Danimarka’nın başkenti Kopenhag’da temaslarda bulunan Malkoç, yaptıkları görüşmelerde, başta “ifade özgürlüğü” adı altında Kur’an-ı Kerim’in yakılması da olmak üzere bir takım konuları gündeme getirdiklerini aktardı.
Kur’an-ı Kerim yakmanın, Danimarka’nın kamu görevi sorunu olduğunu kaydeden Malkoç, “Kur’an-ı Kerim yakmak ne Danimarka’ya fayda getirir ne de yakanlara. Aksine, kamu güvenliği açısından sorun teşkil eder. Danimarka’nın, olaylar büyümeden, hak ve özgürlükler çerçevesinde bunun tedbirini alması gerekir.” diye konuştu.
Şeref Malkoç, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Danimarka’da farklı eğilimler var. Eğilimlerden bir tanesi de ifade özgürlüğü olarak bu addediliyor, ama biz şunu kesinlikle biliyoruz ki gerek Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarında, gerekse insan haklarıyla ilgili temel teorilerde, yakmak, yıkmak, öldürmek, hiçbir zaman ifade özgürlüğü kapsamına girmez.
Kur’an-ı Kerim, Müslümanların kutsal kitabı ve değeridir. Buna hakaret edilmesi doğru değil. Kur’an-ı Kerim yakmak ifade özgürlüğü kapsamına kesinlikle girmez. Bu konuda duyarlı olmalarını kendilerinden rica ettik.”
“Yurt dışındaki Türklere özgüven gelmiş”
Danimarka’da faaliyet gösteren Türk sivil toplum kuruluşlarını çok canlı ve dinamik gördüğünü vurgulayan Malkoç, birkaç aydır sürdürdükleri yurt dışı temaslarında, yurt dışında yaşayan Türklere, haksızlığa ve ayrımcılığa uğramaları karşısında, haklarını nasıl arayacaklarını anlatmaya çalıştıklarını söyledi.
Türkiye’de son 15 yılda özellikle iletişim, ulaşım ve sağlık alanlarında yaşanan gelişmelerin, Avrupa’nın birçok ülkesinin önünde olmasının, yurt dışındaki Türklere de olumlu yansıdığını belirten Malkoç, “Yurt dışındaki Türk vatandaşlarına bu anlamda bir özgüven gelmiş.” değerlendirmesinde bulundu.