Sosyal medyada “like”ların sonunu “akıl sağlığı” araştırmaları mı getiriyor?

Sosyal medyada “like”ların sonunu “akıl sağlığı” araştırmaları mı getiriyor?

Instagram, Facebook, Twitter, YouTube…

Hepimizin hayatında çok büyük bir alan kaplayan sosyal medya sitelerinden bazıları…

We Are Social ve Hootsuite’in birlikte yayımladığı “Digital in 2019” raporuna göre, dünya nüfusunun yüzde 45’i sosyal medya kullanıcısı.

Türkiye’de de her 10 kişiden 8’inin bir sosyal medya hesabı var ve bu kişiler, günde ortalama 4 saatini burada geçiriyor.

Haliyle bu sosyal medya kullanımının akıl ve beden sağlığı üzerinde de bazı etkileri oluyor.

“Like”ın sonu geliyor mu?

Popüler sosyal medya platformlarında vakit geçirenlerin hatırı sayılır bir kısmının “like” yani beğeni kaygısı var.

(Fotoğraf: Getty)

Bu kaygının ulaştığı boyut, sosyal medya devlerini bazı kararlar almaya itti.

Örneğin sosyal medya sitesi Facebook, gönderilerdeki beğeni (like) sayılarını gizlemek için testler başlattı.

Facebook’un 2012’de satın alarak bünyesine kattığı popüler sosyal medya ağı Instagram da 7 ülkede bu tür deneyler yapıyor.

Test versiyonunda kullanıcılar, paylaştıkları fotoğrafların kaç kişi tarafından beğenildiğini görebilirken, başkalarının paylaştığı fotoğrafların beğeni rakamlarını göremiyor.

(Fotoğraf: Getty)

Peki bunun sebebi ne?

Instagram söz konusu denemeyi, “beğeni sayılarının, insanların kendilerini başkalarıyla kıyaslayarak kötü hissetmelerine yol açtığı ve bu durumun başta genç yaştakiler olmak üzere kullanıcıların ruh sağlığını olumsuz etkilediği” eleştirileri üzerine başlattı.

Son araştırmalar da öyle gösteriyor ki; kalıcı rekabet ve sosyal baskı riskini azaltmak, en önemli faktörler.

Zira bu karar, gençlerin akıl sağlığı için özellikle faydalı olabilir.

(Fotoğraf: Getty)

En kötü etkileyen: Instagram

İngiltere’deki Royal Society for Public Health (RSPH) adlı topluluk da 2017’nin mayıs ayında hazırladığı raporda bu soruya yanıt aradı.

İngiltere’de 14-24 yaşları arasındaki bin 479 gençle yapılan ankette kaygı, depresyon, yalnızlık, öz saygı, taciz, kendini ifade etme fırsatı gibi 14 faktör göz önünde bulunduruldu.

Ve 5 sosyal ağ, akıl ve ruh sağlığı üzerindeki etkilerine göre sıralandı.

Buna göre, fotoğraf ve video paylaşılan, canlı yayınlar yapılan Instagram, gençlerin psikolojisi üzerinde en olumsuz etkiye sahip sosyal medya platformu.

Video paylaşım sitesi YouTube ise, bu alandaki en pozitif ağ. RSPH araştırmasında da “net olumlu” etkiye sahip olduğu düşünülen tek platform kabul ediliyor.

(Fotoğraf: Getty)

YouTube’u Twitter, Facebook ve Snapchat takip ediyor.

“Anksiyete ve depresyon son 25 yılda % 70 arttı”

RSPH’nin diğer bazı verileri de çarpıcı.

Buna göre, 

– 16-24 yaş grubundakiler interneti, sosyal ağlar için kullanıyor.

– Anksiyete ve depresyon oranları da son 25 yılda yüzde 70 arttı.

– Ve sosyal medya, artmış anksiyete, depresyon ve kötü uyku oranlarıyla doğrudan bağlantılı.

Kaynak: We Are Social, Royal Society for Public Health

Grafik: Şeyma Özkaynak

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir