Kıbrıs Sosyalist Partisi (KSP) Merkez Komitesi, olağan üstü koşullar yaşanan bugünlerin ancak olağanüstü tedbirlerle aşılabileceğine vurgu yaparak, korona virüs gibi vakaların üstesinden gelmenin planlı ekonomi, bilimsel ve planlı mücadeleyle mümkün olacağını belirtti.
KSP, konuyla ilgili açıklamasında, “Acil hizmetliler dışında herkesin on beş günlüğüne kendini eve kapatmasının en etkili ve acil önlem olacağını düşünüyoruz. Bu durum halkın mağduriyetlerini en aza indirecek önlemlerle takviye edilmelidir” ifadelerini kullandı.
Gereken tedbirlerin layıkıyla alınmadığını ve 13 Mart gecesi açıklanan Bakanlar Kurulu kararlarının da 14 Mart sabahı tekrar gözden geçirilerek, alınan talimat çerçevesinde gevşetildiği iddia edilen açıklama şöyle devam etti:
“Böylesine insani bir konuda adamızın iki tarafındaki idari otoriteler işbirliği yapmak yerine, kısır siyasi çekişmelerle uğraşmaktadırlar. Kuzeyde, bu çok tehlikeli salgına karşı önlem alma çabaları, hükümet edenler ile cumhurbaşkanı arasında cumhurbaşkanlığı seçimlerine yönelik avantaj sağlama yarışına dönüştürülmüştür. Taraflar el ele verip sorunu göğüslemeye çalışmak yerine dalaşmayı seçerek ortak hareket etme niyetinde olmadıklarını göstermektedirler”
Açıklamada, alınan önlemler konusunda kuzeyden de geride olan Güney Kıbrıs’ta tam bir laçkalığın hakim olduğu ileri sürüldü.
KSP, alınması gereken tedbirlerle ilgili şu önerilerde bulundu:
“Kuzey ve güney arasında ortak bir kriz masası kurulmalı. Bu masada tıp uzmanları, sağlık örgütü temsilcileri, sendika temsilcileri yer almalı ve hükümetlere tavsiye kararları üretmeli. Kararlar eş zamanlı halka duyurmalıdır.
Hem devlet çalışanları, hem de özel sektör çalışanları ödenekli izinli kabul edilmelidir. İşçilerin çalışmadıkları gün tam yevmiye ile izinli olmaları ve iş garantileri korunmalıdır (zorluk yaşayacak küçük işletmelere devlet desteği sağlanmalıdır). Tıbbi harcamalar için (solunum cihazı, ilaç vs.) ortak uluslararası yardım çağrısı yapılmalı (AB, UNICEF, DSÖ vs.). Elektrik, gaz ve internet hizmetleri hiçbir nedenle aksatılmamalı. Kimsenin borcundan dolayı elektrik ve internet kullanımı engellenmemeli. Bu uygulamayı reddeden şirketler kamulaştırılmalıdır. Sokağa çıkma yasağı süresince, devlet tarafından evlere tüp gaz dağıtımı yapılmalıdır. Belediyeler evlere kullanım amaçlı su tedarikini aksatmamalı ve buna ek olarak sokağa çıkma yasağı süresince evlere içme suyu servis edilmelidir. Dar gelirli, yoksul ve işini kaybettiği için gelirsiz kalan bireylere ve ailelerine, özellikle göçmen işçilere ve talep eden her birey ve aileye devlet tarafından günlük yiyecek ve içecek dağıtımı örgütlenmelidir. Tüm borç faizleri ve taksit ödemeleri bu süre zarfında dondurulmalıdır. Alacak, verecek, kira, banka borçları vs.ler ertelenmelidir.
Tüm radyo ve TV kanallarından ve yazılı basında, kriz merkezi kontrolünde bilgilendirici yayınlar yapılmalıdır. Tüm cenaze işlemleri belediyeler tarafından ve ücretsiz yapılmalıdır. Bu süre zarfında eğitim hizmetleri internet ve radyo-TV kanalları üzerinden yapılmaya çalışılmalıdır. İşçiler Emekçiler her türlü doğal afetten ve salgın hastalıklardan en çok etkilenen kesimdir.”