Türkiye’den ABD’ye: Sondaj açıklaması gerçeklerden kopuktur

Türkiye’den ABD’ye: Sondaj açıklaması gerçeklerden kopuktur

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Margan Ortagus, Türk gemilerinin Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon arama faaliyetleriyle ilgili yazılı açıklama yapmıştı.

“ABD’nin açıklaması gerçeklerden kopuk”

Ortagus açıklamasında, “ABD, Türkiye’nin, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin (Güney Kıbrıs Rum Yönetimi) münhasır ekonomik bölge olarak tanımladığı alanda sondaj faaliyetlerini yapma niyetini duyurmasından derin kaygı duyuyor” ifadelerini kullanmıştı.

Dışişleri Bakanlığı’ndan Ortagus’un açıklamasına tepki geldi.

ABD’nin açıklaması için “gerçeklerden kopuk” yorumunun yapıldığı açıklamada şu ifadelere yer verildi: 

“GKRY’nin bölge ülkeleri ile bu tarihten itibaren yaptığı MEB sınırlandırma anlaşmalarının hem bizim, hem de Kıbrıs Türkleri için geçerli olmadığı, bunların bir tanesinin de ülkemizin Doğu Akdeniz’deki kıta sahanlığı haklarını ihlal ettiği zamanında ilgili ülkelerin ve uluslararası toplumun dikkatine getirilmişti.

Aynı şekilde Türkiye bölgedeki Kıta Sahanlığını da uluslararası topluma duyurmuş ve Birleşmiş Milletler nezdinde de kayda geçirmiştir. Bölgede, tüm ilgili kıyıdaşlar arasında uluslararası hukuk kuralları uyarınca hakkaniyete dayalı sınırlandırma anlaşmaları henüz tamamlanmamıştır.”

“ABD’nin Türkiye’ye çağrıda bulunması uluslararası hukuka uygun bir yaklaşım değildir”

Açıklamada, ABD’nin kendisini mahkeme gibi görerek davrandığı belirtilirken, Türkiye’ye yapılan çağrının uluslararası hukuka aykırı olduğu vurgulandı. 

Dışişleri’nin açıklamasında şunlar denildi: 

“Hal böyle iken, üçüncü tarafların kendilerini adeta uluslararası mahkeme yerine koyarak deniz sınırlarının nereden geçeceğini tayin etmeye çalışmaları kabul edilemez. Bu anlamda, ABD’nin Rumların ‘hak iddia ettiğini söylediği’ bir alana yönelik geçerli sınırlandırma anlaşması varmış gibi Türkiye’ye çağrıda bulunması, ne yapıcı ne de uluslararası hukuka uygun bir yaklaşımdır.

Sondaj ve sismik gemilerimizin, kıta sahanlığımızda, Hükümetimizin 2009 ve 2012 yıllarında TP’ye verdiği ruhsat sahalarında arama ve sondaj faaliyetleri kararlılıkla devam edecektir.

Aynı şekilde Rum tarafı Ada’nın eşit ortağı Kıbrıs Türklerini, hidrokarbon kaynakları konusunda karar alma mekanizmalarına dahil etmedikçe veya tek taraflı hidrokarbon faaliyetlerini sona erdirmedikçe, Türkiye Kıbrıs Türklerinin de kıta sahanlığı haklarını korumayı sürdürecektir.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir