“Türkiye pazarına giriş imkanlarının iyileştirilmesini bekliyoruz”

“Türkiye pazarına giriş imkanlarının iyileştirilmesini bekliyoruz”

Kıbrıs Meyve Sebze “CYPFRUVEX” İşletmecilik Ltd. Genel Müdürü Cemal Redif, narenciyede dış satım sorununun aşılması için Türkiye pazarına giriş imkanlarının iyileştirilmesi ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hükümeti’nin desteğini beklediklerini kaydetti.

Redif, her alanda ve her koşulda Kıbrıs Türkü’nün yanında olan Türkiye’nin, Kıbrıs Türkü’nün önemli bir gelir kaynağı olan narenciye sektörünün sorunlarının aşılması için katkı sağlayacağına inanç belirtti.

Cemal Redif yaptığı yazılı açıklamada, narenciye sektörünün dünden bugüne gelişi ve şu andaki ihracat potansiyeli ile ilgili olarak şunları aktardı:

“Narenciye, halkımızın ekonomik yaşamına büyük ölçüde 1974 mutlu Barış Harekatı sonrasında girmiş, dış satımımızda önemli bir yere sahip olmuştur. Bu olgu 90’lı yılların ortalarına kadar devam etmiş ancak daha sonra birtakım nedenlerle (ABAD kararları vs.gibi) sektörde düşüşler meydana gelmiştir. 1974 yılında bir kamu kurumu olarak faaliyete geçen şirketimiz ‘CYPFRUVEX’ İşletmecilik Ltd. ülkemiz narenciye sektörüne büyük hizmetler vermiş ancak zaman içerisinde özel kesimin sektörde ağırlığını artırmış olmasıyla birlikte gerilemeler yaşamıştır. Buna rağmen Cypfruvex’in, üretimin idamesi ve üreticinin alın terinin değerlendirilmesindeki düzenleyici ve emniyet sübapı fonksiyonu halen devam etmektedir.”

Narenciye alanında dünyada yaşanan en büyük sorunun, dış satımdaki yoğun rekabet olduğunu ifade eden Redif, Avrupa piyasalarında karşılaşılan sıkıntılara son yıllarda Mısır’ın yeni plantasyonlarla büyük miktarlara ulaşan narenciye üretim ve ihracat kapasitesine (4,5 milyon ton üretim ve 1,5 milyon ton ihracat) sahip olmasının yanı sıra, ülkeye göre çok daha düşük olan ihracat maliyetleri ile fiyat kırarak dünya piyasasında oldukça etkili olmasının eklendiğine dikkat çekti.
“Rusya, Ukrayna ve Arap ülkelerine yönelik dış satımlarımız, Mısır’ın bu piyasalara yığılması ile olumsuz yönde etkilenmiştir ve bu etkinin her geçen yıl artarak devam etmesi öngörülmektedir” diyen Redif şöyle devam etti:

“Ayrıca, Ortadoğu ülkelerinde hüküm sürmekte olan istikrarsız durum, ülkemiz narenciyesinin özellikle Irak, İran gibi büyük alıcı ülkelere narenciye ihracatını olumsuz etkilemektedir.

Bu koşullar altında, narenciyemizin dış satımı için yegane açık kapı olarak 80 milyonluk Anavatanımız Türkiye görülmektedir.

Binlerce üreticinin bizden beklediği dış satımı ancak ve ancak, Anavatan Türkiye pazarına ürünlerimizin giriş şartlarının iyileştirilmesi ve KKTC hükümetinin desteği ile yerine getirebiliriz.”
İçerisinde bulunulan 2019-2020 narenciye sezonundaki rekolte öngörülerini de açıklayan Redif, öngörülerini şöyle sıraladı:
“1)Mandora Ürünü: Takribi 40-45 bin ton, İhracat periyodu: Ocak ayı sonu-Mart ayı ortası
2)Valensiya Portakal, Takribi 55-60 bin ton, İhracat periyodu: Mart ayı başı-Mayıs ayı sonu.”
“Bu miktarların pazarlanması, Anavatan Türkiye için çok küçük ancak bizim için çok büyük” diyen Redif, Türkiye’de yıllık 4.5-5.0 milyon ton kadar narenciye üretildiğini ve bunun 1.5 milyon tonunun ihraç edildiğini, 3 milyon tonun da iç piyasada tüketildiğini söyledi.
Ancak, büyük tüketim ve turizm potansiyeli nedeniyle ülkede yaz sezonu için geçici Valensiya portakal ve daha çok Rusya piyasası için Mandora türü narenciye alımı yapıldığına dikkat çeken Redif, içinde bulunulan 2019-2020 narenciye sezonuyla ilgili olarak ihracat bağlantısı faaliyetlerine başlanılması konusunda önerilerde bulundu.
Öneriler şöyle:
“1. Şirketimiz, geçmiş yıllarda Türkiye ve diğer 3. ülkelerde işbirliği yapmış olduğu firmalarla 2019-2020 sezonu için temas ve görüşmelere halen devam etmektedir. Ancak satış bağlantılarının somutlaştırılabilmesi için;
a. İlgili narenciye ürünlerinin, uluslararası ve Türkiye piyasa koşulları içerisindeki arz-talep dengesine göre satış fiyatlarının öngörülebilir bir duruma gelmesi gerekmektedir. Büyük fiyat dalgalanmalarının olduğu bu piyasada hiçbir alıcı ve satıcının 3-4 ay sonra satılacak bir ürüne fiyat verebilmesi mümkün değildir.
b. Ürün dahil (kesim-nakliye-ambalaj-ihracat) maliyet unsurlarının belirlenmesi gerekmektedir. Ancak, satış fiyatı belli olmadan, gerçekçi ürün fiyatı tespiti yapılamaz. Ayrıca, çoğu maliyet girdilerinin oluşmasında döviz kurunun seyrinin de çok önemi olduğu açıktır.
c. Maliyetlerin belirlenmesinde alınacak ihracat teşvik primi desteğinin önemi büyük olduğundan, ilgili devlet yetkililerinin söz konusu prim miktarını gecikmeden belirlemesine ihtiyaç duyulmaktadır.
Tüm bu veriler ışığında her zaman olduğu gibi yine üreticilerimizin sürdürülebilir bir üretim yapabilmeleri adına şirketimiz en kısa zamanda Mandora (King) ve Valensiya portakalı için Pazar-maliyet çalışmalarını tamamlayıp kamuoyunu bilgilendirecektir.
Hala hazırda Beyaz Greyfurt ürününün yarısına yakınını satın almış bulunmakla beraber; ürününü Cypfruvex ltd. vermek isteyen greyfrut üreticilerimize bilgi olarak satın alma işlemimizi devam ettirmekte olduğumuzu belirtiriz.
2. Türkiye piyasasına gerçekleştirilecek ihracat miktarlarının artırılabilmesinin yollarının tespiti konusunda Cypfruvex Ltd. yanı sıra özel kesim ihracatçıları, narenciye üreticileri temsilcileri ve ilgili devlet kurum yetkilileri gibi sektör paydaşlarının Türkiye Cumhuriyeti yetkilileriyle gecikmeden çalışmalar başlatması gerekmektedir.”

(BRT/TAK)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir