Sigara içenler dikkat !

Sigara içenler dikkat !

Koronavirüsün yol açtığı Covid-19 enfeksiyonunun bağımlı bireyleri çok daha fazla etkilediğini vurgulayan uzmanlar, bağımlı olmanın bu hastalığa karşı büyük bir yatkınlık ortaya çıkardığına dikkat çekiyor. Özellikle sigara bağımlılarının 14 kat daha fazla risk taşıdığının altını çiziyor. Uzmanlara göre madde kullanımı ise bağışıklık sistemini bozuyor, akciğer yapısını da bozarak virüsün çabuk yayılmasına sebep oluyor. Uzmanlar, alkol stokçuluğuna karşı da uyarıyor

Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Onur Noyan, küresel bir salgın haline gelen Covid 19 nedeniyle yaşanan sosyal izolasyon ve evlere kapanma döneminde bağımlı bireylerin göz ardı edilmemesi gerektiğine dikkat çekti.

Bu dönemde bağımlıların risk altında olduğunu, bu süreçten daha çok etkilenebileceğini ve tedavi süreçlerinin aksatılmaması gerektiğini belirten Doç. Dr. Onur Noyan, özellikle sigara bağımlıları için uyarılarda bulundu:
“Covid-19 ile bağımlılık arasındaki ilişki birkaç yönden çok önemli. Bağımlı olan bireyler kullanmış oldukları maddeye özgü olarak bu virüse karşı daha hassaslar. Enfeksiyonu daha çabuk kapabilirler. Eğer enfeksiyon kaparlarsa daha şiddetli bir hastalık geçirebilirler. Ve eğer hasta olurlarsa tedaviye karşı vermiş oldukları cevap da çok daha yavaş ve çok daha zorlu olacaktır. Bu bağlamda bağımlı olmak, bu hastalığa karşı büyük bir yatkınlık ortaya çıkarıyor diyebiliriz. Sigara bağımlıları 14 kat daha fazla risk taşıyor. Madde kullanımı ise bağışıklık sistemini bozuyor, akciğer yapısını da bozarak virüsün çabuk yayılmasına sebep oluyor.”

Sosyal izolasyon ve eve kapanma döneminde bireylerde olumsuz duyguların ortaya çıkabileceğini belirten Doç. Dr. Onur Noyan, “Bu olumsuz duygularla baş edebilmek için alkol, sigara ve madde kullanımı biraz daha önemli. Sosyal izolasyon döneminde bağımlılık çok üzerinde durulmayan bir konu olsa da bu dönemde bağımlılık davranışının çok daha fazla olabileceğini söyleyebiliriz” uyarısında bulunuyor.

Bağımlılık hastalarının içinde bulunduğumuz sosyal izolasyon dönemini bağımlılıklarından kurtulmak için değerlendirilebileceğini ifade eden Doç. Dr. Onur Noyan, şunları söyledi:

“Eğer kişi altta yatan olumsuz duyguları fark edip bunlardan kurtulmak için alkol, sigara ve madde kullanmak gibi bir seçeneğe odaklanmıyorsa bu süreç bütün maddeleri hayatımızdan çıkarmak için çok güzel bir fırsat sunuyor. Çünkü evde kaldığımız dönemde ister istemez dışarı çıkmama gibi bazı kısıtlılıklar var. Sosyal ortamda alkol, sigara kullanan kişilerle birlikte olma veya onlara rastlama imkânı çok daha düşük. Bu kapsamda alkol, sigara veya madde kullanan bir kişi başkasından görüp kendi isteğinin en azından çok fazla artmasını engellemiş olacak. Daha izole yaşadığı için. Çünkü çevresinde içen kimse yoksa daha az istek yaşayacak. Bırakma konusunda istekliyse bu sayede çok daha iyi bir noktaya gelebilir.

Burada şu önemli; kişiler kullanmış oldukları maddeleri birden bire hızlı bir şekilde hayatlarından çıkartmaktansa bunu kontrollü olarak, doktor kontrolünde ilaçlarla yapmalılar. Çünkü örneğin uzun zamandır alkol kullanan biri, bu izolasyon döneminde birden bire bu alkolü bırakırsa çok ciddi nörolojik yan etkileri ortaya çıkabilir. Ya da yoğun madde kullanımı olan bir kişi aniden kullanmış olduğu maddeyi tedavi olmadan bırakırsa çok ciddi durum dalgalanmaları, yoksunluk belirtileri ve buna bağlı fiziksel bedensel belirtiler ortaya çıkartarak çok daha sıkıntılı bir süreç yaşayabilir. Bundan dolayı bırakma süreci, mutlaka doktor kontrolünde testler ve değerlendirmeler sonunda ilaç desteği ile olmalıdır.”

