Örgüt ‘bağnaz’ derse, hekim de meslektaşına çekinmeden ‘hurafeci’ der!
Geçen yıl Mart ayında bu pandemi ortaya çıktığında ve bizim doktorlarımız daha hastalığın adını bile yeni duyduklarında, Profesör Doktor Nedim Çakır hoca ile görüşmüştük.
“Hocam, bu covitin dünyada henüz tedavisi yokken, nasıl olur da bizim doktorlarımız çatır çatır insanları tedavi edip taburcu ediyor? ve bu başarılarıyla da övünüyorlar? diye sormuştum. “Doktorların tedavi etmediğini yalnızca hasta olduğu düşünülen kişinin bünyesinin yani metabolizmasının bu taşıdığı düşünülen virüsü yenmesinin SADECE BEKLENDİĞİNİ anlatmıştı.
Fakat duyarlı ve sorumlu bir gazeteci olarak bunları off the record olarak saklamıştım. Yazmamıştım bu bilgileri, sürece olumsuz etki etmesin diye. Hekimler kızmasın diye.
Ama şimdi görüyorum ki, bazı hekimler iyice şımarmış. Meslektaşlarının, düşünce ve ifade özgürlüklerine neşter vurmaya bile yeltenmiş.
E tabi, K. T. Tabipleri Birliği Başkanı, hekimleri bağnazlıkla suçlarsa, olacağı buydu. Bir örgüt bir hekimin ifade özgürlüğüne, ‘bağnazlık’ yakıştırması ile saldırmaya kalkarsa, hekimin de akabinde meslektaşını ‘hurafecilikle’ suçlamasına şaşırmamak gerekir.
Tabipler Birliği Başkanı, Covid-19 hastalığının varlığını, test yöntemlerini ve hekimlerin uyguladığı tedavileri sorgulayarak, akılları bulandıran kişilerin ortaya çıktığını söylemişti. “Söz konusu kişilere bağnaz düşüncelerden uzak durarak, bilim ve insan sağlığına katkı sağlamalarının daha doğru bir yol olduğunu hatırlatmak isteriz” demişti.
Bir hekimler birliğinin, üyelerinin ifade özgürlüklerine saygı duymaması yakışıksız.
Bir örgüt üyesine veya meslektaşına ‘bağnaz düşünceli’ derse, haliyle diğer şımarık bir hekim de kalkar ve diğer bir hekim meslektaşına ‘hurafeci’ yakıştırması yapmaya çalışır.
‘Çamur at izi kalsın’ taktiği!’
Ayıp!
Düşüncen, görüşün, bilgin ve fikrin varsa ortaya koyar tartışırsın. Fikir tartışmaktan acizsen de susar kalırsın.
Meslektaşına, sırf tıbben zararlı olduğunu iddia ettiği pcr testleri ve bunun gibi dayatmalar konusunda inandıklarını halkı ile cesurca paylaştı diye çamur atmaya kalkmazsın!
Tabi biliyoruz ‘hurafe’ teriminin kelime anlamını da, bu yakıştırmayı hangi mantıkla yaptığını da!
Hoş değil. Acaba Tıp- İş bu duruma ne diyor?
Bilmiyoruz. İleriki günlerde sorarız.
Gönül isterdi ki sağlıkçılar medeni bir şekilde, iddia edildiği üzere, PCR testlerinin zararlarını ve faydalarını açık oturumlarda kendilerine yakışır bir şekilde tartışsınlar.
Arzu ederdik ki, bizim hekimlerimiz giydikleri gömleğe yakışır bir medeniyette, aşının faydalarını ve olası zararlarını, varsa risklerini karşılıklı tartışsınlar kamuoyu önünde.
Ve yine isterdik ki, doktorlarımız Covit’in tedavi şeklini, kendi başarı öykülerini, maskenin zararlarını ve de yararlarını kamuoyu önünde bilgilerini ortaya koyarak karşılıklı olarak saygı çerçevesinde tartışsınlar.
Yaftalama, kamuoyunda küçük düşürme, düşüncelerini ve savunduklarını saygısızca ve küstahça yok sayma politikası gütmeden…!
Nasıl ki, maske takmanın ve pcr testlerin zararlarını savunan ülkenin değerli bir hekimi çıkıp kimseyi incitmeden medeni bir şekilde, ülkesinin, halkının, ülkemiz çocuklarının iyiliğini ve sağlığını düşünerek, bilgilerini ve düşüncelerini ortaya koyuyorsa, aynı şekilde.
Farklı görüşleri tartışamayan, tartıştırmayan sizler ilerici; farklı düşünen ve bunu kahramanca çıkıp ifade eden ise ‘gerici’ öyle mi?
Yazıklar olsun daha bir buçuk yıl önce o meslektaşınız, sizin hepiniz için şaha kalkmıştı, hiçbir meslektaşına laf gelmesin diye.