Türkiye Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, Yunanistan Dışişleri Bakanlığı’nın Oruç Reis’in Faaliyetlerine dair açıklamasına yanıt geldi.
Aksoy, “Bilindiği üzere Oruç Reis araştırma gemimizin ülkemizin BM’ye bildirdiği kıta sahanlığı içinde ve Hükümetimizin 2012 yılında Türkiye Petrolleri Ananonim Ortaklığı’na verdiği ruhsat sahaları dahilindeki, geçtiğimiz Temmuz ayı için planlanan sismik araştırma faaliyeti, Cumhurbaşkanımızın talimatıyla bir süre askıya alınmıştı. Almanya ve AB’nin ricası üzerine diplomasiye şans tanımak ve diyalog kanallarını yeniden canlandırmak amacıyla yaptığımız bu iyi niyet jesti karşılık görmemiştir”dedi.
Yunanistan diyalog konusunda samimi ve dürüst olmadığını 6 Ağustos’ta Mısır ile yaptığı korsan anlaşma ile ortaya koyduğunu dile getiren Aksoy, bu anlaşma ile Türkiye’nin ve Libya’nın Doğu Akdeniz’deki kıta sahanlığı ihlal edildiğini vurguladı.
Hami Aksoy, bu gelişme üzerine Oruç Reis gemisinin daha önce planlanan sismik araştırma faaliyetine bugün itibariyle başladığını anımsattı.
Yunanistan’ın faaliyetimize itiraz etmesinin hiçbir hukuki dayanağı olmadığını dile getiren Aksoy, “daha önce defaatle dile getirdiğimiz üzere, Meis Adası başta olmak üzere, bölgedeki Yunan adalarının Türkiye’nin kıta sahanlığını kesmesi uluslararası hukukun temel ilkesi olan hakkaniyet ilkesine aykırıdır”dedi.
Aksoy, Türkiye’nin gösterdiği iyi niyete bir kez daha karşılık bulamamış olmasından hareketle, uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarını kullanmayı sürdüreceğini ve daha önceden yapılan planlama çerçevesinde faaliyetlerine kararlılıkla devam edeceğini ifade etti.
Akdeniz’de gerginliği arttıran tarafın Türkiye değil, Yunanistan olduğunu dile getiren Aksoy, “asırlar boyunca Türk hakimiyetinde bulunan Akdeniz’den ülkemizi dışlamaya çalışmak kimsenin haddine değildir. Akdeniz’in “tek sahibi benim“ anlayışıyla hareket edenler hüsrana uğrayacaktır”dedi.
Aksoy “Türkiye kendisine karşı oluşturulan şer ittifaklarını yerle yeksan edecek kudret ve kararlılık ile imkan ve kabiliyetlere sahiptir”ifadelerini de kullandı.
Bölgedeki askeri varlığın, herhangi bir tırmanmaya yol açma hedefi taşımadığını da dile getiren Aksoy, “tamamen, gerekmesi halinde meşru savunma hakkını kullanmaya yöneliktir. Sivil bir gemimize askeri müdahalede bulunulmasına tabiatıyla izin verilmeyecektir”dedi..