Koronavirüs salgını sonrası her alanda olduğu gibi turizmde de köklü değişiklikler bekleniyor. Sektör temsilcileri, Türk turizminin tartışmalı uygulaması açık büfelerin de bu durumdan nasibini alacağını düşünüyor
Turizm dünyasının temsilcileri, corona virüs salgını sonrası sektörde köklü değişiklikler yaşanacağı, turistlerin artık çok kalabalık ortamları ve açık büfeleri tercih etmeyeceği görüşünde.
Dünya Turizm Forumu Enstitüsü (World Tourism Forum Institute) Başkanı Bulut Bağcı, insanların, küresel salgın gibi durumlarda travma yaşadığını, salgınların etkisinden uzun süre çıkamadığını söyledi. Bu travmaların, dolayısıyla salgınların, insanların alışkanlıklarını değiştirdiğini dile getiren Bağcı, koronavirüsün de insanlarda seyahat ve benzeri konulardan korkmasına yol açtığını anlattı.
Bağcı, salgından en çok etkilenen sektörlerin başında turizmin geldiğini, yıllık ekonomik büyüklüğü 1,7 trilyon dolar olan sektörün bu yılki kaybının en az 1 trilyon dolar olacağını bildirdi. Salgın sonrası turizmde bazı alışkanlıkların değişeceğini, eskiye dönüşün vakit alacağını, zamanla birçok farklı uygulamanın hayata geçeceğini dile getiren Bağcı, turistlerin ilk anlamda teması en aza indireceğini söyledi.
Bulut Bağcı, artık insanların çok kalabalık otelleri tercih etmeyeceğini veya bu tercihin zaman alacağını belirterek, butik otellerin veya tatil köylerinin rağbet göreceğini söyledi. Normalde yaz aylarında ve bayramlarda turistik bölgelerin çok kalabalık olduğunu dile getiren Bağcı, “Artık insanlar tatile gitmek için turizm sezonlarının en kalabalık dönemlerini tercih etmeyecek. Daha sakin dönemlerde ve daha az kişiyle tatile gidilecek. Önceden eş, dost, arkadaşlarla toplu şekilde gidilen tatiller yerini çekirdek aileye bırakacak” diye konuştu.
Bağcı, tatillerdeki toplu etkinliklerden de insanların bir süre uzak duracağını kaydederek, daha az temas, daha çok sakinlik, daha az insanın bulunduğu tatillerin ön planda olacağını anlattı.
Dünya Turizm Forumu Enstitüsü Başkanı Bağcı, turistlerin yeme-içme alışkanlığında da ciddi değişiklikler yaşanacağını belirterek, şu ifadeleri kullandı:
“Şimdiye kadar açık büfelerin yer aldığı her şey dahil konsepti
nin öne çıktığı turizm şekliydi. Onlarca, hatta yüzlerce turistin sıraya girdiği, herkesin aynı kepçe veya aparatlarla yemekleri, salataları, tatlıları aldığı açık büfeler artık tercih edilmeyecek. O karpuzdan heykellerin, onlarca çeşit tatlının, çorbanın, yemeğin veya salatanın yer aldığı açık büfeler cazibesini kaybedecek.”
Bağcı, 800 odalı bir otelde 2 bin kişinin aynı açık büfeden yemek yiyebildiğini kaydederek, sosyal mesafe nedeniyle artık bu konseptten uzak durulacağını bildirdi. Otellerde artık alakart restoranların daha çok tercih edileceğini dile getiren Bağcı, “Tatil paketi, yine her şey dahil olacak belki ancak açık büfe yerine ala kart restoranlar buraya dahil olacak.
Bulut Bağcı, Türkiye’de 2018’de açıklanan rakamlara göre bir yılda israf edilen gıda miktarının 26 milyon ton olduğunu, bunun parasal karşılığının 214 milyar liraya tekabül ettiğini söyledi. Bu rakamın aradan geçen süreçte en az 250 milyar liraya ulaşmış olacağını dile getiren Bağcı, “Açık büfeler aynı zamanda çok ciddi bir israf kaynağıdır. Açık büfelerin zamanla kaybolmasıyla ciddi bir israfın da önüne geçilecek.” dedi.
Bağcı, bir öğün için hazırlanan açık büfenin ortalama maliyetinin en az 15 bin lira olduğunu kaydederek, bunun yarıya yakınının israf edildiğini vurguladı. Mutfakta ve restoranlarda çalışan personelin hijyeninin çok daha fazla özen kazanacağını kaydeden Bağcı, artık özellikle bu bölümlerde çalışan personele belirli periyotlarda salgın testi yapılacağını bildirdi. Bağcı, otellerin artık doktor bulundurmasının çok önem kazandığının altını çizerek, sağlık personeli için ayrılan maliyetlerin artacağını ifade etti.
Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) Başkanı Müberra Eresin, “her şey dahil” sisteminin şehir otellerinden ziyade resort bölgelerde uygulandığını, kahvaltı, öğle ve akşam yemeği servislerinin ise tüm otellerde ağırlıklı olarak açık büfe yöntemiyle sunulduğunu belirtti.