Yarın ülkede 14 milyondan fazla seçmen, “Yeni bir anayasa istiyor musunuz?” ve “Yeni anayasayı hangi heyet yazmalı; Karma Anayasa Kurulu veya Anayasa Kurulu” sorularına yanıt verecek.
Katılım zorunlu tutulmayan referandumdan, anayasanın yeniden yazılmasına onay çıkması durumunda, Şili, 1990’a kadar süren Pinochet rejiminin ardından ilk kez demokratik bir yönetimde yazılmış anayasaya sahip olma fırsatını yakalayacak.
Halk, bu referandumda yalnızca mevcut anayasanın yeniden yazılması için değil, anayasayı yazacak heyetin belirlenmesi için de oy kullanacak.
Buna göre, yeni anayasanın yazılması için referandumdan Anayasa Kurulu çıkması durumunda, 11 Nisan 2021’de düzenlenecek yerel seçimlerinde, yeni anayasayı yazmak için 155 kişilik bir grup halkın oyuyla seçilecek.
Halkın, yeni anayasayı yazma görevini Karma Anayasa Kurulu’na vermesi durumunda ise 172 kişiden oluşan kurulda 86 kişi parlamenterlerden, 86 kişi ise halkın oyuyla seçilen kişilerden oluşacak.
Referandum sonucuna bağlı oluşacak kurulda, kadın-erkek sayısı eşit tutulacak ve kurulda yerli halkların temsilcileri de yer alacak.
Seçilen heyetin, yeni anayasayı yazmak için 9 ay süresi olacak ve bu süre 3 ay daha uzatılabilecek.
Heyetin, yeni anayasayı hükümete sunmasının ardından, ülkede katılımı zorunlu olan, taslağın yürürlüğe girmesinin onaylanması veya reddedilmesi için yeni bir referandum düzenlenecek.
Ayrıca, yeni tip koronavirüs (COVID-19) salgını nedeniyle oy kullanma işlemi sırasında yığılmaların önüne geçilmek için, oy kullanma merkezlerinin sayısı artırılacak ve 60 yaşının üzerindekiler belirli saatlerde oy kullanacak.
COVID-19 testi pozitif çıkan ve karantinada bulunan kişiler ise referandumda oy kullanamayacak.
“Diktatörlük rejiminin mirası” 1980 anayasası
Şili’de Ekim 2019’da başlayıp 5 aydan fazla süren, yağma ve şiddet olaylarına neden olan “sosyal patlama” adı verilen hükümet karşıtı gösterilerde, anayasanın yeniden yazılması protestocuların başlıca isteklerinden biriydi.
Diktatör Pinochet döneminde yazılan Şili anayasası, halkın bir kısmına göre, “diktatörlük rejiminin mirası” ve “eşitsizliğin temel kaynağı” olarak değerlendiriliyor.
Aynı şeklide Pinochet eliyle yapılan özelleştirmeler ve özelleştirme teşvikleri nedeniyle, yeterli sağlık, eğitim ve emeklilik gibi kamu hizmetlerini garantilemeyen bir ekonomik sistemi koruduğu düşünülüyor.
Örneğin, uzmanlar, anayasanın 19. maddesinde, sağlık ve eğitim haklarının korunduğunun belirtilmesine rağmen, özel sektör ile kamu arasındaki hizmet kalitesinin arasında büyük fark olmasının toplum içinde eşitsizliğin artmasına sebep olduğunu belirtiyor.
Kamu hizmetlerindeki kalitenin düşüklüğü sebebiyle toplumun refah seviyesi yüksek kısmının sağlık ve eğitim gibi alanlarda iyi hizmet almak için özel sektöre yönelmesi, özel sektör hizmetini maddi olarak karşılayamayan kısmının dezavantajlı duruma düşmesine neden oluyor.
1980 yılında yazılan ve birçok kez değiştirilmiş olmasına rağmen neoliberal kökünü koruyan anayasayı ülkenin eski Devlet Başkanı Michel Bachelet 2014’ten 2018’e kadar olan ikinci döneminde değiştirmeye çalışsa da başarılı olamamıştı.
Pasif gösterilerden anayasa değişikliği referandumuna giden süreç
Güney Amerika ülkesi Şili’de gösteriler, başkent Santiago’da günde 3 milyondan fazla kişinin kullandığı metro ücretlerine 6 Ekim 2019’da yapılan 30 pesoluk zamla öğrencilerin ücret ödememek için turnikeden atlama şeklinde başlattığı pasif gösterilerle başladı.
Güvenlik kuvvetlerinin, eylemcilere sert müdahalesinin ardından 18 Ekim 2019’da şiddetlenen gösteriler, ülke çapında yayılarak çeşitli yağma ve şiddet olaylarına dönüştü.
Mart ayına kadar yoğun bir şekilde devam eden protestolarda yeni anayasa ve sosyal haklar talep eden göstericiler, “30 peso için değil, 30 yıl için” sloganları attı.
Ülkede “sosyal patlama” olarak adlandırılan gösterilerde 30’dan fazla kişi hayatını kaybetti, yaklaşık 4 bin kişi yaralandı ve ortalama 10 bin kişi de gözaltına alındı.
Yağmalama ve kundaklama olaylarının yaşandığı protestolar nedeniyle, ülkede 3 bölge ile 11 şehirde güvenliğin orduya bırakılmasını kapsayan “acil durum” ve “sokağa çıkma yasağı” ilan edildi.
Şili Devlet Başkanı Sebastian Pinera, halkın ekonomik sorunlarını anlayamadığı için özür dileyip, bir dizi ekonomik yardım paketini hayata geçirdi. Kabinesinde köklü değişikliklere giden Pinera, 8 bakanı değiştirmesine rağmen gösteriler durmadı.
Mart ayında COVID-19 salgınının ardından durulan gösterilerin 1. yıl dönümü 18 Ekim 2020’de, salgına rağmen binlerce kişi sokak gösterileri düzenledi. Bu gösterilerde 1 kişi hayatını kaybetti, 580 kişi gözaltına alındı, birçok yağma ve kundaklama hadisesi yaşandı.
TRT