Türk bilim insanları dünyanın çatısında

Türk bilim insanları yıllardır dünyanın en güney ucu Antarktika’da çalışmalar yapıyor. O çalışmalarda önemli ölçüde yol alındı. Öyle ki artık Türkiye’nin Antarktika’da geçici bir üssü bile bulunuyor.

Bilim insanları bu kez rotayı dünyanın kuzey ucuna, Kuzey Kutbu’na çevirdi. 8 kişilik ekip Arktik bölgesine yapılan ilk bilim seferini başarıyla tamamladı. İTÜ Kutup Araştırmaları Uyg-Ar Merkezi Müdürü Doç. Dr. Burcu Özsoy, bu önemli seferlerle ilgili ayrıntıları TRT Haber’e anlattı.

İlk Türk Arktik Bilimsel Seferi’ni başarıyla gerçekleştirdiniz. Bu seferin amacı neydi? 

Türkiye’nin Arktik bölgesiyle ilgili yaptığı çalışmaları değerlendirmek istiyorduk. Bu sefere biz, 7 bilim insanı ve 1 görüntü yönetmeniyle 8 kişilik ekip olarak gittik. Bu 8 kişi, toplamda 41 kişiyi ve 14 projeyi temsil etti. Türkiye İş Bankası sponsorluğunda İstanbul Teknik Üniversitesi, Karadeniz Teknik Üniversitesi, Piri Reis Üniversitesi ve Sahil Güvenlik komutanlarının katılımıyla icra edildi. 14 farklı üniversite araştırmasının ihtiyacı olan bilimsel örneklemeleri kurumun gönderdiği örneklemeleri alarak Türkiye’ye getirdik.

Neden 41 kişiyi 8 kişi olarak temsil ettiniz? 

Amaç aslında, az ayak izi bırakmaktı. Arktik’e giden alanında yetkin bilim insanları, diğer bilim insanlarının projelerine ilişkin örneklerini getirdiler. Burada minimum ayak iziyle maksimum verimi sağlamayı hesapladık. 

Arktik’teki çalışma ortamınız hakkında bilgi verebilir misiniz? 

24 saat aydınlık olduğu için örnekleme noktalarımızı bilim insanlarımızla birlikte oluşturduk. Bu örnekleme noktalarına gece yarısı veya sabahın üçünde bile varabiliyorduk. Çünkü sürekli aydınlıktı. Gemide kalıyorduk. Gemi koşulları zaten zordur. Kara gibi stabil bir yaşam koşulu sağlamıyor. Gemi uyku yapar normalde ama etraf sürekli aydınlık. Bunun bilimsel anlamda bize olumlu etkileri oldu ancak fiziksel olarak olumsuz etkilerini yaşadık. 

Yaptığınız araştırmalar hakkında bilgi verebilir misiniz? 

Karasal çalışmalar için iznimiz yoktu. Özel bir alan olduğu için karasal araştırmalar için çok ciddi bir izin süreci var. Onun için orada bir hata yapmak istemedik. Ama denizel alanda sediman örnekleri, özellikle mikroplastikle ilgili örneklemeler, deniz buzu çalışmaları, hava kalitesi gibi çalışmalar gerçekleştirdik. Çok büyük bir hafıza oluşturduk. 

Arktik’te iklim değişikliğine ilişkin gördüklerinizi bizimle paylaşabilir misiniz? 

Arktik’te iklim değişikliğiyle ilgili konular, 1970’lerden bu yana devam ediyor. 2000’li yıllarda Kuzey Kutbu’nda, deniz buzlarındaki erimeler yaklaşık 1 milyon kilometrekareye ulaştı. Türkiye’nin yüzölçümü kadar buz, kalıcı olarak eridi. En son 2019’un Temmuz ayında büyük bir rekor kırıldı. Biz oradayken buna şahit olduk. Direkt deniz buzları değil, kara buzlarında da erime var. 

Yıllardır Antarktika seferleri yapıyorsunuz. Dünyanın birbirine zıt bu iki noktasını karşılaştırabilir misiniz? 

Her ne kadar kutup bölgelerinde çalışıyor da olsak, Arktik ve Antarktika’yı kesinlikle karıştırmamak lazım. Antarktika’da penguenler var, Arktik’te kutup ayıları var. Penguenler zararsız ama kutup ayıları zararlı. Antarktika tamamıyla koruma altında, hiçbir dünya ülkesine ait değil. Ülkelerin bilim üslerinin ve bilim insanlarının bilimlerini icra ettiği bir nokta. Arktik’te statü daha farklı. Arktik, kıtalarla ve diğer dünya ülkeleriyle çevrili bir okyanus. İster istemez kıta sahanlıkları, hak-hukuk konuları Antarktika’ya göre farklılık gösteriyor. 

Antarktika koruma altında, silah gibi malzemelerin kullanımı kesinlikle yasak. Arktik’te ise Svalbard ve etrafında yaptığımız seferlerde, Norveç Hükümetinin Svalbard Valiliğinin isteği doğrultusunda seferimizde silah bulundurduk. Çünkü karaya çıktığımız alanlarda bir kutup ayısı saldırısı olursa ister istemez kesinlikle kendimizi korumak durumundaydık. Tabii kutup ayısı gördüğünüz zaman vuracaksınız diye bir şey yok. Onların da canını korumak zorundayız. Kutup ayısını kaçırma yönünde bir fişek yakmak, ses çıkarmak ya da havaya ateş etmek gibi onu kaçırma yönünde bir durum sergilemek gerekiyor. 

Arktik’in, Antarktika’ya göre yakın olması da bir avantajdı sanırım… 

Antarktika’nın lojistiği çok zor. Buradan 13 bin kilometre uzağa araştırmacıların ekipmanları, giysileri, yiyecekleri ve karaya çıkınca kullanmaları gereken eşyaları gönderiliyor. Arktik, Antarktika’yla karşılaştırılamayacak bir mesafede. Yine Antarktika’da birkaç saat karanlık görüyorduk. Arktik’te tamamıyla gündüz yaşanıyor. 

Antarktika’da Türkiye geçici yerleşkesini kurdu. Yapılacak dördüncü seferle ilgili çalışmalar ne aşamada? 

Dördüncü sefer için TÜBİTAK bilimsel çağrı yaptı. Bu çağrıya başvuracak bilim insanları içinden tabii ki lojistik değerlendirmeler de söz konusu olduktan sonra, başarılı olan projeler katılım sağlayacak. 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir