Vakıflar İdaresi Genel Müdürü Prof. Dr. İbrahim Benter, Vakıflar İdaresi olarak ilkelerinin bencil olmamak, paylaşmak, çevreyi korumak ve israf etmemek olduğunu vurguladı.
Kıbrıslılardan malını ilk vakfedenin bir kadın olduğunu ve isminin de Belkız Hatun olduğuna dikkat çeken Benter, toplam 2 bin 2 yüz vakıfın yarısını da kadınların kurduğunu söyledi.
Vakfın Osmanlı zamanında 1571 yılında Sultan Selim zamanında hayata geçtiğini ve amacın da fakir kişilerin vakıf mallarını kullanarak hayatta kalmalarını sağlamak olduğunu anlatan Benter, Vakıf işinin bir nevi hayır işi olduğunu ve ihtiyaçlı kimselere de vakıf aracılığı yardım edildiğini kaydetti.
Vakıflar İdaresi Genel Müdürü Prof. Dr. İbrahim Benter, TAK’a mülakat vererek Vakfın önemini, çalışmasını ve ilkelerini açıkladı.
Vakıfın iyilik çatısı altında herkese yardım elini uzattığını dile getiren Benter, “Vakıf demek iyilik yapmak demektir. Çocuklara ve gençlere Vakıf değerlerinin anlatılması gerekiyor. Biz bu bilinçle okullarda ve birçok bölgelerde etkinlikler, festivaller düzenliyor, kitaplar, kalemler hediye ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Adada birçok Vakıf malı olduğuna da vurgu yapan Benter, adanın Rum adası olduğuna dair yapılan söylemlere karşı da harita eşliğinde gösterdiği rakamlar doğrultusunda, Kıbrıs’ta 1878 yılında 596 Türk mezarlığı, 400 cami, 109 adet de evkaf çiftliği olduğunu söyledi.
Adanın kuzeyinden güneyine kadar haritalarda belirlenmiş şekilde birçok bölgede vakıf malları olduğuna dikkat çeken Benter, haritaların, adanın Rumların iddia ettiği gibi Rum adası değil aslında Osmanlı, yani Türklere ait olduğunun da ispat edildiğini söyledi.
Vakıflar idaresi olarak ellerinde olan vakıf mallarını ihtiyaçlı insanlara kiraladıklarını ve bu kira gelirlerinden elde ettikleri gelir ile de birçok alanda yardım yaptıklarını dile getiren Benter, özellikle eğitim ve sağlık konularında ihtiyaçlı kişilere yardım yapıldığını söyledi.
Benter, her yıl okulların açılması ile ihtiyaçlı öğrencilere ada genelinde yaklaşık bir milyon TL tutarında üniforma alımı için yardım yapıldığını kaydetti.
Benter, Vakıf mallarının bir kısmının Osmanlı döneminden kalma diğer kısmının da Güney’de kalan mallara karşılık verilen kilise malları olduğunu dile getirdi. Benter, Vakıf mallarının korunması ve yıkılmaması için kullanıma verildiğini ve bu mallardan elde edilen gelir ile de birçok ihtiyaçlı kişilere yardım eli uzatıldığını kaydetti.
“Vakıf demek iyilik yapmak demektir” ifadesini kullanan Benter, “nenelerimiz, dedelerimiz zamanında mallarını vakfetmişler topluma iyilik yapsınlar ve ihtiyaçlı insanlara yardım etsinler diye. Bize düşen onların taleplerini yerine getirmektir” dedi.
Vakıf felsefesinin çok farklı bir felsefesi olduğunu dile getiren Benter, Vakfın, Osmanlı döneminde arazileri olmayan fakir kişilerin vakıflardan yer kiralayarak kendi ihtiyaçlarını giderme amacıyla kurulduğunu aktardı. Benter, bu sistemin ise fakiri, zenginin kölesi olmaktan kurtarma sistemi olduğunu kaydetti.
Benter, kurulan sistem ile toplumda fakirler işlesin zengin daha zengin olsun düşüncesi değil, fakirlerin da kendine işlemesi ve kendini geliştirerek kimseye ihtiyaç duymayan bir hayat yaşamasının sağlanmasının hedeflendiğini anlattı. Benter, Vakıf mallarına kimsenin dokunamayacağını, vakıf mallarının sadece toplumun faydasına kullanılabileceğini vurguladı.
Benter, Osmanlı İmparatorunun 1571 yılında adaya gelir gelmez Sultan Selim tarafından Sultan Salim Vakfını kurduğunu ve vakfın 448 yıldır hizmet etmeye devam ettiğini dile getirdi.
Kıbrıs’ta ilk vakfı kuranla son vakfı kuranın da bir kadın olduğuna dikkat çeken Benter, Kıbrıs’ta kurulan 2 Bin 2 yüz Vakfın yarısını kadınlar kuruduğunu kaydetti.
Benter, Vakıf kurmanın şartları olduğunu söyleyerek, malını Vakfa veren bir kişinin vasiyetini yerine getirmek gerektiğini vurguladı.
Güney’de kalan Vakıf mallarının ise tadilatının yapılması yönünde çalışmalar da yapıldığını anlatan Benter, Kuzey’de bulunan kiliselere de sahip çıkılarak gerekli tadilatların yapıldığını dile getirdi Benter, “İslam dininde kiliseye zarar veremezsiniz, o da Allah’ın evidir” dedi.
Vakıf olarak en fazla eğitime katkıda bulunduklarını dile getiren Benter, 2013 yılında göreve geldikten sonra Vakfın kasasına giren paranın da oldukça arttığını söyledi.
Çocuklara ve gençlere vakıf değerlerinin anlatılmasının önemine vurgu yapan Benter, iyilik yapmanın önemini herkesin bilmesi gerektiğini söyledi.
Vakıfların, çocukların faydalanmaları ve Vakfın değerlerini anlamaları için, her yıl kitap bastırdıklarını ve okullarda etkinlik yaparak çocuklara Vakfın önemini ve görevlerini anlattıklarını dile getiren Benter, kitabın içeriğinde sevgi ve yapılması gereken iyiliklerin örneklerle anlatıldığını söyledi.
Benter, dağıtılan kitaplarda, “iyiliklerin en güzeli karşılığını beklemeden yapılandır, kötülükle savaş ancak iyilik yaparak kazanılır, en güzeli birlikte yaşamaktır” ve buna benzer birçok sözün resimlerle çocukların anlayacağı şekilde yer aldığını kaydetti. Benter, ayrıca “iyilik günlüğü” adını taşıyan kitapçığı da dağıtarak, “bugün ne iyilik yaptım?” sorusunu cevaplayarak çocukları her gün iyilik yapmak için teşvik ettiklerini söyledi.
Yaptıkları etkinlikleri de anlatan Benter, birçok etkinliğin yanısıra iyilik festivali de yaparak çocukları iyilik yapmak için teşvik ettiklerini de kaydetti.
Benter, Vakfın arka sokağında iyilik evi olduğunu çocukların burada ekip biçerek üretmeyi öğrendiklerini anlattı ve herkesi bu tür etkinliklere katılmaya çağırdı. (BRT/TAK)