Son yıllarda dünyanın en fazla rağbet gören sağlık turizmi noktalarından biri haline gelen Türkiye, gözünü Afrika gibi gelişmekte olan bölgelere çevirdi.
Avrupa ve ABD ile pek çok alanda aynı kalitede hizmeti daha uygun fiyatlarla hastalara sunan Türk sağlık sektörü, 1 milyona yaklaşan yabancı hasta sayısını artırmak için Afrika ülkelerindeki çalışmalarına hız verdi.
“Uluslararası Organ Nakli Ağı” projesi kapsamında Etiyopya’da bulunan Sağlık Diplomasisi Derneği Başkanı Dr. Ahmet Aksu, Türkiye’nin son yıllarda sağlık turizminde büyük bir atağa kalktığını anlattı.
“Gelir 3 milyar dolara ulaştı”
Türkiye’deki yabancı hasta sayısının 6 yıl önce on binlerle ifade edilirken, şu anda 1 milyonun üzerine çıktığını belirten Aksu, “Sayının bu denli yükselmesi bu sektörün gelirini de etkiliyor. Bu yıl itibarıyla bu alanda gelir 3 milyar dolar seviyesine ulaştı. Bu gelirin daha yükseğe çıkma potansiyeli mevcut” dedi.
Dr. Aksu, Türkiye’nin kıtada Hindistan ve Tayland ile fiyat konusunda rekabet halinde olduğunu hatırlatarak, “Ancak Türkiye gelişmişlik ve kalite konusunda Avrupa ve ABD ile rekabet ediyor. Böbrek, karaciğer ve diğer nakillerde Türkiye, dünyada lider konumunda” diye konuştu.
Vize kolaylığı sağlık turizmini olumlu etkiliyor
Kıtada Türkiye’nin bazı dezavantajlara sahip olduğuna işaret eden Aksu, “Sağlık turizminde Türkiye’yi etkileyen önemli unsurların başında kıtada rekabet ettiği Hindistan, Tayland ve İran’dan daha yüksek fiyatlı olması geliyor. Ancak Türkiye’nin verdiği hizmetin kalitesi tartışılmaz durumda” ifadelerini kullandı.
Dr. Ahmet Aksu, “Sıradan bir turistin Türkiye’ye getireceği döviz ortalama bin dolarken, sağlık talebi ile Türkiye’ye gelen Afrikalı turistin Türkiye’ye getireceğiz döviz ortalama 10 bin dolar seviyesinde” diyerek, sağlık turizminin daha da gelişmesi için sağlık hizmeti talebinde bulunan Afrikalılara vize işlemlerinin kolaylaştırılması gerektiğinin altını çizdi.
“Afrika açılımı sağlık hizmeti talebini görmemizi sağladı”
Care in Turkey firmasının Genel Müdürü Ali Öztürk de sağlık turizminin Türkiye’de güçlenmeye başladığı 2010’lu yıllarda kurulduklarını, ilk çalışmalarını Somali’de başlattıklarını şimdi ise 4 kıtada 25 ülkeye ve 40 bin müşteriye ulaştıklarını anlattı.
Ali Öztürk, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2000’li yıllarda başlattığı Afrika açılımının kendileri için oldukça önemli olduğunu söyleyerek, “Cumhurbaşkanımızın Afrika açılımını başlatması ile Afrika maceramız başlamış oldu. Somali’de ve Sudan’da kurulan Türk hastaneleri, Afrika’da sağlık talebini daha net görmemizi sağladı” ifadelerini kullandı.
Somali’de başlayan Afrika temaslarının Somali, Sudan, Etiyopya, Cezayir, Libya, Fas, Kenya, Çad, Güney Afrika’ya uzandığını belirten Ali Öztürk, en büyük önceliklerinden birinin Afrika pazarı olduğunu vurguladı.
Ali Öztürk, Afrika pazarına girmek isteyen Türk yatırımcılara da seslenerek, “Afrika şartlarına adapte olduktan sonra her ülke mutlaka kazandıracaktır. Afrikalıyı anlayan Afrika’da kazanır” şeklinde konuştu.
“Türkiye’de evimizde gibiydik”
Türkiye’de diş tedavisi olan Etiyopyalı Ebla Abdi Farah ise, “Dişimde yaşadığım sağlık sorunu beni aylarca rahatsız ediyordu. Türkiye’de tedavimi tamamladıktan sonra sorunum çözüldü. Tedavi ve hijyen dünya standartlarını aşmış durumdaydı. Çok uygun bir fiyata tedavimi tamamladım. Türkiye’deyken evimizde gibiydik” yorumunu yaptı.
Dünya Bankasının 2018 yılı verilerine göre Etiyopya, Tanzanya, Sudan, Mısır, Cezayir ve Güney Afrika sağlık harcamalarında Afrika’da önde gelen ülkeler arasında gösteriliyor.
Kaynak: AA