TDP ekonomik öneri paketini açıkladı

TDP ekonomik öneri paketini açıkladı

Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP), korona virüsü salgını sonrası alınması gereken ekonomik ve yapısal önlem ve tedbirleri açıkladı.

TDP Basın Bürosu’ndan yapılan açıklamada, Çin’de ortaya çıkan ve kısa sürede birçok ülkeye yayılarak binlerce kişinin ölümüne neden olan Korona Virüsü vakasının KKTC’de de ortaya çıkmasının ardından olağanüstü günlerden geçildiğine işaret edildiTDP olarak ilk günden itibaren ülkede sağlık alanında olağanüstü durum ilan edilmesi, bu yapılmayacaksa da ivedi olarak sokağa çıkma yasağı getimesini savunmalarina rağmen hükümetin kısmi sokağa çıkma yasağı kararı almasının olumlu bir adım olduğu belirtildi.

Hastalığın yayılmasının önlenmesinde en etkili yöntem olan sosyal izolasyonun önemine vurgu yapılan açıklamada, “Kısıtlı imkanların, risk yönetiminin son noktası olan kriz yönetiminde bizi başarıya ulaşmakta zorlayacağını, bir kez daha yaşayarak gözlemlemekteyiz. Risk yönetiminin kamu yönetiminde bir gerçeklik olması, gelecekte yaşanacak krizleri önlemekte etkili olacaktır” ifadeleri kullanıldı.

Açıklamada “Olağanüstü koşullar ancak, olağanüstü kararlar ve önlemlerle aşılabilir. Unutulmamalıdır ki, ekonomik krizin boyutunu bugün alacağımız tedbirler belirleyecektir. Geç kalmadan ne kadar çok doğru karar alır ve uygularsak, ekonomik krizin boyutu da o kadar az olacaktır, aksine ne kadar geç kalırsak, krizin derinliği de o kadar fazla olacaktır” denildi.

Ortak aklı yakalayarak, gerek toplum, gerekse ülkenin geleceğine olumlu etki yaratacak, bu zor günlerin ve yaşanacak ekonomik sıkıntıları en az zararla atlatmak gerektiği kaydedildi.

TDP’nin “Korona Virüsü Sonrası Alınması Gereken Önlemleri” şunlardır:

1- Sorunun yeşil hat ötesi olduğunun kabulü ile iki toplumun sağlık uzmanlarından oluşturulan Sağlık Teknik Komitesi aracılığı ile iki tarafta alınan ve ekonomiyi etkileyen kararların etkisinin belirlenebileceği bir iletişim kanalı oluşturulmalı.

2- Turizm ve yükseköğrenim sektörleri için ilgili tüm paydaşlar ve uzmanları kapsayacak iki kriz masası oluşturulmalı.

3- Yüksek koordinasyon ihtiyacı nedeniyle ekonomist, muhasebe, maliye, kamu yöneticileri, sosyolog ve hukukçulardan oluşan bir danışma ve koordinasyon kurulu oluşturulmalı. Kurulun sekreteryası belirlenerek, sürekli iletişim hattı sağlanmalı. Kurul ayrıca, alınacak kararların uygulanma yeti ve pratiğinin denetlenmesi açısından önemlidir.

4- Toplumsal eşgüdüm ve kenetlenme için, siyasi parti yetkililerine düzenli şekilde bilgi verip, fikir alışverişi yapabilecekleri bir zemin oluşturulmalı.

Dünya genelinde olduğu gibi salgın süresince ve sonrasında büyük bir ekonomik ve ticari durgunluk büyüyerek devam edecektir. Bu sebeple, sadece kamuyu değil, özel sektör ile hane halkını korumak için ülkemizde de ekonomik kararların alınması kaçınılmazdır.

* Banka borçlarının ödenmeme riskine yönelik, yeniden konsolide edilmesine olanak sağlayacak açılımlar yapılmalı.

* AB’nin korona ile mücadele destek paketinden Kıbrıs Türk Toplumu nezdinde faydalanılması için girişimler yoğunlaştırılmalı.

* Gümrüklerini kapatan ülkelere ihracat yapan firmaların mağduriyetlerinin giderilmesi için kredi limitleri açılmalı ve artırılmalı. Geçmişten gelen ticari kredilerin geri ödeme vadeleri uzatılmalı ya da yapılandırılmalı.

* Gelişmiş ülkelerin faiz düşürerek piyasadaki para arzı hacmini genişletme uygulaması bizde de yaşama konmalı. Merkez Bankası, Kalkınma Bankası ve Ticari Bankalar tarafından cazip ve daha ucuza kredi imkânları oluşturulup uygulamaya konmalı, faizler düşürülmeli. KKTC’de piyasada dolaşımda olan para hacmi artırılmalı.

