El-Halil kentinin güneyinde mağaralarla kaplı tepe üzerinde yer alan Mufakkara köyü sakinleri, İsrail’in evlerini yıkmasının ardından, bölgedeki mağaraları ev olarak kullanıyor.
Köyde, toplam nüfusları 100’e yakın, 19 Filistinli aile kalıyor. Su ve elektrik şebekesinin olmadığı, yol ya da okulun bulunmadığı bölge, birçok temel ihtiyaç malzemesinden yoksun durumda.
Su ihtiyaçlarını yağmur sularının toplandığı bir kuyudan karşılayan köy sakinleri, geçimlerini küçük ve büyükbaş hayvancılıkla sağlamaya çalışıyor.
Yaşamlarını kısıtlı şartlar altında sürdüren Filistinliler, bu toprakların atalarından kendilerine miras kaldığını ve İsrail’in işgalci faaliyetleri karşısında mücadeleye devam edeceklerini belirtiyor.
“Burada doğduk, burada kalacağız”
Söz konusu sivillerden Filistinli Muhammed Hasan (50), yaptığı açıklamada, ailesinden miras kalan topraklara döndüğünü ifade etti.
Mağarada, 7 kişilik ailesiyle zorlu koşullarda barınan Hasan, “İşgalci İsrail makamları, Filistinlileri evlerinden çıkarma ve bölgeyi Yahudi yerleşim birimleri için kullanma gayesiyle baskılarına devam ediyor.” dedi.
“Burada doğduk. Burada kalacağız. İsrail, Yahudi yerleşimcilerin işgal çalışmalarını kolaylaştırmak için bizi topraklarımızdan kovmaya uğraşıyor.” diyen Hasan, İsrail işgalinden önce de ailesine ait olan bu toprakların, atalarından miras kaldığını vurguladı.
İsrail’in yıkımlarından önce depo ya da oda olarak kullandıkları mağaraları, şimdi ev olarak kullandıklarını söyleyen Hasan, “İsrail makamları, toprak üstünde ne varsa yıkabilir ancak dağları yıkamaz.” değerlendirmesini yaptı.
“15 kişilik bir aile bir mağarada nasıl yaşar?”
Köy sakinlerinden Numan Hamamede (53) ise yaklaşık 150 metrekarelik mağarada, 15 nüfuslu ailesiyle kalıyor.
İsrail’in yıkım faaliyetlerinin rastgele gerçekleştiğini kaydeden Hamamede, bölgedeki mağaraların sığınakları haline geldiğini söyledi.
Hamamede, “Elimizde, İsrail’in Batı Şeria’yı işgal ettiği 1967 senesinden önce de bu toprakların bize ait olduğunu gösteren resmi evraklar bulunuyor.” dedi.
Birkaç sene önce Avrupa Birliği’nin (AB) desteğiyle mağaraların yakınlarına bir ev inşa ettiğini anlatan Hamamede, “AB’ye destekleri için teşekkür ediyoruz. Ancak işgalci İsrail, ruhsatsız olduğu iddiasıyla tüm yapıları yıkmayı planlıyor.” diye konuştu.
Hamamede, “15 kişilik bir aile bir mağarada nasıl yaşar?” ifadesiyle maruz kaldıkları zorlukları dile getirdi.
“Mufakkara köyü sadece bir örnek”
Köy muhtarı Mahmud el-Hamamede de, Filistinlilerin, inşaat yasağı, yıkım faaliyetleri, halkın su ve elektriğe ulaşımını engelleme gibi devam eden İsrail baskıları altında zor bir hayat yaşadığını belirtti.
Hamamede, İsrail’in yıkım politikasının durdurulması için uluslararası müdahale gerektiği tespitinde bulundu.
Bu şartlar altında El-Halil’in güneyinde küçük küçük 17 köyün olduğuna dikkati çeken Hamamede, Mufakkara köyünün sadece bir örnek olduğunu vurguladı.
Hamamede, İsrail’in Mufakkara’nın da bulunduğu alanın askeri bölge olduğunu iddia ettiğini ancak 2000’den bu yana 10 yeni Yahudi yerleşim birimi inşasına şahit olduğunu söyledi.
Köy muhtarı Hamamede, ayrıca yerleşimciler ile Filistinlilerin yaşamı arasında kıyas götürmez biçimde fark bulunduğunu, Yahudi yerleşimcilerin her türlü ihtiyaçlarının karşılandığını belirtti.
Hamamede, köy sakinlerinin topraklarında kalma konusundaki kararlılıklarına dikkati çekerek, zorunlu göç ve yıkım faaliyetleriyle mücadele için mağaralarda yaşamaya devam edeceklerinin altını çizdi.
UCM Başsavcısı Fatou Bensouda’nın, İsrail’in işlediği savaş suçlarıyla ilgili soruşturma başlatmayı istediğini anımsatan Hamamede, bu kararın yıkımlarını durdurmak için caydırıcı olacağını umut ettiğini kaydetti.
İsrail’in bölgedeki yıkımları
Avrupa Birliği (AB), geçen sene Mufakkara köy sakinleri için konut inşa etti. İsrail ise inşa edilen konutları ve mescidi defalarca yıktı, jeneratöre el koydu.
İsrael Hayom gazetesinin 20 Aralık’taki haberinde de, Tel Aviv yönetiminin, Batı Şeria’da “C” bölgesindeki Filistinlilere yönelik AB desteğini engellemeye çalıştığı ifade edildi.
Haberde, İsrail Savunma Bakanı Naftali Bennett’in, “C” bölgesinin tamamen ele geçirilmesini ve AB’nin fonlarıyla yapılan inşaatların durdurulmasını öngören bir plan sunduğu kaydedildi. Haberde ayrıca Bennett’in, “ne AB ne de başka bir kurumun yasa dışı şekilde inşaata fon sağlamasına izin verilmeyeceği” yönündeki ifadesine yer verildi.
İsrail her yıl onlarca Filistinliyi evsiz bırakıyor
İsrail, 1967’de işgal ettiği Doğu Kudüs ve Batı Şeria’da Filistinlilere ait ev ve yapıları çeşitli gerekçelerle yıkıyor.
Filistin ile İsrail yönetimi arasında 1995’te imzalanan “İkinci Oslo Anlaşması” çerçevesinde işgal altındaki Batı Şeria, A, B ve C bölgelerine ayrılmıştı.
Yüzde 18’lik alanı kapsayan “A bölgesi”nin yönetimi idari ve güvenlik olarak Filistin’e, yüzde 21’lik “B bölgesi”nin idari yönetimi Filistin’e, güvenliği ise İsrail’e devredilirken, yüzde 61’lik “C bölgesi”nin idare ve güvenliği İsrail’e bırakılmıştı.
Batı Şeria’da 250’den fazla yasa dışı Yahudi yerleşim birimi bulunuyor. Bu yerlerde ikamet eden 400 binden fazla Yahudi yerleşimci, Batı Şeria’da işgal altında yaşayan Filistinliler için hayatı daha da zor hale getiriyor.
Uluslararası hukuk, işgal altındaki topraklarda bulunan tüm Yahudi yerleşim birimlerini yasa dışı kabul ediyor.
Kaynak: AA