İnatçı kilonun nedeni ‘duygusal açlık’ olabilir!

İnatçı kilonun nedeni ‘duygusal açlık’ olabilir!

Birçok kişinin kilo verememekten veya verdiği kiloları geri almaktan şikayet ettiğini, bu durumun altında yatan sebebin duygusal açlık olabileceğini söyleyen Medicana Kadıköy Hastanesinden Diyetisyen Maria Tanoğlu, her başladığı diyeti çok hızlı bir şekilde bozan, sabah kararlılıkla başlanan rejimlerde gün içerisinde tatlı krizi yaşayıp buna yenilen, yemek masasından kalkıp 10 dakika gibi kısa süre içerisinde açlık hissetmeye başlayanların “duygusal açlık” ile karşı karşıya olabileceğine işaret ederek, şunları kaydetti:

“Açlık duygusunu fizyolojik ve duygusal olmak üzere ikiye ayırıyoruz. Fizyolojik açlık, vücudun enerji ihtiyacı için duyulan gerçek açlıktır. Duygusal açlık ise vücudun değil, beynin açlığıdır. Özellikle stres, aşırı üzüntü, öfke, yalnızlık duygusu, günlük hayatın getirdiği güçlükler nedeniyle negatif duyguların tetiklenmesiyle oluşan hormonal değişimlerimiz doğrultusunda duygusal açlık ortaya çıkar. Kilo veremiyorsanız, verdiğiniz kiloları koruyamıyorsanız veya yeme atakları yaşıyorsanız sebebi duygusal açlık olabilir. Fiziksel olarak midenizin dolu olduğunu bildiğiniz ama kendinizi hala aç hissettiğiniz her an duygusal açlık yaşıyor olabilirsiniz.

“ÜZÜNTÜ, ÖFKE, STRE VE YALNIZLIK DUYGUSAL AÇLIĞA YOL AÇABİLİR”

Normal şartlar altında bir tabak yemekle doyduğunuzu bildiğiniz fakat o gün bir tabak yediğiniz halde doymadıysanız ‘dikkat’ dediğimiz noktaya gelmişsinizdir. İkinci tabağı yemeden önce kendinize ‘dur’ deyip 20 dakikanın dolmasını bekleyin. Bırakın beyne tokluk sinyali gitsin. 20 dakikadan sonra hala açsanız önce mutlaka su için ve bulunduğunuz ortamı 5-10 dakika dahi olsa değiştirin. Yaşadığınız şeyin duygusal açlık olduğunu, midenizin aslında dolu ve doygun olduğunu hissedeceksiniz. Yapılan araştırmalar üzüntü, öfke, stres, can sıkıntısı, yalnızlık gibi sebeplerin duygusal açlığa yol açabileceğini belirtiyor.”

“10 KADINDAN YALNIZCA BİRİ BAŞLADIĞI DİYETİ BİTİREBİLİYOR”

Maria Tanoğlu, sağlıklı kilo verebilmek için yapılması gerekenlere değinirken, metabolizmayı hızlandırarak zayıflama sürecinin hızlandırılabileceğini aktardı.

Tanoğlu, vücudun ihtiyacı kadar su içmeye özen gösterilmesi gerektiğine işaret ederek, “Günlük su ihtiyacı kişinin kilosu başına 30 mililitre olacak şekilde hesaplanabilir. Örneğin 70 kilo olan bir bireyin gün içerisinde içmesi gereken su miktarı 2.100 mililitre kadardır.” ifadelerini kullandı.

Her gün en az 30 dakika yürüyüş yapılması, mutlaka düzenli hareket edilmesi, kürlerle metabolizmanın hızlandırılması tavsiyelerinde bulunan Tanoğlu, bir kase yoğurda zencefil, zerdeçal ve tarçın ekleyerek hazırlanan kürün son ara öğünde tüketilebileceğini, üzerine bol bol su içilerek kürün etkisinin maksimuma çıkartılabileceğini anlattı.

Diyete başlamak kadar diyeti sürdürmenin de ayrıca önemli olduğunu vurgulayan Diyetisyen, şöyle devam etti:

“Başlanan diyeti bitirebilmek 10 kadından birinde görülebilen bir durum aslında. Bu durumu beyin ile mide arasındaki psikolojik savaş olarak nitelendirebiliriz. Yan dal olarak psikoloji okumamın esas sebeplerinden biri de bu süreçte danışanlarımı iyi yönlendirebilmek. Çünkü kilo verme süreci sadece sağlıklı beslenmeyle değil, danışanların psikolojik süreçlerini de iyi bir şekilde yürütmeyi becerebildiğimizde başarılı oluyor. Diyeti sürdürülebilir kılmak için atılması gereken adımlardan bir tanesi, yaptığınız programın diyet değil, sağlıklı beslenme olduğunu kabul etmenizdir. Bu nedenle diyetisyeninizden günlük hayata uyarlanabilir listeler düzenlemesini talep edin. Çünkü yeni benimseyeceğiniz beslenme modelini kabul edip hayatınıza adapte ettiğiniz sürece başarılı olacaksınız. Karar verdiğiniz anda hemen uygun olduğunuz ilk güne diyetisyen randevusu alın ve başlayın. Diyete başlamak için pazartesiyi beklemenize gerek yok.”

“TATLI KRİZİ MEYVE VE TARÇIN İLAVELİ YOĞURT İLE ATLATILABİLİR”

Kişinin ruh halini, iştah ve duygu durumlarını etkileyen serotonin, endorfin gibi hormonların beyin ve bağırsakta bulunduğunu hatırlatan Diyetisyen, serotonin eksikliğinde kişinin depresif ve yorgun olduğunu, bu nedenle stres, üzüntü, öfke, günlük hayatın getirdiği güçlüklerden kaynaklı negatif duygular yaşanan dönemde seviyesi düşen hormonlar sebebiyle kişilerin duygusal açlık hissi yaşadığını ve yüksek kalorili ürünler tüketmeye yöneldiğini anlattı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir