Organizasyonsuzluk, koordinasyonsuzluk, çok başlılık, sonuç; KKTC topraklarında virüsü çoğaltma becerisi…
Dünya yok etmeye, biz burada artırmaya çalışıyoruz sanki. Yapılması gerekenin tam tersinin yapıldığı bir yer…
Eğer şu Almanlarla kısıtlamayı becerebilseydik, dünya literatürüne girerdik.
Kendi elimizle gözümüzü çıkarttık.
Salamis’te çalışanların virüs bulaşması neyse, Riverside’daki durum da aynı. En azından Salamis ders olsaydı da aynı şeyler tekrar edilmeseydi.Yok, herkesin keyfine kalmış.
Denetimsizlik… Otorite boşluğu…
Gereken bilince sahipse, kendini de başkasını da koruyor, ama değilse?
Ayrıcalıklılar ve onların arasından bazılarının sokaklarda gezip ona buna bulaştırdıktan sonra karantinaya alınması;
Eee, bunca insan neden evlerine tıkıldı ki?
Bir yandan Bakan, bir yandan müsteşarı çıkıyor, ‘belediye başkanlarının söylediklerine itibar etmeyin’ diyor. Sonra o iddiaların doğru olduğu ortaya çıkıyor, hooop birkaç gün gecikmeli karantina…
Kurul üstüne kurul, yetkili üstüne yetkili, her bir başka havada. Birbirlerini yalanlıyor, önerilerini reddediyorlar.
Bunları izleyen vatandaş da sosyal medyada birbirine giriyor, bölünüyor, kamplaşıyor…
İnsanlar haksız da değil. Yaşadığımız, sıfır otorite, sıfır güven ortamı.
Başbakan yardımcısı 6 aya kadar devlet kalmayabileceğini söyledikten sonra, daha ne olsun? Ha sahi, bu sözlerin üstüne millicilerden tek ses çıkmamasına da şaştım doğrusu. Yoksa Kıbrıs meselesine buldukları çarenin bir işareti miydi? Memnundurlar da onun için mi sesleri çıkmaz?
Resmen şaka gibi.
Yok, yok cinnet.