Johnson’ın 24 Temmuz’da Theresa May’in istifası sonrası oturduğu başbakanlık koltuğunda dün doldurduğu ilk 100 günü fırtınalı geçti.
İngiliz Başbakan’ın en büyük başarısızlığı 31 Ekim’de Brexit’i gerçekleştirmemesi oldu.
Johnson, selefinin Brüksel’le vardığı anlaşmadaki Avrupa Birliği (AB) üyesi İrlanda Cumhuriyeti ile Birleşik Krallık’ın parçası Kuzey İrlanda arasındaki sınır ve ticareti düzenleyen tartışmalı tedbir maddesini değiştirmeyi başarsa da parlamenterleri yeni metin konusunda ikna edemedi.
AB’den “yeni bir Brexit ertelemesi istemek yerine bir kuyunun dibinde ölmeyi tercih edeceğini” söyleyen Johnson, parlamentoda aldığı art arda yenilgilerle Brüksel’in kapısını çalmak zorunda kaldı.
Anlaşmasız da olsa 31 Ekim’de AB’den ayrılacaklarını sürekli olarak dile getiren Johnson’ın önüne çıkan en büyük engel, 19 Ekim’e kadar bir anlaşmanın parlamentoda kabul edilememesi durumunda hükümeti yeni bir erteleme istemeye mecbur bırakan yasa oldu.
Ayrıca, AB’yle vardığı anlaşmanın oylanmasının Brexit için gerekli tüm yasal düzenlemeler geçene kadar ertelenmesini öngören bir tasarının kabul edilmesi de Johnson’ın 31 Ekim hayallerinin sonu oldu.
Johnson, takvimler 19 Ekim’i gösterdiğinde Brüksel’e imzasız da olsa mektup yazarak, üç aylık yeni bir erteleme istemek durumunda kaldı. Brüksel’in de kabul etmesiyle Brexit 31 Ocak’a ötelendi.
Parti içi isyan ve ihraçlar
Johnson, görevi sırasında parti içi isyanla yüzleşmek zorunda kaldı. 3 Eylül’de parlamento gündemini belirleme yetkisini hükümetten alıp parlamenterlere veren teklif, Muhafazakar Parti üyelerinin de desteğiyle 301’e karşı 328 oyla kabul edildi.
Boris Johnson, bu kritik oylamada muhalefet partileriyle birlikte hareket eden 21 milletvekilini Muhafazakar Parti’nin parlamento grubundan ihraç yoluna gitti.
İhraç kararı aralarında eski maliye bakanları Philip Hammond ile Ken Clark, eski adalet bakanı David Gauke ve Winston Churchill’in torunu Sir Nicholas Soames’ın da yer aldığı 21 milletvekiline telefonla bildirildi.
Kardeşi terk etti
Kardeşi Jo Johnson’ın hükümetten istifası, Başbakan’ın imajını sarstı. Kardeş Johnson, “Son birkaç haftadır aile sadakati ve ülke çıkarları arasında yıprandım. Bu çözülemeyen bir gerginlik. Bakanlık ve meclis üyeliği görevlerimi başkalarına devretme zamanı geldi.” diyerek istifa kararını açıkladı.
Başbakan’ın aksine Brexit karşıtı olan Jo Johnson, ayrıca 12 Aralık’ta yapılacak seçimde de aday olmayacağını açıkladı.
Parlamentoyu tatil etmede başarısız oldu
Başbakan Johnson, parlamentoyu 9 Eylül-14 Ekim’de beş hafta tatil etme kararı aldı. Esasen parlamenterlere anlaşmasız Brexit’i önleyecek bir yasa çıkarmak için yeterli zamanı bırakmamayı hedeflen Başbakan, kararına gerekçe olarak ise hükümet programına hazırlık için süreye ihtiyacı olmasını gösterdi.
Johnson’ın talebi İngiltere ve İskoçya’da mahkemeye de taşınırken, çok sayıda siyasetçi Başbakan’a tepki gösterdi. Temyiz için gidilen Anayasa Mahkemesi, kararı hukuksuz bularak yok hükmünde saydı. Böylece Başbakan’ın kararının asıl gerekçesi konusunda Kraliçe 2. Elizabeth’i yanılttığı belirtildi.
İngiliz basını, bu tartışmalar arasında Kraliçe’nin danışmanlarına Johnson’ı hangi koşullarda görevden alabileceğini sorduğunu öne sürdü.
Eski ABD’li modelle ilişkisi manşetlere taşındı
Johnson Brexit’le meşgulken, eski bir model olan Jennifer Arcuri adlı Amerikalı bir iş kadınıyla ilişkisi günlerce manşetlerde yer aldı.
Haberlerde, Jennifer Arcuri’nin Johnson’ın belediye başkanlığı sırasında kamudan 126 bin sterlin teşvik aldığı ve dış ticaret ofislerine ayrıcalıklı erişime sahip olduğu iddia edildi. Ayrıca Johnson ile eski Amerikalı model Arcuri arasında özel ilişki imasında bulunuldu.
Taciz iddiaları
Johnson’ın ik 100 gününde mücadele etmek zorunda kaldığı diğer bir konu da hakkındaki taciz iddiaları oldu. Köşe yazarı Charlotte Edwardes, Johnson’ın 1999’da bir öğle yemeğinde kendisini elle taciz ettiğini öne sürdü.
O dönem 20 yaşında olan ve The Spectator dergisinde editör olarak çalışan Edwardes, Johnson’ın tacizi sonrası masadan kalktığını, yemekte başka bir kadının daha olduğunu ve Johnson’ın onu da taciz ettiğini yazdı. Johnson ise bu iddiayı yalanladı.
Başarıları
Johnson’ın hanesine yazılan en büyük başarıları, AB ile vardığı Brexit anlaşmasını ve erken seçim kararını kabul ettirmek oldu.
Parlamentoda da Brexit ve erken seçim tekliflerinde 12 kez yenilgi alan Johnson, mücadelesinin sonunda Brexit anlaşmasını da kabul ettirmeyi başardı.
Ancak parlamenterler, anlaşmayı onaylamış olmalarına karşın bir sonraki aşama olan Brexit yasasının üç gün içinde görüşülmesini engelleyerek 31 Ekim’de ayrılığı imkansız kıldı.
Başbakan, erken seçim konusunda ise dördüncü denemesinde muhalefeti ikna ederek, 12 Aralık için sandıkların kurulmasını sağladı.
Seçimi önde tamamlayacağı öngörülen Johnson’ın bu kez Brexit’i gerçekleştirip gerçekleştiremeyeceği ise kestirilemiyor.
Kaynak: AA