Okulların açılmasına sayılı günler kaldı. Aileler de okul giysileri ile sırt çantası, kalem, kalem kutusu, silgi, su matarası, beslenme çantası, defter ve çanta gibi kırtasiye ürünleri alışverişini hızlandırdı.
Vitrinlerde göze hoş görünecek renk ve kokularda olan kırtasiye ürünleri çocukların dikkatini çekiyor. Ancak zararlı kimyasallar barındıran, kalitesiz, markasız ve sağlıksız merdiven altı ürünler aileleri endişelendiriyor.
Markasız ürünler satın alınmamalı
Piyasadaki ürünlerin kalitesini istenen seviyeye yükseltmeyi hedefleyen İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçı Birlikleri (İHKİB) kuruluşu Ekoteks Laboratuvarı’nda, kırtasiye ve okul malzemeleri sıkı testlerden geçiriliyor.
Ticaret Bakanlığının denetimleri doğrultusunda kim tarafından üretildiği belli olmayan ve riskli olduğu tespit edilen ürünler toplatılıyor. Daha sonra, incelenmek üzere laboratuvara getiriliyor. Bunlardan numuneler alınarak kanserojen madde içerip içermediği, sağlığa zararlı olup olmadığı ve dayanıklılığı kontrol ediliyor. Kimyasal ve fiziksel testlerden geçemeyen kırtasiye ve okul malzemeleri rapor doğrultusunda toplanarak imha ediliyor.
Bakanlığın sıkı denetimleri sonucu piyasada kalitesiz ürün satışının azaldığı belirtilirken uzmanlar, tüketicileri ürünlerin ucuzluğuna aldanmamaları, markasız ve menşesi belli olmayan kırtasiye ürünlerini satın almamaları konusunda uyarıyor.
Malzemeler neye göre seçilmeli?
Ticaret Bakanlığı Tüketicinin Korunması, Piyasa Gözetimi ve Denetimi Daire Başkanı Meral Karaaslan, Bakanlığın kırtasiye alanındaki ilk düzenlemeyi 2011’de yaptığını söyledi. Ayrıca, o yıldan beri özellikle ağustos ve eylül aylarında denetimlerin artırılarak devam ettiğini anlattı.
Gümrüklerden Türkiye’ye giren ithal ürünlerde de risk odaklı denetim yaptıklarını ve güvensiz ürünlerin yurda girişine engel olduklarını belirten Karaaslan, Bakanlığın denetim ekiplerinin yerli ve ithal ürün ayrımı yapmaksızın bütün satış noktalarında denetimlerini sürdürdüğünü vurguladı.
Kırtasiye malzemelerinde merdiven altı ürünlerin satın alınmaması gerektiğine dikkat çeken Karaaslan, şu bilgileri verdi:
“Satın aldığınız ürünün muhatabı, satıcısı, ithalatçısı ve üreticisi belli olmalı. Boya malzemeleri, oyuncak görünümlü birtakım silgiler, kalemtıraşlar, oyun hamurları, parmak boyalar, slimelar gibi oyuncak sınıfına giren kırtasiye ürünlerimiz var. Bu tür ürünlerde ‘CE’ işaretini arıyoruz. ‘CE’ işareti ürünün güvenli olduğunu, standartlara ve hijyene önem verilerek üretildiğini gösteren bir üretici deklarasyonu. Bunun yanı sıra yaş sınıflamasına dikkat ediyoruz. 3 yaş altındaki tüketicilere uygun mu, değil mi? Çünkü bunlar fiziki birtakım riskler oluşturabilir. Yine oyuncak sınıfına giren ürünlerde mutlaka üreticiye ait bir iletişim bilgisinin, unvanın, adresinin yer alması gerekiyor.”
Ağır plastik kokulu ve eli boyayan ürünlere dikkat
Karaaslan, çanta gibi ürünlerde “CE” işareti aramadıklarını anlatarak, şöyle konuştu:
“Kanserojen madde var mı, bununla ilgili incelemeleri yapıyoruz. Kimyasallarla ilgili tüketicilerimize net bir şey söyleyemeyiz. Çünkü bunlar ancak laboratuvar testleriyle anlaşılabiliyor ama tüketicilerimizin dikkat edebileceği bazı teknik detaylar var. Özellikle beslenme çantasında ağır bir plastik kokusu varsa kullanmasınlar. Plastik yumuşatmak için kullanılan fitalat ya da kadmiyum olabilir. Boyar maddesi çok kolay bir şekilde çıkıyor, elinize, cildinize bulaşıyorsa bu tür ürünlerde de mutlaka bir kimyasal etki var. Tüketicilerimiz bunlara dikkat etsinler.”
“EN71” işaretinin ise bir oyuncak standardı olduğunu belirten Karaaslan, şunları anlattı:
“Bazı kırtasiye ürünlerini oyuncak sınıfında değerlendiriyoruz. Çünkü boya malzemeleri, oyun hamurları ve parmak boyaları gibi ürünleri küçük çocuklarımız da kullanıyor. ‘EN71-1’ standardı fiziki risklere ilişkin standarttır. Yani EN71-1 testlerinden geçmiş bir ürün, hiçbir şekilde ayrılabilir küçük parça içermez. ‘EN71-2’ alevlenmeyle ilgili. Kolay alev almayan, tutuşmayan özellikte olduğunu gösterir. Bunların en önemlisi de ağır metallerle ilgili olan ‘EN71-3’ standardı. Kurşun, kadmiyum, nikel, antimon başta olmak üzere 9 ağır metalle ilgili testten geçirildiğini gösterir. Ağır metaller iç organlarda birikiyor ve bunların geri atılması mümkün olmadığı için de gelişim ve sinir sistemine zararlı, kanserojen etkili. ‘EN71-7’ standardı ise parmak boyalarla ilgili. Çok ciddi testler ve parametreler içeren bir standart.”
“Denetimlerimiz taviz vermeden devam ediyor”
Karaaslan, bölgesel bazda yaptıkları çalışmalarla 81 ilde kırtasiye ürünü denetimi gerçekleştirdiğini anlatarak, riskli olduğu belirlenen ürünlerle ilgili işlem yapmak üzere Bakanlığın harekete geçtiğini söyledi.
Bakanlığın denetimler sonucu güvensiz bulduğu ürünlerin markasını, modelini, fotoğrafını, hangi kimyasal ve fiziksel unsuru içerdiğini Güvensiz Ürün Bilgi Sisteminde ilan ettiğini belirten Karaaslan, tüketicilerin güvenli alışveriş yapması için bu listeyi kontrol etmeleri tavsiyesinde bulundu.
Meral Karaaslan, Bakanlığın denetimlere başladığı 2011 yılında kırtasiye ürünlerinin yüzde 54’ünün yani iki üründen birinin güvensiz olduğunu vurguladı.
“Denetimlerimiz yıllardır hiçbir şekilde taviz vermeden devam ediyor. Çünkü çocuklar, bebekler gibi hassas tüketiciler Bakanlığımız için öncelikli tüketici grubu. Sektör de bu işe çok sahip çıktı. Bakanlığın istediği bütün kriterleri uygulayacak şekilde testlerini yaptırdılar, ham madde tedarikçilerinden raporlarını temin ettiler. Bu ikili yaklaşımlarla 2018’deki güvensizlik oranı yüzde 3’e düştü. Yani piyasadaki ürünlerin yüzde 97’si güvenli. Bu yıl için şu anda numuneler gelmeye devam ediyor. Bu yılki oranları Bakanımız önümüzdeki hafta içerisinde kamuoyuyla paylaşacak.”
Güvensiz ürünler imha ediliyor
İstanbul Teknik Üniversitesi Tekstil Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Özipek ise, bütün kimyasal maddelerin kanserojen olduğu konusunda fikir birliği olduğunu ama kırtasiye ürünlerinde kimyasalların belli bir miktarda kullanılmalarına izin verildiğini belirtti.
Boyar maddelerin içerisindeki kanserojen maddelerin doğrudan doğruya temasla değil, parçalanarak terle birlikte vücuda girdiğini anlatan Özipek, “Kimyasal ve plastik temelinde zararlıdır. Dolayısıyla bunların kullanılmasını istemiyoruz. Bunların yasaklanmış ve yasaklanmamış olanları var. Laboratuvarda bunun tespitini yapıyoruz. Bu kimyasalların hormonal ve kanserojen etkileri var” dedi.
Prof. Dr. Özipek, laboratuvarda güvensiz ve sağlığa zararlı olarak tespit edilen ürünlerin belli bir şekilde imha edilerek bu malzemelerin kullanımının önüne geçildiğini vurguladı.
Her kimyasalın zararlı etkileri olduğuna ve insan vücudunu dolaylı olarak etkilediğini söyleyen Özipek, “Önemli olan kırtasiye ürününün etiketli olması ve bilinen yerlerden alınması. Tüketiciler aldıkları malzemenin eli boyayıp boyamadığına, yapışkanlığına ve kokusuna dikkat etsinler” diye konuştu.
Kaynak: AA