* Yerli ürünlerin desteklenmesi ile ilgili ek önlemler alınmalı. Zaruri tüketim maddeleri ve korona virüse karşı kullanılan ürünlerde tavan fiyat belirlenmeli.

* Salgın sonrası temel ihtiyaç ürünlerinin üretimine hız vermek için tüm teşvik sistemleri devreye sokulup, iç piyasanın temel ihtiyaçları karşılanmalı ve bu ürünlerin ithalatından kaçınılmalı.

* Tüm hijyen, ilaç ürünleri ve benzeri ihtiyaçlar erişilebilir fiyat uygulamasına tabi tutulmalı. Buna uymayanlara ibretlik ceza verilmeli. Lüks tüketime giren ürünlere ek vergilendirme yapılarak, temel ihtiyaçlara gümrük ve vergi indirimi yapılmalı.

* Kirada oturanların ev hakları, pandemi geçip rutin ekonomik hayata dönene kadar garanti altına alınmalı.

* Haberleşme ücretlerinin bu dönem geçene kadar internet ortalamaları dikkate alınarak mümkün olan en alt seviyeye çekilebilmesi için şirketlerle görüşülmeli. BTHK’nın kuruluş yasası kapsamında alınan vergi bina yapımı yanında, 6 aylık bir süre için sübvansiye amaçlı kullanılmalı.

* Maliye Bakanlığı gelir vergisi “verme/ödeme” süresini uzatmalı.

Özellikle dar gelirliler, mikro ve küçük işletmelerin sabit maliyeti olan sosyal sigorta, enerji, kira ve borçlarına odaklanacak bir paket hazırlanmalı.

• Esnafa yönelik vergi ve prim ödemelerinde ertelemeye gidilmeli.

• Daha önce yapılandırılmış olan kredilerin faiz oraları güncel faize göre revize edilmeli.

• Yerel İşgücünü Destekleme Fonu’nda biriken para ile mikro ve küçük ölçekli işletmelerin sosyal güvenlik ödemeleri karşılanmalı.

• Özel ve tüzel kişilerin kira ve banka borçlarının ödeme süresi zamana yayılmalı.

• Bir fon ile 5 bin işletmeye %12 faiz ile 6 ay geri ödemesiz %50 faiz devlet destekli bir yardım paketi YAGA tarafından sunulmalıdır.

• Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası ile işbirliği sürecinde “due diligence” sürecini tamamlamış yerel bankalarımız aracılığıyla AB’den mikro kredi ve/veya mikro hibe programlarının işletmelerimize sunulmasının önü açılmalı.

• TC Para Politikası Kurulu’nun 17 Mart’ta politika faizini %9.75’e indirmesi sonrasında KKTC Merkez Bankası’nın ülkemizde hizmet veren tüm bankalara (yerel veya şube) faiz indirme konusunda gerekli teşviği sunmalı.

• Banka Garanti Fonu’nda birikmiş paranın en doğru şekilde, yapılacak olan düzenlemeyle piyasayı destekleyici bir fonksiyonda kullanılması sağlanmalı.

• Sektörde veya hane halkında temerrüde düşme riskini taşıyan banka kredisi borçlularına özel vade uzatım olanakları tanınmalı. Bankalar Birliği ile istişare halinde geriye düşmüş kredilerin yapılandırılması ve/veya kriz süresince faizlerin dondurulması, bu maliyetin projeksiyonla kamu kaynakları ile desteklenmesi sağlanmalı.

• Ekonomik kayba uğrayan işletmelere yönelik sosyal sigorta, ihtiyat sandığı destek paketi oluşturulmalı veya sosyal sigorta, ihtiyat sandığı ödemelerinin gecikmelerine izin verilerek herhangi bir faiz talebi yapılmamalı. (önümüzdeki 3 ayda)

• İşten çıkarmalar engellenmeli, koşulları mazeret göstererek işten çıkarmaya yönelecek şirketlere yönelik cezai işlemler başlatılmalı. Son beş yılda herhangi bir şekilde teşvik veya mali destek programlarından faydalanan şirketler, bu kriz dolayısıyla personel durdurma yönünde karar alırsa, 2025 yılına kadar tüm teşvik programlarından yasaklı konuma düşürülmeli.

• Oluşacak ticari anlaşmazlıklara yönelik mahkeme öncesi çözüm sağlayacak ara yapılanmalar kurularak yetkilendirilmeli.

• Petrol fiyatlarındaki düşüş ile elektrik ve yakıt fiyatları ucuzlayabilecek bir noktaya gelmiştir. Bu noktada hükümet fiyatlarda indirime gitmeli. Eğer fiyatlarda ucuzlatma politikası öngörülmüyorsa, en azından buradan elde edilecek tüm gelir sosyal yardım alanında kullanılmalı.

