Başbakan Ersin Tatar, hükümetin büyük önem verdiği ve Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’na gelen “Bilişim Suçları Yasa Tasarısı”nın yasalaşmasından dolayı bir açıklama yaptı.
Yasada, bundan sonraki süreçte bilişim suçu işleyenlerin cezasız kalmayacağına dikkati çeken Başbakan Tatar, yaklaşık sekiz yıldan beridir Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Meclisi’nde görüşülmekte olan ancak bir şekilde sonuçlandırılamayan “Bilişim Suçları Yasa Tasarısı”nın hazırlanıp yasallaşması süresince emeği geçen herkese teşekkür etti.
Başbakan Tatar, ülkemizde Bilişim Yasası olmadığından bilişim suçu işleyen kişi veya kişileri cezalandırmanın bugüne kadar mümkün olmadığını da hatırlattı.
Günümüzün teknoloji çağı olduğunu ve teknolojinin bize sağlamış olduğu imkânların faydalarından yararlandığımız gibi bazı durumlarda ülkemizin ve vatandaşlarımızın da bazı durumlarda bunlardan zarar gördüğüne de dikkat çeken Başbakan Tatar şöyle devam etti:
“Geniş bir çalışma sahasını kapsaması nedeniyle yapılan her tanım bilişim suçlarının farklı bir yönünü ortaya koymaktadır. ‘Bilişim’ sözcüğünü kullanarak adlandırılan “bilişim suçu” kavramı, bilişim ile ilintili her tür suçu kapsıyor.
Artık, bilişimde kullanılan materyaller içine mobil cihazlar, akıllı telefonlar, tabletler, cep bilgisayarları ve akıllı saatler gibi teknolojileri düşünmek mümkündür. Bilişim suçlarının örneklerini her geçen gün internet ve televizyonda görmekteyiz. Bilişim suçları, sisteme zarar vererek veri hırsızlığı yapmak amacıyla virüslerin oluşturulması ve bu virüslerin dağıtılması, kötü amaçlı yazılımlar oluşturmak, kullanıcılara ait kişisel verilerin ele geçirilmesi, internet veya bilişim araçlarını kullanarak dolandırıcılık veya kimlik hırsızlıkları, kullanıcılara hakaret, küfür veya müstehcen içerikler göndermek, kullanıcılara rahatsızlık vermek, kredi kartı bilgilerinin ele geçirilmesi gibi birçok bilişim suçuna rastlamak mümkündür.”
Başbakan Tatar, bilişim suçlarını, diğer suçlardan ayıran temel bazı farklılıklar olduğunu da belirterek, bu farklılıkların zaman, mekân veya yer ile sınırlı olmadan meydana gelmesi ile kolayca tanımlanabilecek sınırlara sahip olmaması, ülke ve yargı sınırlarını aşması, yasallaştırma ve delillendirmenin güç ve dikkate değer teknik bilgi gerektirmesi olarak sayılabilmekte olduğunu kaydetti.
Tatar, bir suçlunun işlediği suçtan sonra o suçla ilgili delil, iz ve emare bırakmaması değişmeyen bir kural olarak kendi elinde olmadığı gibi, bilişim sistemleri ile işlenen suçlarda da suç ile ilgili deliller farklı şekil ve formatlarda suç sonrasında dijital delil olarak bulunabilmekte olduğuna dikkat çekti.
Tatar, “Bilişim sistemleri üzerinde iz bırakmadan işlem yapmak neredeyse imkânsızdır. Önemli olan bu izleri doğru bir şekilde tespit edip, sonuca götürücü verilere ulaşmaktır. Bu işlemlerin sağlıklı olarak yürütülmesi amacıyla adli bilişimin de önemi çoktur ve ülkemizde de bu konunun da gelişmesi gerekmektedir” dedi.
Bundan sonraki süreçte ve bilgi çağında ülke insanımızın özgür ortamda, güvenli alanda bilişim teknolojilerinden yararlanıp hizmet alabileceğini kaydeden Tatar, yasa tasarısının yasallaşma sürecine kadar olan dönemde emeği geçen herkese teşekkür etti.
(BRT/MAIL)