Köy öğretmenleriyle el ele

Köy okullarının zor şartlarında görevlerini en iyi şekilde yerine getirmeye çalışan öğretmenleri ve öğrencileri için çıktıkları yolda başarıyla ilerliyorlar. Köy Okulları Değişim Ağı (KODA), eğitim desteğini Türkiye’nin dört bir yanına yaymak için gönüllülerle birlikte şehir şehir geziyor. Genel Koordinatör Mine Ekinci, KODA’nın faaliyetlerini TRT Haber’e anlattı.

Köy Okulları Değişim Ağı fikri nasıl ortaya çıktı? 

KODA, Aralık 2016’da kuruldu. Öncesinde 1-1,5 yıl kadar bir araştırma süreci var. Ben eğitim politikaları konusunda yüksek lisans yaptım. O dönemde köy okulları üzerine çalışmaya başladım. Ailem köyde yaşıyordu. Liseden beri sivil toplum kuruluşlarında çalışıyordum. Özellikle de eğitim alanında çalışmalarda bulunuyordum. Köylerle olan bağım bir şekilde beni bu alana taşıdı. Birkaç arkadaşımla bir araya gelip internet üzerinden köy öğretmenlerine ulaşmaya başladık. O öğretmenler bize çok güzel ilham vermeye başladı. Bunun üzerine “Acaba o öğretmenlerle bir şey yapabilir miyiz?” diye düşündük. Köylere giderek öğretmenlerle toplantılar yaptık. Adım adım KODA’nın kuruluşu gerçekleşti.

KODA’nın faaliyetlerinden bahsedebilir misiniz? 

Şu anda yaptığımız işin iki temel ekseni var. Bir tanesi, halihazırda köy okullarında çalışan öğretmenlerle ilgili. Onları bütünsel bir şekilde desteklemek için çabalıyoruz. Bu programımızın adı, Öğretmen Toplulukları Programı… Şimdiye kadar Şanlıurfa ve Diyarbakır’da çalıştık. Bu bölgelerdeki gönüllü köy öğretmenlerini her ay bir araya getirdik. Böylece hem öğretmenlerin kişisel ve mesleki gelişimlerini destekleyen hem de sosyalleşmelerini sağlayan bir programa dönüştü öğretmen toplulukları. 

Bir diğer faaliyetiniz de çocuk atölyeleri… 

Çocuk Atölyeleri Programı eğitim fakültelerindeki öğretmen adaylarını desteklemek üzere kurgulandı. Bu program kapsamında eğitim fakültelerindeki sınıf öğretmenliği öğrencileriyle çalışıyoruz. Köy öğretmenleri, öğrencilerle deneyimlerini paylaşıyor. Sonra üniversite öğrencileri köylere giderek gözlem yapıyor. Küçük gruplar halinde köylere gidiyorlar. Köy okullarında çocuklarla birebir atölye çalışması gerçekleştiriyorlar. 

Çocuk atölyelerinin içeriğinde başka neler var? 

Çocuk atölyelerinde haklar konusunda çalışıyoruz. İnsan hakları, hayvan hakları, dayanışma… Tüm çocuk atölyelerinde hem akademik kazanımlar hem de çocukların sosyal, duygusal becerilerini destekleyecek içerikler söz konusu. Farklı temalarda atölyelerimiz var. Hepsinde farklı konular işliyoruz. 

Bunun öğretmen adaylarına nasıl bir yararı oluyor? 

Eğitim fakültelerinden mezun olan sınıf öğretmenlerinin çoğu köy okullarına atanıyor. Ne yazık ki üniversitelerde, öğrencileri köy okullarına hazırlayacak programlar yok. Bu programı bitiren öğrencilerin, köy okuluna çok daha kolay adapte olabileceklerini düşünüyoruz. 

Bu programı Türkiye geneline yaymak için nasıl bir çalışma yürütüyorsunuz? 

Milli Eğitim Bakanlığıyla çalışmaya başladık. Bu program kapsamında Türkiye’de birleştirilmiş sınıflarda çalışan köy öğretmenlerine yönelik eğitimler düzenliyoruz. Biz KODA olarak eğitici eğitimlerinin planlanmasından ve yürütülmesinden sorumluyuz. Bir yandan da yine birleştirilmiş sınıflarda okuyan köy öğretmenlerine yönelik kitaplar hazırladık. Bir etkinlik kitabı bir de uzman görüşlerinden ve öğretmen deneyimlerinden oluşan bir başucu kitabımız var. Önümüzdeki süreçte bütün eğitim içeriklerini dijitale dönüştüreceğiz. Online içerik olarak bütün köy öğretmenlerinin kullanımına açacağız. Dolayısıyla öğretmenler istedikleri yerden, istedikleri gibi bu kaynaklara ulaşabilecek. 

Türkiye genelinde kaç okula ve öğretmene ulaştınız? 

Şimdiye kadar yaptığımız etkinlikler ve öğretmen toplulukları çalışmalarıyla 400’den fazla öğretmene ulaştık. Yine yaklaşık 150 üniversite öğrencisiyle çalıştık. Bu, görece daha yeni başladığımız bir program. Ulaştığımız okul sayısı ise 500’ü buldu. 

Hangi bölgelere, hangi şehirlere gittiniz? 

Diyarbakır ve Şanlıurfa’da yoğun çalışıyoruz. Öğretmen Toplulukları Programı’nı oralarda uyguladığımız için… Çocuk Atölyeleri Programı’nı İzmir, Samsun ve Muş’ta uyguluyorduk. Bu sene Diyarbakır’ı da dahil ettik. 4 bölgede bunu uyguluyoruz. Onun dışında daha önce proje bazlı çalıştığımız ama şu anda devam etmediğimiz bölgeler var. Kastamonu, Sivas, Bayburt gibi farklı bölgelerde daha önce çalışmıştık. 

Projeleriniz Türkiye geneline yayılacak mı? 

Şimdiye dek yaptığımız işleri biz daha çok pilot çalışma, araştırma ve geliştirme projeleri olarak görüyorduk. Şu an öyle bir aşamaya geldik ki, iki programın da çok etkili olduğunu görüyoruz. Bu seneden itibaren iki programı da yaygınlaştırmayı hedefliyoruz. 

Derneğinize nasıl bir ilgi var? 

Çok fazla gönüllü eğitmenimiz var. Bizi başarılı kılan en önemli şeylerden biri bence bu… Onların desteği inanılmaz kıymetli. Eğitmenler dışında hayal ettiğimiz bütün alanlarda gönüllü desteği alıyoruz. Bir taraftan da bağışçılarımız var. Şu anda fonumuzun büyük kısmı Sabancı Vakfı’ndan geliyor. “Köy Öğretmenleri Projesi” adı altında bütün programlarımızı destekliyorlar. Onun dışında Dalyan Vakfı ve EMpower Vakfı da destekçilerimiz arasında yer alıyor. 

Kurgu: Cihan Karaahmetoğlu  

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir