Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı ve Kurban Bayramı dolayısıyla mesaj yayımladı.
Tatar, mesajında 20 Temmuz 1974 Barış Harekatı’nın 47. Yıldönümünün büyük bir coşku ve heyecanla kutlandığına işaret etti, mübarek Kurban Bayramı’nın idrak edileceğini ifade etti.
“Bugün kendi devletimizin çatısı altında, kendi vatanımızda özgür ve korkusuzca yaşıyorsak, bunu aziz şehitlerimize, Mücahit ile Mehmetçiklerimize borçluyuz” diyen Tatar, Anavatan-Yavruvatan birliktelik, bütünlük ve dayanışmasını anlamlı bir mesaj olarak, en güçlü şekilde dünyaya duyururken, bu mesajın çok iyi algılanması gerektiğini vurguladı.
Tatar, 50 yılı aşkın bir süre Kıbrıs Türk tarafını müzakere masasında ‘federasyon masalıyla’ avutanlar, zamana oynayanlar ve BM ile AB tarafından şımartılanlar bilsinler ki, bu tür aldatmacalara ne Kıbrıs Türk halkının tahammülü vardır, ne de büyük Türk milletinin! Kıbrıs’ta olduğu gibi, bölgede de barış, huzur ve istikrara giden yol, Türkiye’nin de tam destek verdiği egemen eşitlik temelinde iki ayrı devlet tezinden geçmektedir.
Federasyon diye diye bir 60 yılı daha heba edecek lüksümüz yoktur. Kıbrıs’taki gerçekleri bilip de hala kabullenmek istemeyenler, BM ve özellikle Kıbrıs sorunu çözüme kavuşmadan Rum tarafını, Annan Planı’na rağmen haksız bir şekilde üyelikle ödüllendiren Avrupa Birliği daha fazla yanlışta ısrar etmemelidir.
Esas amaçları, Kıbrıs Türk halkını federasyon aldatmacasıyla çoğunluğun egemen olacağı bir yönetime yamalamak ve zaman içinde eritmektir. Bu nedenle yıllar sonra yeniden federasyon sevdasına kapıldıklarını görüyoruz. Bize göre bu timsah gözyaşlarından farksızdır” dedi.
Avrupa Birliği’nin Rum- Yunan ikilisinin tüm isteklerine boyun eğdiğine Kıbrıs Türklerini amborgolarla cezalandırdığına işaret eden Tatar, “‘Mavi Vatan’ olarak bildiğimiz karasularımızda Kıbrıslı Türklerin haklarını yok sayanlara, KKTC’yi dışlama siyasetini sürdürenlere karşı da Avrupa Birliği’nin gerekli uyarılarda bulunmasını bekliyoruz” ifadelerini kullandı.
“Kabul edilse de edilmese de KKTC bölgede bir varlıktır, egemen, özgür, yerleşmiş demokratik kurumlarıyla bir devlettir” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, Anavatan Türkiye’nin kendi hak ve çıkarları yanında, KKTC’nin de hak, alaka ve menfaatlerini korumakta kararlı olduğunun altını çizdi.
Tatar, Doğu Akdeniz, ne Rum-Yunan ikilisinindir ne de kendilerini frenlemeyen Avrupa Birliği’nin! Kıbrıslı Türkler olarak, anavatan Türkiye’nin destek ve himayelerinde 1571’den beri bu topraklarda varlığımızı sürdürüyoruz. Bundan böyle de Garantör ülke anavatan Türkiye’nin güvencesinde ve her bakımdan desteğiyle sürdürmeye devam edeceğiz. Müzakere masasında yarım yüzyılı aşkın bir süre ‘federasyon’ şarkısıyla bizi oyaladılar, zamana oynadılar. Yeterince avutulduk, ama artık yağma yok!
Türkiye ile birlikte, ortaklaşa geliştirdiğimiz tez egemen eşitlik temelinde iki devletin varlığı ve işbirliğini öngörmektedir. Ada’da ve bölgede sürdürülebilir barış, huzur ve istikrarın yol haritası budur” dedi.
Tatar, Türkiye ile ilişkilerimizi ‘olması gereken noktaya’ taşıyabilmişsek, Kıbrıs Türk halkı olarak bundan mutluluk duyarız. Bu çifte bayram gününde bizleri onurlandıran Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere katkı koyanlara, hizmeti geçenlere Kıbrıs Türk halkı adına canı gönülden teşekkürü bir borç biliriz” ifadelerini kullandı.
Barış Harekâtı ile Kıbrıs adasında barış, istikrar ve iş birliği ortamı yaratıldığını vurgulayan Tatar, tüm yaşananlara rağmen tarihi gerçekleri çarpıtmaya çalışanların yanlışlarında ısrar ettiklerini kaydetti.
Bugün, bir takım sorunlarımız ve sıkıntılarımız olabilir. Hepimize düşen görev, devletimizi yaşatmak ve daha da güçlendirmek için elbirliğiyle çalışmak ve anavatan Türkiye’ye daha sıkı sarılmaktır. Devletimizin değerini bilmeli, onu korumalıyız. Bu, şehitlerimize ve gelecek nesillere olan borcumuzdur. Devleti ve egemenliği olmayan halkların, diğer halkların kölesi olduğu unutulmamalıdır” şeklinde konuştu.
Rum tarafının ucu açık müzakerelerle Kıbrıs Türkünü müzakere masalarında esir almasına tahammülün halmadığını de belirten Tatar, mesajına şöyle devam etti:
‘Yeni vizyonumuzla ortaya koyduğumuz yeni çözüm modelinin hem adada kalıcı bir uzlaşıyı tesis edeceği hem de kırılgan bir seyir içinde olan bölgemizin barış ve istikrarına katkıda bulunacağı aşikardır. Bu önemli unsurları Rum muhataplarımıza uzlaşı ve diplomasi kapısını açık tutarak anlatmamıza rağmen, provokatif ve tahrik içeren tek yanlı eylemlerine devam etmeyi tercih etmişlerdir. Sizlerin huzurunda Rum muhataplarımıza bu vesile ile uzlaşı çağrımızı yinelemek istiyorum. Gelinen noktada Kıbrıs Türk Halkının verilebilecek herhangi bir söze karnı toktur. Eğer adil ve kalıcı bir uzlaşıya taraf olduklarını ifade eden başta AB olmak üzere ilgili uluslararası toplum samimiyse, Kıbrıs’ta iki taraf arasında denkliği sağlayacak politikalar üretmelerine ihtiyaç vardır. Biz müzakere yolu ile adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir anlaşmadan yanayız. Bunun için mevcut 2 devletin egemen eşitliği ve eşit uluslararası statüsünün kabul edilmesi gerekmektedir. Rum- Yunan ikilisi ile destekçilerinin tüm baskılarına rağmen, egemen eşit iki devletin varlığına ve işbirliğine dayalı çözüm önerimizi Cenevre’de masaya koyduk. Bu çözüm önerimizden vazgeçecek veya geri adım atacak değiliz. Federasyon çözüm modelinin Rum tarafının bağnazlığı karşısında Kıbrıs Türk halkının meşru hak, çıkar ve hatta varlığını koruyabilecek bir model olmadığı gün gibi aşikardır. Ne 1974 öncesine döneceğiz, ne de Rum’un azınlığı olacağız. Anavatan Türkiye ile belirlediğimiz yolda yürümeye devam edeceğiz. Halkımız müsterih olsun. Cumhurbaşkanı Tatar mesajını şu ifadelerle tamamladı; ’20 Temmuz bizim kurtuluş günümüzdür. 20 Temmuz varoluş mücadelemizin taçlandığı ve acılarımızın dindiği gündür. 20 Temmuz Anavatanımızla yeniden kavuştuğumuz gündür. 20 Temmuz kendi sınırlarımızda, kendi yönetimimize ve en önemlisi egemenliğimize kavuştuğumuz gündür. ilgili çevrelere net mesajımız şudur: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti en az Kıbrıs Rum Devleti kadar egemen ve meşrudur. İşte bu gerçeklik temelinde hayata geçirilecek işbirliği, yarım asırdır devam eden Kıbrıs meselesini çözecek, adamıza ve bölgemize barış, refah ve istikrarı getirecektir. Bu duygu ve düşüncelerle, 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramımızı ve mübarek Kurban Bayramı’mız kutlar, sevgi ve saygılarımı sunarım.’