İsrail İçişleri Bakanı Arye Dery, ülke tarihinde ilk kez İsrail vatandaşlarının Suudi Arabistan’ı ziyaret etmesine onay veren bir karar imzaladı.
Bu imza ile Tel Aviv yönetimi, resmi olarak İsrail vatandaşı olan yaklaşık 2 milyon Filistinlinin İsrail pasaportuyla hac ve umre için Suudi Arabistan’a gitmesine onay vermiş oldu.
İsrail bu direktiften önce vatandaşlarının İsrail pasaportuyla Suudi Arabistan’a seyahat etmesini yasaklıyordu.
Aralarında diplomatik ilişkilerin bulunmamasına rağmen, iki ülke yıllardır gayri resmi kanallar üzerinden ilişki yürütüyordu.
Suudi Arabistan’da kral Selman Bin Abdülaziz’in tahta oturması ve oğlu Muhammed bin Selman’ın veliaht prensi olarak atanmasından sonra İsrail ile normalleşme çabaları ivme kazandı.
Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Mısır, ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin Filistinlilere dayatmaya çalıştığı “Yüzyılın Anlaşması” planına tam destek veriyor.
Yıllardır, Mescid-i Aksa ve Filistin’deki diğer kutsal mekanlaraın resmi vasisi görevini yürüten Ürdün ise plana mesafeli bir tutum takınıyor.
İsrail’in seyahat izni kararı, Ürdün’ün 1978’den beri devam edeni, İsrail vatandaşı Filistinlilerin hac ve umre ibadetleri konusundaki vesayetinin de sona yaklaştığını işaret ediyor.
Ürdün vesayeti
İsrail ile Ürdün hükümetlerinin 1978 yılında vardıkları anlaşmayla, İsrail vatandaşı olan Filistinlilerin hac ve umre işlemleri Ürdün’ün vesayetine verilmişti.
Buna göre, İsrail pasaportunu taşıyan yaklaşık 2 milyon Filistinli, hac ve umre seyahatlerini gerçekleştirmek için Ürdün tarafından kendilerine çıkarılan geçici Ürdün pasaportunu kullanıyordu.
İki ülkenin 1994’te imzaladığı barış anlaşması kapsamında, uluslararası hukuk bakımından işgal altında sayılan Doğu Kudüs’teki Mescid-i Aksa ve Müslümanlara ait diğer kutsal mekanlar, Ürdün’ün vesayetine verilmişti.
2018’in ekim ayında Suudi Arabistan, geçici pasaportların ulusal kimlik numarası taşımadığı gerekçesiyle onu kabul etmemeye başlayacağını açıklamıştı.
Yapılan itirazlar sonrası bu konu ile ilgili yeni bir düzenleme yapılması bekleniyordu.
Suudi Arabistan her ne kadar bu adımın tamamen idari prosedürlerden kaynaklanan sorunlar nedeniyle alındığını söylese de, İsrail’de bazı medya kaynakları bunun, Ürdün’ün vesayetine son verilmesi için alınan bir karar olduğunu iddia ediyor.
Seyahat izni
İsrail İçişleri Bakanı Arye Dery’nin imzaladığı direktifle, İsrail vatandaşlarının en fazla 9 gün olmak kaydıyla ticaret amacıyla Suudi Arabistan’a gitmesinin de yolu açıldı.
Bu adımla İsrail vatandaşları, vize almaları halinde kendi ülkelerinin pasaportuyla Suudi Arabistan’ı ziyaret edebilecek.
Ancak bu izne, Suudi Arabistan’a gidecek olan İsrail vatandaşlarının Suudi bir yetkili tarafından davet edilmesi şartı getirildi.
“Yüzyılın Anlaşması” planı
ABD Başkanı Trump’ın İsrail-Filistin meselesine “çözüm bulmak” amacıyla hazırladığı öne sürülen “Yüzyılın Anlaşması” planının detayları netleşmese de uluslararası basında, buna dair bazı bilgiler yer alıyor.
Haberlere göre anlaşma, Kudüs’ün tamamının İsrail’e bırakılması ve Batı Şeria’daki yasa dışı Yahudi yerleşim birimlerinin büyük bölümünün varlığını sürdürmesi gibi Filistinlilerin aleyhine maddeler içeriyor.
Planda, İsrail’in topraklarından sürdüğü 6 milyona yakın Filistinli mültecinin dönüş hakkına ise değinilmediği dile getiriliyor.
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın “yüzyılın şamarı” olarak nitelendirdiği planın, bazı ekonomik yardımların dışında Filistin halkı lehine hiçbir şey içermediği ifade ediliyor.
İsrail’de 1 yılı aşkın süredir devam eden koalisyon krizi nedeniyle söz konusu planın detayları henüz kamuoyuyla paylaşılmadı.
Ancak Başkan Trump, İsrail Başbakanı Bünyamin Netanyahu’nun salı günü ABD’ye gerçekleştireceği ziyaret öncesi planın detaylarını açıklamak istediğini söylemişti.