Bağımlılık tedavisi görenlerin bu süreçte tedavilerini aksatmaması gerektiğini kaydeden Doç. Dr. Onur Noyan, “Eğer tedaviye yeni başlayacaklarsa uzman kişi ile yüz yüze görüşmekte fayda var. Daha önce doktorla görüşüp tedavi planı yapılan takipli bireylerse, teleterapi dediğimiz online görüşme yöntemleriyle de doktorlarına, psikologlarına ulaşarak tedavilerini sürdürebilirler. Bu bağlamda mutlaka ve mutlaka doktor kontrolünde ilaç kullanmaları gerekir” uyarısında bulundu.

Eğer daha önce planlanmış bir tedavileri varsa ve belli bir aşama almışlarsa online terapi ile bu sürece devam etmelerinin önemini vurgulayan Noyan, “Online terapi gerçekten çok fayda sağlıyor. Kişinin gün içinde yaşadığı olumsuz duygular fazlaysa ve bu duygularla baş etmek için alkol, madde ya da sigarayı kullanıyorsa bağımlılık daha da ilerleyebilir. Ama kişi bu olumsuz duyguları fark edip bu olumsuz duygularla baş etmek için kendince başka yöntemler uyguluyorsa terapi, ilaç aile bireyleriyle aktiviteler olabilir, bir şekilde bu olumsuz duyguları bastırıyorsa ortaya çıkan alkol madde kullanımı isteğini online terapilerle birlikte daha kontrol altına alabilir. İstekle baş etmek gerçekten çok zor bir durum ama terapi ile birlikte istekle baş etmek çok daha başarılı bir hale geliyor. Çünkü istek dediğimiz bir dalga gibidir, okyanusta büyük bir dalga. Bir dalga gelir şiddetlenir ve bir süre sonra bu dalga geçer. Önemli olan bu dalganın en yoğun olduğu noktadayken hayal kırıklığı ve umutsuzluğa kapılıp kişinin ‘eyvah ben bununla baş edemiyorum’ diyerek alkol ya da madde kullanmasıdır. Bu süreci nasıl yöneteceğini öğrenirse ortaya çıkan bu olumsuz durumun kendisine müdahaleleriyle daha az şiddetle yaşayacağını bilirse bu süreci alkol ya da madde kullanmadan geçirecektir. Yani terapide riskli durumların neler olduğu, nasıl baş edileceği, bu süreçte karşısına ne gibi olumsuz durumlar çıkabileceğine yönelik kişide bir iç görü ve farkındalık sahibi olması sağlanmaktadır.

Terapilerde ayrıca istek geldiğinde ne yapması gerektiği ile ilgili acil durum planları ortaya çıkartılabilir. Bazen bu planlar liste halinde kişinin elinde durur, kişi bu listedeki aşamaları sırayla gerçekleştirip ve isteğinin ne noktaya geldiğini kendisi de bir süre sonra görür. Bu nedenle terapi desteği çok önemlidir” dedi.

Bağımlı bireylerin ailelerine bu izolasyon dönemiyle ilgili önerilerde bulunan Doç. Dr. Onur Noyan, “Bağımlı bireylerle birlikte yaşamak çok zor olabilir. Çünkü alkol kullanılan mekânlar kapandı. Alkol bağımlısı bireyler evde daha fazla içki tüketir hale geldiler. Yaşadığımız sürece dikkat edersek sokağa çıkmanın kısıtlandığı ilk dönemde bazı bireyler ‘eyvah şimdi ben alkolsüz ne yapacağım’ diye düşünüp evde alkol stoklamaya başladı. Evde çok fazla miktarda bulunan alkol, kişinin kendi alkol kullanımını daha kontrolsüz bir şekilde ilerlemesine sebep oldu. Dışarıda tüketmediği evde aile bireyleriyle birlikteyken içtiği için maalesef bu sebeple aile içi şiddet olaylarına rastlamaya başladık. Aile bireyleri, öncelikle kişinin kullandığı madde ile olan ilişkisini iyi bir şekilde gözlemlemeleri gerekiyor. Kendi gözlemlerini madde kullanan kişi ile paylaşmaları ve bir tıbbi desteği mutlaka almaları gerekiyor. Bu dönemde doktora gitmeden maddeyi ya da alkolü bırakın demek gerçekten çok riskli. Mutlaka doktor kontrolünde olmalı. Bağımlı bireyler bu sosyal izolasyon dönemini bağımlılıklarını bırakmak için kendi lehine çevireceği bir süreç olarak değerlendirilmeli. Burada bireyin olduğu kadar ailenin de çok ciddi katkı sağlaması gerekiyor” dedi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir