TSK, Suriye’de dördüncü harekatını başlattı. 34 şehidin verildiği İdlib’e düzenlenen harekatın adı; Bahar Kalkanı… Türkiye Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, şu ana kadar 1 İHA, 8 helikopter, 103 tank, 72 top/obüs/ÇNRA, 3 hava savunma sistemi ve 2 bin 212 rejim askerinin etkisiz hale getirildiğini açıkladı. Öte yandan Türkiye Milli Savunma Bakanlığı (MSB), İdlib’de, Türk uçaklarına taarruz eden rejime ait iki adet SU-24 tipi uçağın düşürüldüğünü duyurdu.
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), rejim saldırısında 34 şehidin verildiği İdlib’e harekat başlattı.
Türkiye Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, 27 Şubat’ta İdlib’deki menfur saldırıyı müteakip başlatılan Bahar Kalkanı Harekatı‘nın başarıyla sürdürüldüğünü bildirdi.
Akar, beraberinde TC Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ümit Dündar ve Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Küçükakyüz ile geceyi Hatay’da sınırın sıfır noktasındaki Taktik Komuta Yeri’nde geçirdi.
Sabahın ilk ışıklarına kadar İdlib’deki faaliyetleri, rejim hedeflerine yönelik operasyonu sevk ve idare eden Akar, “Milletimize ve hudutlarımıza yönelik her türlü tehdit ve tehlikeye karşı mücadelemizi ‘ölürsem şehit kalırsam gazi’ anlayışı içerisinde azim ve kararlılıkla sürdürmekteyiz” diye konuştu.
Sınırların güneyinde oluşturulmak istenen terör koridorunu engellemek maksadıyla Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatlarının başarıyla icra edildiğini, Barış Pınarı Harekatı’nın başarıyla sürdürüldüğünü ifade eden Akar, şunları söyledi:
“İdlib’de, 6 Mayıs 2019’da başlayan ve artarak devam eden rejimin kara ve hava saldırıları sonucunda büyük bir insanlık dramı yaşanmaktadır. Buna bağlı olarak, radikalleşme ve göç artmış, 1500 masum sivil hayatını kaybetmiş, 5 binden fazlası yaralanmış ve 1 milyon 335 bin kişi evlerini ve topraklarını terk etmek zorunda kalmıştır. Evlerini terk etmek zorunda kalan halk, Suriye’nin diğer bölgelerine değil, Türkiye sınırına yönelmiştir. Bunun nedeni de çok açıktır. Amaç rejimin zulmünden kaçmaktır. En açık şekilde ifade etmek isterim ki tarihi ve kültürel bağlarımız bulunan komşumuz Suriyeli kardeşlerimizin yaşama hakkını korumak tarihi, insani ve vicdani sorumluluğumuzdur.”
“KALICI ATEŞKES VE İSTİKRARIN SAĞLANMASI ASIL AMACIMIZDIR”
Askeri harekatın ötesinde faaliyetlerin insani boyutunun da büyük önem ifade ettiğine değinen Türkiye Bakan Akar, şöyle konuştu:
“BM Sözleşmesi’nin 51’inci maddesinde yer alan meşru müdafaa hakkı ile Adana, Astana ve Soçi mutabakatları çerçevesinde ateşkesi sağlamak, göçü önlemek, bölgede yaşanan insanlık dramını sona erdirerek, birliklerimizin, halkımızın ve hudutlarımızın güvenliğini sağlamak maksadıyla İdlib’deki faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Bu çerçevede karşılıklı mutabakatlardan doğan tüm sorumluluklarımızı garantör ülke olarak yerine getirdik ve getirmeye devam ediyoruz. Bu doğrultuda Astana Mutabakatı’na uygun olarak alandaki birlik ihtiyacımızı da karşılamış bulunuyoruz.
