Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Bankacılık Yasası Hakkındaki Yasa Gücünde Kararname ele alındı.
Ekonomi Maliye ve Bütçe Komitesi Başkanı Sunat Atun, yasa gücünde kararname hakkındaki komite raporunu okuduktan sonra, kararnamenin önceki hükümet döneminde yürürlüğe girdiğini anlattı.
O dönemde Türk Lirasının yabancı para birimleri karşısında değer kaybetmesi yüzünden yaşanan sorunlar nedeniyle hazırlandığını anımsatan Atun, İktisadi ve Mali İşbirliği Anlaşmasına da değindi. Bu anlaşmayla yeni bir dönem başladığını söyleyen Atun, covid-19’un ülke ekonomisine yaptığı etkiye işaret etti.
Atun, “Covid-19 ile boğuşan ve iç kaynakları sınırlı olan bir ülke için bu anlaşma son derece değerli ve önemli. Önemli tutar var. Ülkeye bir plan dahilinde kaynak gelecek olması, bunun alt yapıya dönük olması önemli, reel sektör ihmal edilmemeli” dedi.
DPÖ’nün ekonomiyle ilgili öngörülerine değinen Atun, “Ana hedef büyüme, istihdam ve refah olmalı. DPÖ’nün öngörülerini pozitife çevirmeliyiz. Mesajlar verilmeli, yapılması gerekenler yapılmalı, ülkede güven sağlanmalı” şeklinde konuştu.
Atun, orta vadeli programın taslak halinde olduğunu, ilgili bakanlıkların bir araya gelerek programın gerekliğini ortaya koyması gerektiğini vurguladı.
Sunat Atun, ağustosta seçim yasaklarının gireceğini anımsatarak, hibe projelerinin bu tarihe kadar değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti.
DP milletvekili Serdar Denktaş, Başbakanın, “Muhalefet dikkatli olmalı” açıklamasında bulunduğunu ifade ederek, “Esas, söylemlerine ve kararlarına dikkat etmesi gereken hükümetin kendisidir. Ülkeye gelecek öğrencilerin karantina ücretlerini kendinin ödemesi öyle bir tartışma yarattı ki gelecek olan da artık gelmeyecek” dedi.
Denktaş, imzalanan mali protokole değinerek, “Nasıl olur da benim başbakanım bu kaynağı pandemi nedeniyle yaşanan sıkıntıları aşmak için ‘şurada burada kullanacağız’ diye bir eylem planı hazırlamaz? Haziran sonunda maaşları bütünüyle ödeyebiliyoruz diye her şey tamam. Ne sağlık, ne eğitim, ne tarım, hiçbir sektörle ilgili planlama yok. Yol onarımına aktarılacak para bile kalmıyor. Pandeminin etkilerini hafifletecek önlemleri tespit edin. Eylem planını Türkiye ile yeniden konuşun” şeklinde konuştu.
Serdar Denktaş, açılım sonrasında etrafta bir hareketlilik olduğunu ancak bunun birkaç hafta sonra durabileceğini, kalabalığa aldanılmaması gerektiğini kaydederek, “Bir belirsizlik var. Ana sektörlerimiz Allaha havale. Üç günlük tatil yapacak turistin 14 günü karantinada geçirecekse zaten gelmeyecek. Türkiye’den gelecek öğrencilerin azalacağını düşünüyorum. Diğer ülkeleri Türkiye risk grubuna koyarsa onlar da gelemeyecek. Türkiye bize bu kadar büyük bir rakam tahsis etmişken, bunu pandemiden sıkıntıları giderecek bir eylem planı ile karşılamamız gerekirdi” dedi.
Büyüme, istihdam ve refahın gelecek yıllara yönelik hedefler olduğunu kaydeden Denktaş, “Bu dönemde var olanı korumaya kafa yormalıyız. Biz hala memur maaşlarını ödemeyi düşünüyoruz. Bundan uzaklaşmalıyız… Bu eylem planı içinde var olanı korumak için ne var? Hiçbir şey. Bu eylem planı olağanüstü eylem planı değil. Olağan eylem planıdır” şeklinde konuştu.
