işe yaramadı, son çare kalp nakliydi ve İdil’in kalbi artık çok yorgundu.
Henüz 11 yaşındayken acılar çekti, hızla kilo kaybedip 13 kiloya kadar düştü. Hastaneler bir umut olmadığını söylüyordu. Doktorlar, daha 24 saat önce minik kız için uygun kalbin bulunamadığını ve artık “son aşama”ya geçildiğini söyledi. Bu açıklamadan saatler sonra mucize gerçekleşti ve aranan kalp bulundu. 26 Kasım 2015 onlar için bayrama dönüştü.
Yaşama şansı yok diyenler yanıldı
4 yıl önce kalp nakliyle hayatına yeniden başlayan Deha İdil Körlegen’in babaannesi Türkan Körlegen o zor günleri anlattı:
‘’İdil, 2004 doğumlu. Doğuştan kalp yetmezliği vardı. 11 sene önce Hacettepe’de kalp piliyle tedavisi sağlandı. Daha sonra artık kalp pili yetmediği için kalp nakli yapılmasına karar verildi. Hacettepe’de nakil yapmayı uygun bulmadılar çünkü kurtulamayacağını düşünüyorlardı. 2005 yılının kasım ayında Başkent Üniversitesi Hastanesine gittik. Orada tedavisi devam ederken 1. haftanın sonunda İdil’in kalbi 3 defa durdu. Doktorların müdahalesiyle cihaza bağlı olarak 3 hafta yaşadı. 3. haftanın sonunda artık makinesini kapatmaya karar verdiklerinde, Ferhat’ın annesi gece karar veriyor oğlunun organlarını bağışlamaya…’’
Bu zorlu süreç onlar için hiç de kolay olmadı. Aranan kalp bulundu ancak talihsizlikler de beraberindeydi. Donörün kan grubu ve kalbinin çapı İdil’e uymadı, kalbi almaya giden uçak bozuldu… Ama minik kız şanslıydı ve hayata tutundu.
Bağış için form doldurmak yetiyor
Organ bağışı hala pek çok insanın çekinerek yaklaştığı bir konu… Bunun temelinde ise organ bağışıyla ilgili kulaktan dolma asılsız bilgiler yatıyor. Oysaki organ bağışı, tıbben yaşamını yitiren bir hastanın doku ve organlarının, nakil bekleyen başka hastaların tedavisi amacıyla kullanılmasından ibaret. 18 yaşını aşmış, akli dengesi yerinde herkes organ bağışında bulunabiliyor.
İdil, hayatta kaldığı için çok mutlu ve donörü Ferhat’ın ailesine minnettar. En büyük hayali ise Ferhat’ın ailesinin kalbini dinleyerek oğlunu yanlarındaymış gibi hissetmesi. Hastanedeki zor günleri geride kalsa da hala akıllarda anıları gizli.
‘’Hastanede bekleyen bir arkadaşım vardı, adı Öykü. Benim kalp nakli olduğum gün Öykü vefat etti. Ben şanslı olandım ama o yaşayamadı. Öykü’ler ölmesin. Öykü’yle oyun oynamak isterdim. Öykü’nün ailesi de bana çok iyi baktı. Kendi kızları gibi ilgilendiler. Onlara çok üzüldüm. Organ bağışı yaparsanız öyküler yarım kalmaz…”
Organ bağışı dinen caiz
Organ bağışı konusunda en fazla merak edilen ayrıntı ise, dinen caiz olup olmadığı… Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı Din İşleri Yüksek Kurulu, bu konuyla ilgili 1970’li yıllarda çalışma yapmaya başladı. İlgili hüküm, 1980 yılında kurul kararıyla verildi. Organ bağışı, dinen caiz kabul edildi.
Daha çok çocuğun, daha fazla insanın yaşaması için organ nakli şart…