Kalıcı ateşkes ve istikrarın sağlanması asıl amacımızdır. Ancak birliklerimize, gözlem noktalarımıza ve mevzilerimize yapılacak saldırılara karşı meşru müdafaa kapsamında en şiddetli ve tereddütsüz karşılık verileceğinden kimsenin şüphesi olmasın. Meşru müdafaa kapsamında hedefimiz sadece birliklerimize saldıran rejim askerleri ve unsurları olacaktır.”
“AÇIKLAMAYI KABUL EDİLEBİLİR BULMUYORUZ”
Uluslararası kamuoyunun Türkiye ile benzer endişeleri paylaştığına, Soçi Mutabakatı kapsamındaki taahhütlerin eksiksiz yerine getirilmesi gerektiği çağrısında bulunduğuna dikkati çeken Akar, şöyle devam etti:
“27 Şubat’ta gerçekleştirilen menfur saldırıyı müteakip başlatılan Bahar Kalkanı Harekatı başarıyla sürdürülmektedir. Bugüne kadar 1 İHA, 8 helikopter, 103 tank, 19 zırhlı personel taşıyıcı, 72 top/obüs/ÇNRA, 3 hava savunma sistemi, 15 tanksavar/havan, 56 zırhlı araç, 9 mühimmat deposu ve 2 bin 212 rejim askeri ve unsuru etkisiz hale getirilmiştir. Atışlarımız ve faaliyetlerimiz planlandığı şekilde, başarıyla, Mehmetçiğin kahramanlık ve fedakarlığıyla devam etmektedir. Aynı zamanda Rusya ile görüşmelerimiz sürdürülmektedir. Gelinen aşamada Rusya’dan beklentimiz, garantör ülke olarak taahhütlerini yerine getirmesi ve bu kapsamda rejimin saldırılarını durdurması ve Soçi Mutabakatı sınırlarına çekilmesi için rejim üzerindeki etkilerini kullanmalarıdır.
Rusya’yla karşı karşıya gelmek gibi ne niyetimiz ne maksadımız var. Bizim oradaki tek niyetimiz rejimin katliama son vermesi ve böylelikle radikalleşmenin ve göçün önlenmesi, durdurulmasıdır. Açıkça ifade etmek gerekirse, garantör ülke olarak ‘rejimin yapacağı saldırılardan sorumlu değiliz’ gibi bir açıklamayı kabul edilebilir bulmuyoruz. Garantör ülkeler olarak gerilimin azaltılmasında mutabık kalınmakla birlikte Soçi Mutabakatı’nın tüm şartlarının yerine getirilebilmesi için her türlü gayreti göstermeliyiz.”
Türkiye Milli Savunma Bakanı Akar, şu değerlendirmede bulundu:
“Tüm çabamız öncelikle; ateşkesin sağlanması, göçün önlenmesi ve akan kanın durdurulması ve bu suretle bölgeye barış, huzur ve istikrarın bir an önce getirilmesidir. Bunda, bunu gerçekleştirmekte kararlıyız. Tüm bunların yanı sıra Terörizmle Mücadele Harekatı, hudut güvenliği ve diğer yurt içi ve yurt dışı faaliyetlerimiz de başarıyla devam etmektedir. Burada bir kez daha vurgulamak isterim ki bugüne kadar şehitlerimizin kanını yerde bırakmadık, bundan sonra da bırakmayacağız. Bu vesileyle, 27 Şubat’ta şehit olan kahraman silah arkadaşlarımızı defnettiğimiz son iki günde, bir kez daha ülkemizin ve asil milletimizin egemenlik ve bağımsızlığı için canlarını feda eden tüm şehitlerimizi ve ebediyete intikal eden kahraman gazilerimizi rahmet ve minnetle yad ediyor, hayatta olan gazilerimize, şehit ve gazilerimizin kıymetli ailelerine, asil ve vefakar milletimize saygı ve şükranlarımı sunuyorum.
