NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, 6-7 Mayıs tarihlerinde Türkiye’ye gerçekleştireceği ziyaret öncesinde Brüksel’de gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Türkiye’nin Akdeniz Diyaloğunun 25’inci yıl dönümü vesilesiyle Kuzey Atlantik Konseyinin özel bir toplantısına ev sahipliği yapmasından memnuniyet duyduğunu ifade eden Stoltenberg, S-400 hava savunma sistemi tedariki, Türkiye-ABD ilişkileri, NATO’nun Türkiye’ye katkısı ve ittifakın geleceğine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
“NATO müttefikleri Türkiye ile dayanışma içindedir”
NATO müttefiklerinin Türkiye ile dayanışma içerisinde olduğunu belirten Stoltenberg şunları söyledi:
“Önemli ve çok değerli bir NATO müttefiki olan Türkiye’yi tekrar ziyaret etmekten büyük memnuniyet duyuyorum. Türkiye’ye, Akdeniz Diyaloğunun 7 ortak ülkesiyle birlikte NATO’nun en üst düzey karar alma organı olan Kuzey Atlantik Konseyinin özel bir toplantısına ev sahipliği yapacağı için teşekkür ediyorum. Bu yıl, NATO’nun emsalsiz bir ortaklık ağı olarak müşterek bir anlayış ve iş birliğini güçlendiren Akdeniz Diyaloğunun 25’inci yıl dönümünü kutluyoruz.
Bu önemli toplantının yanı sıra Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’yla görüşmeler gerçekleştireceğim. Kendileriyle düzenli olarak temas halindeyim ve bu ziyaret vesilesiyle de bölgedeki güvenlik durumunu ve Türkiye’nin NATO’ya yaptığı önemli katkıları yüz yüze görüşme fırsatımız olacağı için memnuniyet duyuyorum.
Bu çerçevede, Türk halkına temel mesajım şudur; zorlu güvenlik sınamaları ile karşı karşıya kalınan bu dönemde NATO, müttefikleri Türkiye ile dayanışma içindedir. Türkiye de NATO’ya önemli katkılar sağlamaya devam etmektedir.”
“Silah tedarikine ilişkin kararlar ülkelerin almaları gereken ulusal kararlardır”
Türkiye’nin S-400 hava savunma sistemi satın alma kararının ABD ile tartışma yarattığını vurgulayan Stoltenberg, önemli olan iki ülke arasındaki diyalog olduğuna işaret etti:
“Türkiye’nin ABD’den muhtemel Patriot füze sistemi tedarikine ilişkin görüşmeleri memnuniyetle karşılıyor ve teşvik ediyorum. Aynı şekilde Türkiye, Fransa ve İtalya arasında uzun menzilli hava ve füze savunma sistemlerinin tanımlanması ve geliştirilmesine ilişkin çabalardan da memnuniyet duyuyorum. Bu süreç hem bazı kilit müttefiklerin katılımını içermesi hem de müttefiklerin birlikte çalışabilme kabiliyeti olan teçhizat satın almasını sağlaması bakımından NATO için önem taşımaktadır.
Askeri teçhizat tedariki konusu, ülkelerin ulusal kararı niteliğindedir ancak az önce de belirttiğim gibi, müttefik silahlı kuvvetlerinin birlikte çalışabilirliği NATO için operasyon ve misyonların yürütülmesi bakımından temel bir husustur.
NATO müttefiklerinin 2013’ten bu yana Türkiye’nin hava savunma sistemlerini takviye ettiğini de göz ardı etmemeliyiz. İspanya ve İtalya’nın füze bataryaları Türkiye’nin güney sınırlarının yakınlarında konuşlandırılmış bulunuyor. (İspanyol) Patriot ve (İtalyan) SAMP-T sistemleri, Türkiye’yi Suriye sınırından gelen füze tehdidine karşı korumaya yardımcı oluyor. NATO müttefiklerinin taahhütlerini sürdürdüğü bu misyon çok önemli.”
“NATO, Türkiye’nin savunmasına olan taahhüdünü sürdürmektedir”
NATO ile Türkiye arasındaki ilişkiye de değinen NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, şu ifadeleri kullandı:
“Türkiye zorlu güvenlik sınamalarından geçerken, NATO müttefikleri sizinle dayanışma içinde olmaya devam etmektedir. NATO, Türkiye’yi hava ve füze savunma sistemleriyle korumanın yanı sıra Türk topraklarının üzerinde erken uyarı ve gözlem uçaklarıyla (AWACS) güçlendirilmiş devriye uçuşları da yapmaktadır.
AWACS’lar olası hava sahası ihlallerini denetleyerek ve izleyerek, Türkiye’nin hava sahasını koruma çalışmalarını destekliyor.
Tüm NATO üyeleri DEAŞ karşıtı uluslararası koalisyona üye olup, birlikte çalışarak bu terör örgütünün kontrolü altındaki tüm toprakları özgürlüğe kavuşturduk.
NATO’nun Irak’taki yeni eğitim misyonu da bölgede istikrara katkıda bulunuyor. Diğer taraftan geçen ay Washington’da düzenlenen Dışişleri Bakanları Toplantısı’nda Karadeniz bölgesinin güvenliğini artırmak için atılabilecek bazı adımlar konusunda anlaştık. Tüm bunlar NATO’nun Türkiye’nin savunmasına olan taahhüdünü göstermektedir.
Irak ve Suriye ile sınırdaş olan Türkiye, Orta Doğu’da yaşanan mevcut şiddet ve çalkantının etkilerini en fazla hisseden müttefiktir. Ülkeniz aynı zamanda bir dizi korkunç terör saldırısına da maruz kaldı. Tüm NATO müttefikleri, terörizmin her türüyle kararlı bir şekilde mücadele etme konusunda birlik ve dayanışma içinde hareket ediyor.”