“Evet”, “hayır”, “uğur böceği”, “adam”…
Uzun sorulara verdiği yanıtlar tek kelime ile sınırlı. Az gibi görünse de bu noktaya gelmesi aslında büyük başarı. Muhammed duygularını, rengârenk boyalarıyla anlatıyor. Evinin dört bir köşesinde imzası var. Küçücük ama renklerle büyüttüğü, sınırlarını zorladığı özel bir dünyaya sahip.
Ankara’da yaşayan Muhammed Yalçın, 1988 yılında dünyaya geldi. 3 yaşındayken ateşinin yükselmesi üzerine hastaneye kaldırıldı. Sonraki günlerde yapılan bir dizi tetkikler sonucu ailesi onun zihinsel engeli olduğunu öğrendi.
Eğitim hayatını sürdüremedi, onun yapmak istediği başka bir şeydi ve resim eğitimi almaya başladı. Karakteristik çizgileri ve seçtiği iddialı renklerle kısa sürede öğretmenlerini etkilemeyi başardı. Resim yeteneğini günbegün geliştirdi.
“Engeli” sanat eserleri üretmesine engel değil
İletişim kurmakta güçlük çeken Muhammed, renklerle, çizgilerle, figürlerle anlamlandırdığı dünyasına kısa kelimeler hatta cümleler de eklemeye başladı.
Resimde geliştikçe dağarcığına da yenilerini ekledi. Sosyalleşti ve iletişim kurmaya başladı. Yine de onun tercihi renkler. Cümleleri renklerle, figürlerle daha rahat ifade ediyor. En çokta kendi ifadesiyle “kedi, adam ve uğur böceği” çizmeyi seviyor.
[Fotoğraf: TRT Haber]
Muhammed’e tuvaller yetmiyor
Muhammed’in bu tutkusu nedeniyle ailesi de evlerinde bir atölye odası ayırmaya karar verdi. Ancak Muhammed’e kâğıt ve tuvaller yetmedi. Evinin duvarlarını, merdivenlerini, dış cephesini de boyadı.
Yaklaşık 10 yıldan beri çizmeye, boyamaya devam ediyor. Sadece odası değil tüm evi büyük bir resim atölyesine dönüştürdü.
“Resim yapmadan önce insanlarla iletişim kuramazdı”
Muhammed’in resimle başlayan hikâyesinde kat ettiği mesafe ailesini mutlu ediyor. Babası Hasan Yalçın oğlunun artık iletişim kurabiliyor olmasından dolayı çok mutlu.
“Resim yapmadan önce insanlarla iletişim kuramazdı. İşe başladıktan sonra akşama kadar misafir bekliyor Muhammed. Kartını uzatıyor, eve davet ediyor insanları, gezdirmeye çalışıyor. Muhammed daha önce bu kadar konuşkan değildi. Bu işe başladıktan sonra çok açıldı. Bugün insanları sergide gezdiriyor, insanlara bir şeyler gösteriyor. Sergide insanlar ‘Bu ne?’ diye soruyorlar, ‘kedi, uğur böceği, şapkalı adam’ diyor.”
Dış cephe yıpranınca Muhammed yeniden yapıyor
Muhammed’in 2009’da okula başladığını, 2010’da da mezun olduğunu söylüyor babası. O yıldan beri de evin her bir köşesini boyamakla uğraşıyor.
“İçini dışını boyuyor. Dış cephe biraz yıpranıyor yağmurda, güneşte. Dış cepheyi Muhammed’in üçüncü yapışı. Bir kere yaptı, o zaman az bir şey… Duvarın tamamı bu kadar büyük değildi. O duvarlar yıkıktı hep. Ön cephede biraz daha düzgün olan bir yerimiz vardı, orayı yapmıştı. Orası yıprandıktan sonra Muhammed’in resim yapması için duvara komple sıva attırdım. Kerpiç duvar olduğu için yağmur olduğunda resim yine kabardı. 2010’dan beri emeği var Muhammed’in.’’
[Fotoğraf: TRT Haber]
“Muhammed her şeye değer”
Seyyar satıcılık yapan Hasan Yalçın, oğlunun en büyük destekçisi ve onun her şeyi hak ettiğini düşünüyor.
“Muhammed fazla gezmiyor, insanlarla sohbete giremiyor. İnsanlar sorarsa tek tek cevap veriyor. Muhammed’in zorluğu yok, kimseye yükü yok, bize bir sıkıntısı yok. Sadece işine bakıyor, kimseye kızmaz, sinirlenmez. Kendi başına bir yere gidemiyor. Muhammed’i ben Kırklareli’ne götürdüm, 20 gün çalıştık biz beraber. Oradan 3-4 sefer İstanbul’a götürdüm. Bazı programlar oldu İstanbul’da. Muhammed için kim ne derse ben oraya koştum, hala da koşmaya devam ediyoruz. Muhammed her şeye değer.”
Kurduğu güzel, renkli dünyasında bulduğu her yüzeyi boyamaya devam edecek Muhammed. Yeter ki malzemeleri tamam olsun. O çizdikçe, boyadıkça dünya daha da güzelleşecek.
TRT