İdlib başta olmak üzere karada, denizde ve havada yurt içinde ve sınır ötesinde zorlu hava ve arazi koşullarında asil milletimizin sevgisi, güveni ve duasından aldığı ilhamla görevlerini büyük bir kahramanlık ve fedakarlıkla yürüten kahraman silah ve mesai arkadaşlarıma da sağlık, esenlik içinde kazasız, belasız, hayırlı, başarılı görevler dilerim.”
SURİYE’DEKİ DÖRDÜNCÜ HAREKAT
Bu, Türkiye’nin Suriye topraklarında başlattığı dördüncü harekat. TSK daha önce, YPG/PKK ve DAEŞ’li teröristlere dönük başlatılan Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı harekatlarını başarı ile sürdürmüştü.
TC MSB: UÇAKLARIMIZA TAARRUZ EDEN REJİME AİT İKİ SU-24 TİPİ UÇAK DÜŞÜRÜLDÜ
Öte yandan rejime ait iki Rus yapımı SU-24 tipi uçak da düşürüldü.
Türkiye Milli Savunma Bakanlığı’nın (MSB) internet sitesinden yapılan paylaşımda, “Bir SİHA’mızı düşüren hava savunma sistemi ile diğer iki hava savunma sistemi imha edilmiş, uçaklarımıza taarruz eden rejime ait 2 adet SU-24 tipi uçak düşürülmüştür” ifadesi kullanıldı.
Pilotların Suriye tarafına atladığı bildirildi.
TSK, REJİMİN NEYRAB ASKERİ HAVAALANINI KULLANILAMAZ HALE GETİRDİ
Bu arada Beşşar Esad rejiminin saldırılarına karşılık veren Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), rejimin Halep’teki bir havaalanını kullanılamaz hale getirdi.
Halep kent merkezinin dış kesimlerindeki Neyrab askeri havaalanı, Esad rejiminin İdlib’deki TSK unsurlarına ve sivillere yönelik saldırılarda sıkça kullandığı üslerden biri olarak biliniyordu.
TSK’nın dün SİHA’lar ve ateş destek vasıtalarıyla yaptığı vuruşların ardından Neyrab askeri havaalanı ağır hasar alarak kullanılamaz hale geldi.
Rejim ordusu, önceki gün TSK tarafından hedef alınan Halep’in doğusundaki Kuveyras askeri havaalanındaki hava araçları ve ekipmanlarını Neyrab’a nakletmişti.
Yerel kaynaklar, Neyrab askeri havaalanının kullanılamaz hale gelmesiyle rejimin hareket alanının biraz daha kısıtlandığını belirtti.
9 KÖY REJİM GÜÇLERİNDEN GERİ ALINDI
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), Suriye Milli Ordusu (SMO) ve ılımlı muhalifler, son 24 saatte Bahar Kalkanı Harekatı kapsamında, Astana anlaşmaları ve Soçi mutabakatını hiçe sayarak ilerleyen Beşşar Esad rejimi güçlerinden 9 köyü geri aldı.
Bahar Kalkanı Harekatı kapsamında TSK ve ılımlı muhalifler, İdlib’in güneyinde ve Hama kırsalında Esad rejimi ve destekçilerinin ele geçirdiği bölgelere yönelik ağır silahlarla operasyon başlattı.
Rejim hedeflerine yönelik TSK’nın obüs atışlarıyla karadan ilerlemeye başlayan askeri muhalifler, rejime ait altı tank, üç 14,5 mm’lik top, üç antitank rampası, bir 23 mm top, 2 askeri araç, 12 pikabı imha etti, en az 46 rejim milisini etkisiz hale getirdi.
Dünden bu yana askeri muhalifler Esad rejimi ve destekçilerinden, Hama kırsalındaki Ankavi, Kahira, Manara ve Tel zecren ile Idlib güneyindeki Hallube, Kukfin, Kefer avid, Sfuhen ve Fattere köylerini ele geçirdi.
Esad rejimi ordusu ve İran destekli yabancı terörist gruplardan oluşan rejim güçleri ile askeri muhalifler arasındaki şiddetli çatışmalar sürüyor.