Maliye Bakanı Olgun Amcaoğlu’nun zaman zaman Denktaş’ın konuşmasına müdahale etmesiyle kürsüdeki tansiyon yükseldi.
CTP milletvekili Fikri Toros, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Bankacılık Yasası Hakkındaki Yasa Gücünde Kararname ile ilgili konuştu.
Toros, yasa gücünde kararnamede, kur değişikliklerinden meydana gelen kredi limiti sınırlamalarına çözüm getirilmediğini belirterek, hükümetten bu konudaki eksikliği gidermesini talep etti.
Ekonomiyle ilgili değerlendirme de yapan Toros, Girne, Mağusa ve Lefkoşa’da turistlere yönelik satış yapan esnafın zor durumda olduğunu, maaş, kira ve elektrik borcu ödemede sıkıntılar yaşandığını kaydederek, “Siz bu insana nasıl gidin yüzde 9’undan borçlanın diyorsunuz? Bu insanları ek borçlandırmaya yönlendirmek yaptığınız en büyük hatadır” dedi.
Piyasada nakit akış sıkıntısı olduğunu belirten Toros, hükümete, “hesaplarınızı kökten gözden geçirmelisiniz” diyerek seslendi.
TDP milletvekili Hüseyin Angolemli, mali ve iktisadi iş birliği protokolüne değinerek, “Ekonomik paketlerde emredici maddeler var ve bunlar geçmişe dayanıyor. Türkiye ile ilişkiler duygusal değil, iki devlet ilişkisine ve saygıya dayalı olmalı. İlk zamandan beri Türkiye ile ilişkiler sağlıklı değil” dedi.
Hüseyin Angolemli, tarım konusunda konuşarak, “Köylünün elinden 80 kuruşa arpa alanlar var. Hayvancıyı, köylüyü korumalıyız. 36 yıldır bu insanlara bankalarını teslim edemedik” şeklinde konuştu.
Angolemli, Ekonomi Bakanlığı’nın fiyatlarda etkili olması gerektiğini ifade ederek, “Hangi satıcıya, fahiş fiyattan ceza kesildi? İnsanları bu fahiş fiyatlarla baş başa bıraktık” dedi.
Ülkede 4-5 bin ton patates fazlalığı olduğunu kaydeden Angolemli, “Bu Türkiye ile konuşulup halledilebilir. Bir ton olası ikinci dalga için saklanabilir. Birçok ülke tarımı önemsiyor… Kendi çiftçimizi ve hayvancımızı korumalıyız” dedi.
Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Dursun Oğuz, patateste fiyat gerilemesi olduğunu kaydederek, bu konuda yaptıkları çalışmaları anlattı.
Fiyatı bir buçuk olarak açıkladıklarını, ısponda patatesin fiyatının da yükselmesi gerektiğini belirten Oğuz, Yeşilköy’den sözleşmeyle patates satın alındığını belirtti.
Tarım Bakanı, “İlgisiz ve duyarsız değiliz. İhracat pazarlığı var. Sorunlara çözüm üretmeye çalışıyoruz” şeklinde konuştu.
Arpanın alımı 1.35, yumuşak buğday 1.42, sert buğdayın 1.50 olduğunu kaydeden Oğuz, eldeki arpayı 1.25’ten satmaya devam edeceklerini söyledi. Oğuz, rakamların Bakanlar Kurulu’nda onaylandığını, bugün Resmi Gazetede yayımlanacağını kaydetti.
TÜK’ün ambarlarda sorun yaşanmaması için düzlenme yaptığını kaydeden Tarım Bakanı, “Rekolte beklentinin altında. Geçen yılın altındayız. Beklentimiz olmadı” dedi.