İnsan Ticaretiyle Mücadele Günü kapsamında basın  toplantısı düzenlendi

İnsan Ticaretiyle Mücadele Günü kapsamında basın toplantısı düzenlendi

İnsan Ticaretiyle Mücadele günü kapsamında basın toplantısı düzenleyen 7 sivil toplum örgütü, insan ticaretinin önlenmesi için somut önlemler alınmasının gerekliliğine işaret etti.

Kıbrıs Türk Barolar Birliği’nde gerçekleştirilen basın toplantısı, Kıbrıs Türk Barolar Birliği, Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği, Kıbrıslı Türk İnsan Hakları Vakfı, Kuir Kıbrıs Derneği, Lefkoşa Türk Belediyesi, Mağusa Gençlik Merkezi, Mülteci Hakları Derneği, SOS Çocukköyü Derneği ile Mülteci Hakları Derneği tarafından düzenlendi.

Sivil toplum örgütleri adına basın bildirisini okuyan Mülteci Hakları Derneği Koordinatörü Fezile Osum, insan ticareti alanında faaliyet gösteren ve insan ticaretini önlemek amacıyla bir an önce adım atılması gerektiğine inanan örgütler olarak, bu günün ülkede gerekli şekilde tartışılarak gündeme getirilmesini önemli bulduklarını kaydetti.

İnsan ticaretinin yalnızca cinsel sömürü amaçlı değil ülkede özellikle yabancı iş gücünün çok fazla kullanıldığı tarım, inşaat ve hizmet sektörleri gibi alanlarda da görüldüğüne dikkat çeken Osum, “İşverenlerin dayattığı sömürü koşulları insan ticaretine zemin hazırlıyor ve ülkede genel anlamda devam eden denetimsizlik insan tacirlerinin tespitini engelliyor” dedi.

Osum, uluslararası alanda insan ticaretiyle mücadele anlamında en önemli belgelerden biri olan Birleşmiş Milletlerin hazırladığı ve imzaya sunduğu Palermo Protokolün geçen sene Nisan ayında iç hukukun parçası haline getirilmiş olmasına rağmen, diğer uluslararası insan hakları sözleşmelerinde olduğu gibi bu protokolün gerekliliklerini yerine getirmek için somut bir adım atılmadığını kaydetti.

Palermo Protokolü altında devletlerin insan ticaretini yasaklayan mevzuat geliştirilerek, insan tacirlerinin cezalandırılması gerektiği belirtilse de, halihazırda ceza yasası kapsamında insan ticaretinin tanımlanmadığını ve insan ticareti mağdurlarının tespiti için herhangi bir yasal ya da idari uygulama yapılmadığına dikkat çeken Osum, insan ticareti mağdurları için sığınma evi, sosyal veya hukuki destek bulunmamasını eleştirdi.

Mevcut koşullar altında insan ticaretine karşı bir adım atılmadıkça, her geçen gün mağdurların ve bu suçların oluşmasına yol açan suç ağalarının güçlenip artacağından endişe duyduklarını söyleyen Osum, günümüzde insan ticaretinin ellere ayaklara zincir vurularak yapılmadığını kaydetti.

Osum, günümüzde insan ticaretinin, zorla borçlandırma, tecrit, ülkede muhaceret izni bulunmadan kalma gibi suçlar nedeniyle polise ihbar edilmekle tehdit ve kimlik belgelerine el konulması gibi yöntemlerle yapıldığını aktardı.
İnsan tacirlerinin ellerini kollarını sallayarak içimizde dolaşabildiklerini belirten Osum, “İşverenlerin insan ticaretinin önüne geçmek amacıyla himayelerinde çalışan kişilerin insan haklarını koruması, emeğe saygı göstermesi ve her çalışana insanlık onuruna uygun şekilde muamele göstermesi elzemdir” dedi.

Osum, devletin atması gereken adımları ise şöyle özetledi:

“İç hukukumuza dahil olan uluslararası sözleşmelerden doğan yükümlüklerin yerel mevzuatta yer bulması. İnsan tacirlerinin soruşturulması, cezalandırılması. İnsan ticareti mağdurlarına hukuki, sosyal, psikolojik destek sağlanması. İnsan ticaretinin önlenmesi için somut önlemlerin alınması.”

(BRT/TAK)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir