Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, ATO Congresium’da düzenlenen “Sıfır Atık ve Belediyeler Kongre ve Ödül Töreni”nde yaptığı konuşmada, Türkiye’nin dünyada her alanda artık en üst ligde yer aldığını ve tüm hazırlıklarını buna göre yapması gerektiğini söyledi.
“Şehirlerde yaşayan insan nüfusu bugüne oranla 2,5 kat artacak”
Dünyanın ve Türkiye’nin nüfusunun hızla şehirleştiğini belirten Kurum, “Önümüzdeki 30-40 yıl içerisinde şehirlerde yaşayan insan nüfusu bugüne oranla 2,5 kat artacak. Dün, 90’ların ortalarına kadar, yerel yönetimler en temel ihtiyaçları karşılayamaz, çöp dağlarını sonlandıramaz durumdaydı. Bugün sıfır atığı, atıktan elektrik üretmeyi konuşuyoruz. Bugün, şehirlerimizde bir yandan tarihi, kültürü, medeniyeti yaşatıyor, diğer yandan çevremizi ve yaban hayatını sonuna kadar koruyoruz.” diye konuştu.
“İlk olarak bakış açımızı değiştirmeliyiz”
Doğayla olan uyum bozuldukça iklim krizinin daha da derinleştiğine dikkati çeken Kurum, bu durumun sonucunda da Kovid-19 türü salgın hastalıkların arttığını dile getirdi. Kurum, “Bu duruma acilen köklü bir çözüm getirmeliyiz. Bunun için de ilk olarak bakış açımızı değiştirmeliyiz. Doğa ile aramızdaki ilişkiyi, tüketen değil, ihtiyaç duyduğu kadarını kullanan, tahrip eden değil, yaşatan olma eksenine çekmemiz gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
Bilim adamlarının, “Çevre kirliliği yüzünden 2050’de okyanuslarda balıktan çok plastik yüzecek” sözünü anımsatan Kurum, sadece bu sözün bile insanları harekete geçirmeye yetmesi gerektiğini söyledi.
“Sıfır Atık, yerli ve milli bilincin yansıması”
Bakan Kurum, yerli ve milli bilincin yansıması olan Sıfır Atık Projesi’yle doğal varlıkları, su kaynaklarını koruduklarını, yeşil alanları artırdıklarını, iklim değişikliğiyle mücadele ettiklerini, millet bahçeleri ve ekolojik koridorlarla Türkiye’yi bir uçtan bir uca yeşil ağlarla ördüklerini aktardı.
Şimdiye kadar 49 bin kurum ve kuruluş binasında sıfır atık sisteminin kurulduğunu söyleyen Kurum, şunları kaydetti:
“Enerjiden tasarruf eden, sıfır atık uyumlu binalarımızla milyarlarca lira tasarruf sağlıyor, çevremizi kirlilikten koruyoruz. Milyonlarca ton atığımızı geri dönüşüme kazandırıyor, yine binlerce ton deniz çöpünü topluyor, bertaraf ediyoruz. Doğanın en büyük kirleticileri olan plastik poşetlerin kullanımını yüzde 80 oranında azalttık. Artık alışverişe bez çantalarla gidiyoruz. Tabi bir de e-atık, dijital atık meselesi var. Ülkemizdeki tüm yazılım, uygulama ve teknoloji yatırımlarının birbiriyle uyumlu olması kritik öneme sahiptir.
Sıfır dijital atık anlayışıyla ülkemizin bir teknoloji ve yazılım çöplüğü olmasına asla izin vermiyoruz, vermeyeceğiz. Sıfır atığı yaygınlaştırmak için 6 milyonu öğrenci olmak üzere 9 milyon vatandaşımız eğitim aldı. Özellikle çocuklarımızın doğayı koruma hassasiyetine şahit olmak bizleri son derece mutlu ediyor. Projenin ülke çapına yayılması ile birlikte halihazırda yüzde 13 olan geri kazanım oranımızı, yüzde 35’e çıkaracağız. 2023 yılına kadar tüm hedeflerimizi gerçekleştirdiğimizde 100 bin kişiye istihdam sağlayacak ve 20 milyar liralık tasarruf elde edeceğiz.”
“Depozito iade sistemi tek bir merkezden yönetilecek”
Türkiye Çevre Ajansının kurulması için Meclise sunulan yasa teklifinin Çevre Komisyonundan geçtiğini anımsatan Kurum, düzenlemenin TBMM Genel Kurulundan da geçerek yasalaşmasını dilediğini belirtti.
Ajansın kurulmasına emeği geçen herkese teşekkür eden Kurum, “Çevre Ajansının kurulmasıyla atık yönetiminin izleme ve denetim faaliyetlerini, depozito iade sistemini tek bir merkezden yönetecek, atık oluşumunun azaltılmasına yönelik çalışmaları etkili bir şekilde sürdüreceğiz. Daha yaşanabilir bir çevre hedefiyle ilk adımını attığımız Çevre Ajansı, şimdiden ülkemiz için milletimiz için hayırlı uğurlu olsun.” diye konuştu.
Belediyelerin Sıfır Atık Projesi’nin başarıya ulaşmasında çok önemli bir role sahip olduğunu belirten Kurum, tüm şehirlerde, ilçelerde sıfır atık uygulamalarının her geçen gün biraz daha yaygınlaştığını, bu yılın sonuna kadar nüfusu 250 binin üzerinde olan 88 büyükşehir ilçe belediyesinin sıfır atık sistemine geçişini tamamlayacağını kaydetti.
Bakan Kurum, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“2022 yılı sonu itibariyle de tüm il ve ilçe belediyelerimiz sıfır atık sistemine geçişlerini tamamlamış olacaklar. Diğer taraftan, belediyelerimizin, sıfır atık daire başkanlıklarını, müdürlüklerini, çevre yönetimi birimlerini kurmaya yönelik çalışmalarını da yakinen takip ediyoruz. Özellikle büyükşehir belediyelerimizin sıfır atık uygulamalarının hayata geçirilmesi hususundaki koordinasyonu sağlamaları çok önemli. Zira bir belediyemizin kendi sınırları içinde gerçekleştirdiği en basit bir geri dönüşüm bile, ülkemizin her yerine nüfuz eden bir temizlik hareketi, güzellik hareketi olmaktadır.
Biz, Bakanlık olarak her zamanki gibi bu güzelliğin, belediyelerimizin başta sıfır atık çalışmaları olmak üzere tüm çevre projelerinin takipçisi ve destekçisiyiz. Bugün belediyelerimizin birbirinden kıymetli çalışmalarının ödüllendirildiği tören için buradayız. 81 ilimizde tüm belediyelerimizle sıfır atık uygulamalarını hayata geçirdiğimizde, sahip olacağımız temiz şehirler ve temiz doğa hepimiz için en büyük ödül olacaktır.”
“Sıfır atık bir zihinsel dönüşüm projesidir”
Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı Fatma Şahin ise törende yaptığı konuşmada, Sıfır Atık Projesi’nin insanların dünyaya olan borcunu ödeme projesi olduğunu belirtti.
Şahin, “Doğa nedir? Doğayı nasıl koruyacağız? sorunun en önemli bakış açısıdır. Sıfır atık bir zihinsel dönüşüm projesidir. Doğa bizim hakimiyetimizde olan bir evren değildir, biz doğanın bir parçasıyız, doğa bizim evimiz. Bu çatı çökerse hepimiz altında kalacağız. Doğa, çevre kirliliği sadece bilim dünyasının üzerinde çalıştığı bir sorun değildir. Biz felsefedir, felsefe hayatın anlamını anlatır. Şairlerin, yazarların ilham kaynağıdır doğa.” ifadelerini kullandı.
Çevre kirliliğini önlemek için yönetmelikler hazırlandığını ve stratejiler belirlendiğini ifade eden Şahin, “Bunun en önemli kısmı uygulama, bir fikrin hayata geçmesi için en önemli olan uygulama.” dedi.
Çevre konusunu, belediye başkanlarını gündemine alması gerektiğini belirten Şahin, Belediyeler Birliği olarak, yeni dönemde belediye başkanlarından bu konudaki fikirlerini proje haline getirmelerini ve bu konu üzerine yarışmalar düzenlenmelerini istedi.
Akıllı şehirler konusuna da değinen Şahin, şöyle konuştu:
“Bana ‘şehir nasıl akıllı olur?’ diye sordular. Dedim ki, eğer bir sorunu çözerken teknoloji aklınıza geliyorsa şehri akıllandırmışsınızdır. Toplu taşıma şu anda büyükşehirlerin en büyük görevi. Şüpheli ve temaslı olan, pozitif olan hastaların bu taşımaya girmemesi gerekiyor. Tam akıllı şehirler olmanın bir gereği olarak biz 2017’de akıllı ulaşımın tüm yazılımını ve donanımını oluşturmuştuk ve şu anda Sağlık Bakanlığımızla yaptığımız koordinasyonla şüpheli ve temaslı evde değilse toplu taşımaya binmeye çalışıyorsa bunu hemen tespit ediyoruz. Bu tür çalışmaları çoğaltmamız ve bu musibetten bir an önce kurtulmamız gerekiyor.”
“Belediyelerimizi teşvik edici pek çok yarışmalar düzelendi”
Cumhurbaşkanlığı Yerel Yönetim Politikaları Kurulu Başkan Vekili Şükrü Karatepe de Çevre ve Şehircilik Bakanlığını Sıfır Atık Yönetmeliğini hazırladığını ve yönetmeliğe göre yapılması gerekenleri belirlediğini söyledi.
Belediyeler Birliğinin de belediyeleri sıfır atık konusunda teşvik ettiğini belirten Karatepe, “Salgın döneminde biz de Cumhurbaşkanlığı Yerel Yönetim Politikaları Kurulu olarak faaliyetlerimizi Belediyeler Birliğiyle beraber yürütüyoruz. Belediyelerimizi bu alanda teşvik edici pek çok yarışmalar düzelendi. İnsanımız belediyelerimiz çok heyecanlı bu konuda çok güzel projeler geldi. Katılan projeleri seçmekte zorlandık.” dedi.
Karatepe, sıfır atık konusunda yarışmaların devam edeceğini söyledi.
Gagauz Özerk Yeri Başkanı Irina Vlah ise programa katılmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, iki ülke arasındaki dostluğun önemine dikkati çekti.
Vlah, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kendilerine her zaman destek verdiğini belirterek, Erdoğan’ın halkını bırakmadığı için gurur duyduğunu ifade etti.
TRT