Ruhani, başkent Tahran’daki Ekonomi Koordinasyon Merkezi toplantısında, son günlerde kendisine yöneltilen eleştirilerle ilgili değerlendirmede bulundu.
İçerideki tartışmalara ve ihtilaflara siyasi akıl yoluyla engel olunması gerektiğini dile getiren Ruhani, “İran düşmanları, içerideki tartışmalara ve ihtilaflara özel yatırım yaptı. Rejimin ve ülkenin tüm yetkili ve gönüldaşlarını sükuneti korumaya davet ediyorum. Bazı kişilerin hizipçilik ve grupçuluk hissiyle düşmanların kötü emellerinin gerçekleşmesi için uygun siyasi zemin oluşturmasına izin verilmemelidir.” ifadelerini kullandı.
Ruhani, ABD yaptırımlarının ülkenin döviz gelirinin düşmesine yol açtığını hatırlatarak, “Ülkenin döviz geliri 2020 yılında 2010 yıllarındaki gelirle kıyaslanamaz. Yaptırımların başlangıcından bu yana hükümet, uyguladığı programlarla, ABD’nin hedefi olan, ülkenin çöküşünü engellemiştir.” diye konuştu.
Ne olmuştu?
İran Cumhurbaşkanı Ruhani, 14 Ekim Çarşamba günü Bakanlar Kurulu’nda yaptığı konuşmada, Hazreti Hasan’ın Muaviye ile yaptığı barış anlaşmasını örnek göstererek, “Halk barış istiyorsa ben barışı tercih ederim.” demişti.
Meclis Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu Başkanı Mücteba Zünnur ve Ali Hamaney’e bağlı Keyhan gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Hüseyin Şeriatmedari Ruhani’nin bu açıklamasına sert tepki göstermişti.
Zünnur, Ruhani’yi, “ABD ile müzakereleri haklı çıkarmaya çalışmakla” suçlayarak, “Bugün İran halkının çoğunluğu, azledilmenizden ve cezalandırılmanızdan başka bir şeye razı olmayacaktır. Sizin mantığınıza göre, Devrim Rehberi (Hamaney), hakkınızda bin kez idam fermanı vermelidir.” demişti.
Şeriatmedari de Ruhani’yi “halkın sorunlarına çözüm üretmek yerine tarihi gerçekleri çarpıtmakla” suçlamış ve nükleer anlaşmaya işaret ederek, “Ülke için ekonomik refah elde etmenin bir yolu olarak uzlaşma yıkıcı bir hataydı.” ifadelerini kullanmıştı.
TRT