• Mevcut koşullarda büyük işletmelerin toplu işten çıkarma yapma ihtimali karşın, yaşanacak sıkıntıların önüne geçmek adına, kanun gücünde kararname yoluyla belirli düzenlemeler yapılmalı.

• Yerli işgücünün korunması bu noktada önemlidir. Bu durumda bu tip mağduriyetler yaşayabilecek iş gücüne yönelik de yerli istihdamı destekleme fonundan faydalanılacak bir formül yaratılmalı. En azından orta ölçekli işletmelerin işgücü bir süreliğine azaltılarak batmaları önlenirken, mağduriyetlerin de önüne geçilmeli. Bu bağlamda Yerli İstihdamı Destekleme fonu altında birikmiş olan ve yaklaşık 300 Milyon TL’ye yakın bir miktar barındıran fondan yararlandırılmalı.

• Mevcut rakamlara göre (2017 istatistik yıllığı) 1697 sağlık çalışanı vardır. (doktorlar, hemşire, ebe vs.) Bu sayı kamuda istihdam edilen kişilerin %10’undan azını oluşturmaktadır. Halen özverili bir şekilde görev yapmakta olan sağlık çalışanlarından kesinlikle hiçbir kesinti yapılmamalıdır.

• Sağlık çalışanları dışında, kamuda çalışıp geliri net 7500 TL üzerinde olanlardan ileride ödenmek üzere geçici bir süre için kesinti yapılmalı. Buradan elde edilecek gelir İDM fonuna aktarılarak dar ve sabit gelirlilere yönelik kullanılmalı.

• İvedilikle kamudaki sağlık çalışanlarının sayısı artırılmalı. İlaveten, yanan devlet hastanesinin yenilenmesi ve yeni bir tam teçhizatlı hastanenin yapımı birinci önceliğimiz olmalı. Örneğin önümüzdeki beş yıl boyunca bedelli askerlik yapanlardan alınacak tüm para hastane yapımında kullanılmalı.

• Kamu ve özel sektör çalışanlarının maaş ve özlük haklarında kesinti veya gecikme olması halinde, bankalara ve devlete olan tüm taksitler faiz uygulanmadan ertelenmeli.

• Ödenmesi gereken borçların önümüzdeki 3 ay sonraya erteleneceği açıklandı. Bu yeterli değildir, bununla birlikte gecikme faizi uygulaması 3 ay boyunca kaldırılmalı. Ayrıca, bu salgın uzadığı takdirde, KKTC Bankacılık sistemi ek uzatmalara da ihtiyaç duyacaktır, böyle bir senaryoda sadece ek ertelemelerin yeterli olmayacağı, gecikme faizi uygulamalarının da erteleme süresi kadar kaldırılmasının da gerekeceği bilinmelidir. Böylesine bir küresel salgında tüm ülkelerde oluğu gibi, KKTC bankacılık sistemi ile büyük ölçek işadamlarının elini taşın altına koymaları gerektiği iyice anlaşılmalıdır.

• Bankalar arası transferlerde (ATM ve internet transferleri de dahil) tüm işlem ve komisyon ücretleri durdurulmalı, işlem ve para çekme hacimleri arttırılmalı.

Ülkemizde ne zaman bir doğal afet ya da benzeri bir nedenle ekonomik sıkıntı yaşansa ilk akla gelen, kamu çalışanları ve emeklilerden kesinti oluyor. Bu durumda da patronlar, bankacılar, lüks oteller ve casino sahipleri yani üst düzey gelir grubundaki kişi ve kurumlar hep görmezden geliniyor. Oysa ilk akla gelmesi gereken onlardır. Yukarıda belirtildiği gibi ve salgının uzayacağı veya tekrarlayacağı düşünülürse zaman elini taşın altına koyma zamanıdır.

ABD ve bazı AB ülkeleri, tüm vatandaşlarına doğrudan nakit yardımına başlamak üzeredir. KKTC’de de benzer amaçlı bir fon oluşturulmalı ve bu fon için yukarıda belirtildiği üzere, patronlar, bankacılar, lüks oteller ve casino sahipleri yani üst düzey gelir grubundaki kişi ve kurumlardan ivedi aktif katılım istenmeli. Bu vesile ile hem zarar eden ve batma riski taşıyan işletmelere, hem de vatandaşlara yardım eli uzatılmalı. İran’da, bu salgının yaz tatili sonrası tekrarlanabileceği tartışılmaktadır. Benzer şekilde özellikle AB ülkelerinde 1 yıl uzayabileceği öngörülmektedir. Bu durum ise, KKTC’de turizm, dış ticaret ve yüksek öğrenim sektörlerinin uzunca bir süre duracağı anlamına gelmektedir ki, hem ekonominin hem de vatandaşın dayanması mümkün olmayacaktır. Bu yüzden böyle bir fon acil olarak oluşturulmalı ve desteklenmeli”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir